- Yakın Doğu Haber
Suriye’deki silahlı grupların geçtiğimiz yılın eylül ayından beri birbiriyle savaşmaya başlamaları, örgütlerin ideolojik ve örgütsel yapıları konusunda bazı soru işaretlerinin oluşmasına neden olmuştu.
İç savaş yaşayan bazı örgütlerin ideolojik ve örgütsel ortaklıkları göz ardı edilerek özellikle IŞİD’in diğer örgütlere karşı Suriye yönetimi tarafından yönlendirildiği iddia edilmişti.
Bir önceki yazıda Irak-Şam İslam Devleti'nin (IŞİD), liderleri Ebu Bekir Bağdadi'nin ve Nusra lideri Colani'nin ağzından Suriye sahasına girişinin ayrıntılarını yazmış; IŞİD lideri Ebu Bekir Bağdadi’nin ses kaydıyla Nusra Cephesi lideri Fatih el-Colani’nin ise el-Cezire'ye verdiği röportajla, Suriye savaşına nasıl dahil olunduğunu anlatan ifadelerine yer vermiştim.
IŞİD liderleri ile koordineli halde Suriye'de gerçekleştirilen saldırılar, 2011 yılının aralık ayında Şam'da iki büyük intihar eylemi ile başlamış ve 2012 yılının ocak ayında Nusra Cephesinin ilanından sonra yoğunlaşmıştı.
IŞİD lideri Bağdadi'nin Irak'tan Suriye'ye transfer ettiği Colani, o dönemdeki stratejilerini ve bu saldırıları, önceki yazıda bir kısmını da çevirdiğim, el-Cezire kanalına verdiği röportajda anlatmıştı.
Nusra ve IŞİD, ayrılık yaşadıkları Nisan 2013'ten sonra, ana akım medyanın bahsettiğinin aksine onlarca müşterek operasyon gerçekleştirdi.
IŞİD sahanın ‘kötü çocuğu’ olunca, Suriye yönetimi ile ilişkilendirilmeye başlandı. Kontrol ettiği alanlarda kendine biat isteyen IŞİD'ten rahatsız olan ‘eski kardeşlerin’ IŞİD ile yaşadığı ayrılıklar ‘Suriye rejimi IŞİD eliyle devrimi boğmaya çalışıyor’ şeklinde sunuldu. Oysa bu ayrılıklar sahaya kimin liderlik edeceği ile ilgiliydi. Bu silahlı gruplar ordunun kontrolündeki veya çatışmaların ve askeri unsurların olmadığı bölgelere onlarca müşterek operasyon gerçekleştirdi.
Fakat dış güçler tarafından sahada kontrol edilebilen silahlı gruplar, IŞİD karşısında zayıflamaya başlayınca medya daha önce ‘muhalif’ saflarda andığı IŞİD'i kötü çocuk ilan etti ve hiç bir operasyonuna haber değeri vermedi.
IŞİD artık medyada işlenmiyordu. IŞİD'in, Suriye ordusu ve Hizbullah ile hiç çatışmadığı dahi iddia edildi. Suriye yönetimi ise karşısında gördüğü tüm cihatçı gruplara ‘tekfirci’ adını verdiği ve gruplar arasında ayırım yapmadığı için IŞİD'in adını duymaz olduk. Ancak IŞİD'in sosyal medya hesaplarına duyurduğu çatışmaları takip edebiliyorduk.
Aslında her biri farklı bir yazının konusu olabilecek onlarca operasyon da gerçekleştirildi. Bunlardan özellikle geçen yıl bu günlere denk gelen Lazkiye'deki ''Müminlerin Annesi Ayşe'nin Torunları'' operasyonunu ve bu operasyon ile gerçekleştirilen vahşi katliamı analım.
Lazkiye katliamı
4 ağustos 2013: ‘Müminlerin Annesi Ayşe'nin Torunları’ Operasyonu, ‘Büyük Sahil Savaşı’ ve farklı isimlendirmelerle devam ettirilen operasyon 4 Ağustos’ta ilan edildi.
