Chuck Hagel niye gelmedi

12 Şub 2014

Bir kısmı aynı zamanda AB üyesi olan NATO müttefiklerinin çoğunun, hükümetin, kendisine uluslararası karanlık çevreler ve onun taşeronları dediği Hizmet Hareketi’nin kumpas kurarak yolsuzluk soruşturmalarını icat ettiğini söylediği paralel yapı iddialarına inanmadığını söylemek lazım. İktidar, bazı bakanları koltuğundan eden, bazılarının oğullarıyla birlikte tutuklanan hükümete yakın isimleri de kapsayan yolsuzluk soruşturmasını örtbas etmek için elindeki yetkileri sınırsız biçimde kullanmaya, polis teşkilatı, yargı ve birçok bakanlık mensubunu, kendisine kumpas kurup 12 yıllık iktidarını sonlandırmayı amaçladıkları iddiasıyla tasfiye etmeye devam ettikçe bırakın paralel yapı iddialarına dünyayı ikna etmeyi hem Türkiye’ye hem de kendisine kaybettiriyor.

Müttefikler de, Türkiye’de AK Parti ile Hizmet Hareketi arasında ciddi bir çatışma olduğunu zaten görüyor, bu inkâr edilemez bir durum iken paralel yapı adı verilen yapının zaten darbe teşebbüsleri davalarında hükümler verilerek alt edilmeye çalışıldığına işaret eden pek çok Batılı ülke var.


Türk kamuoyu da artık artan biçimde yolsuzluğa inanıyor ama cüzdanını aşırı derecede vurmadıkça iktidara desteğini sürdürüyor, en azından anketler bunu gösteriyor.

Hükümet, 30 Mart yerel seçimlerine az bir zaman kala kamuoyu algısını kendi lehine çevirmek ama demokrasiyi iyice geriletmek adına iktidar olanaklarını kullanmaya devam ediyor ve son olarak getirilen internet yasağı bu yanlış politikaların devamı niteliğinde. İnternet yasakları yoluyla yolsuzluk iddialarına dair belgelerin yayımı durdurularak seçmenin, ‘rüşvet iddiaları o kadar da önemli değilmiş,’ algısı ile oy kullanması sağlanmaya çalışılıyor.

AK Parti’nin seçmenleri yönlendirme taktiklerine sempati duymadığı gibi buna alet edilebilecekleri endişesi taşıyan müttefiklerimiz de çeşitli tedbirler alıyorlar. Örneğin, Amerikan Savunma Bakanı Chuck Hagel, ocak sonlarına doğru Almanya’nın Münih kentinde yapılan güvenlik zirvesine katılmak için geldiği Avrupa’dan büyük olasılıkla 28 Ocak’ta Türkiye’ye gelmeyi planlıyordu.

Ne var ki, Washington yönetimi, hükümetin, Hagel’in Türkiye ziyaretini, ABD’nin politikalarına destek verdiği şeklinde Türk kamuoyu nezdinde kullanabileceği endişesiyle, dolayısıyla Türk muhatapları ile yapacağı görüşmelerin faydalı olmayacağı düşüncesiyle bu gezinin ertelenmesine karar verdi ve Hagel böylece NATO müttefikine öngördüğü ziyaretini gerçekleştirmedi.

Ancak şu hususun da altını çizmek gerekiyor; Washington, bir yandan hükümetin ifade özgürlüğüne getirdiği ağır kısıtlamaları eleştirirken ve yolsuzluk soruşturmalarının şeffaf bir biçimde sürdürülmesi gerektiği çağrısını Ankara’ya açıkça yaparken, Ortadoğu bölgesinde çıkarlarının korunması için gerekli olan Türkiye ile ilişkileri tabii ki germek istemiyor.


Nitekim Amerikan Kara Kuvvetleri Komutanı General Raymond Odierno, geçen hafta, önce İzmir’deki yeni kurulan NATO kara komutanlığı LANDCOM’u ardından da Ankara’yı ziyaretinde, Türkiye’nin bölgede kritik bir ortak olduğunu yineledi.
Ne var ki, Amerikan askerî ve diplomatik yetkilileri özel konuşmalarında, TSK’nın, Türkiye’nin güvenlik politikaları konusunda hükümete gerekli tavsiyeleri yapmaktan imtina ediyor olmasından yakınıyorlar. TSK’nın siyaset üzerindeki etkisi, sivillerin lehine doğru orantılı bir biçimde kırıldıkça üst düzey komutanların kendi alanlarına giren güvenlik konularında dahi hükümete tavsiyede bulunmaktan geri duruyor oldukları iddiaları Ankara’da çokça konuşuluyor. Oysaki, TSK’nın, hele hele de yanı başımızda Suriye’deki iç savaşın Türkiye’ye güvenlik riski yansımalarının olduğu bir dönemde iktidarla bu alanda işbirliği yapmadığı kanaatinin oluşmuş olması Türkiye istikrarı adına tehlikeli bir durum.

Güvenlik politikalarının, Dışişleri Bakanlığı ve MİT tarafından belirlendiği iddiaları da Ankara’da çok yaygın.

paylaş