Lazkiye kırsalındaki 19 köye, 6 cepheden saldırı başlatan gruplar şunlardı: Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD), Nusra Cephesi, Muhacirin Tugayı, Muhacirin Taburu, Mazlum'un Zaferi Taburu, Sukur el-İzz, Allah'a Hicret Taburu, el-İzzu Lillâh, Zafer Allah'tandır Tugayı, Ahfad-ı Resul, Kefr Dilbe Şehitleri, 10. Tugay, Batı Cephesi 1. Tugayı, Mustafa Mirza Taburu, Usame Maho Taburu ve Ensar el-Şam.
Operasyona katılan gruplar farklı isimleri de zikrediyor; fakat en bilinenleri ve yazılanları yukarıdaki gruplar.
Toplamda 16 örgütün ismi geçiyor. O dönemde es-Sefir gazetesi yazarı Tarık el-Abd, bu operasyonun liderliğini Ahraru’ş- Şam'ın yaptığını söylese de Nusra komutanları sonradan, o zamanlar komutanın IŞİD'in elinde olduğunu açıkladılar.
Kefr Dilbe, Bez Hirbe, Barude, Elhareta, Hambuşiye, Bluta, Bumekke, Beyt Şkuhi, Stirbe Cebel, Barude (Anpat) ve Cebel Dervin köyleri bu radikal gruplar tarafından işgal edildi.
“Kanlarını hala görebilirsin”
Bölgeye 1.5 ay sonra giden Human Rights Watch (HRW) 105 sayfalık raporuna yukarıdaki ismi vermişti. HRW'ye göre bu saldırıda 190 sivil katledildi ve 200'e yakın sivil kaçırıldı. HRW bölgeye geç ulaştığı için bazı verilere ulaşamamıştı. Yerel kaynakların verdiği ölü ve kayıp sayısı çok daha fazla.
HRW'nin Lübnan Temsilcisi Lama Fakih, radikal grupların bastığı köye gitti ve akrabaları katledilen ve kaçırılan insanlarla konuştu. Rapor ayrıntılı olarak operasyonu, operasyona katılan grupları ve operasyon sonrasını anlatıyor.[1] Dipnottaki linkte aynı zamanda raporun pdf formatı mevcut.
Suudi sermayeli Şarku’l- Awsat gazetesi ise o gün sahadan bildiren kaynaklarını dikkate alarak 300 sivilin kaçırıldığını aktarmıştı. Bu 300 sivilden 40'ını Çeçenlerin tugayı, 70'inin IŞİD, 105'ini Libyalı militanların kurduğu Muhacirin Tugayı kaçırdığını bildiriyordu. Gazete haberi ise ''300 Alevi tutuklandı'' başlığı ile vermişti.[2]
France-24 ise haberde, Alevilerin dini liderlerinden ve Antakyalıların da tanıdığı Bedr Gazal'ın IŞİD militanlarınca kaçırıldığını yazmıştı. Alevi Şeyhi Bedr Gazal'in kaçırıldıktan bir kaç hafta sonra sosyal medya üzerinden yayınlanan bir fotoğraf ile katledildiği öğrenildi.[3]
BBC Arapça servisi de saldırıyı, haber içeriğinde IŞİD'ten bahsetmeden ''Muhalifler Lazkiye'de bir kaç köyde kontrol sağladı'' başlığı ile vermişti.[4]
Kaçırılan sivillerden bazıları 8 ay sonra, Suriyeli gönüllü milislerin kurmuş olduğu Ulusal Savunma Güçleri’nin operasyonu ile kurtarıldı. El-Sefir gazetesine göre bu Savunma Güçlerine katılan gönüllülerin çoğu zaten işgal edilen köylerin çocuklarıydı.
4 Ağustos’ta başlayan saldırı 18 Ağustos’a kadar farklı operasyon isimleri ile sürmüş ve Savunma Güçleri direnişi ile boşa çıkarılmıştı. Ordu da Savunma Güçlerine havadan destek vermişti.[5]
Bununla birlikte aradan geçen zamana rağmen halen radikal grupların elinde olan sivillerden haber alınamıyor. Kaçırılan sivillerin akrabaları sürekli sokağa çıkarak çocuklarının ve akrabalarının geri getirilmesini talep ediyor. Akrabalar sosyal medyada sesini duyurmaya çalışıyor. Dipnottaki linkte kaçırılan sivillerin fotoğrafları ve bilgileri yer alıyor.[6]
Kafkas cihatçılarına yakın ve Arapça yayın yapan bir siteye göre Lazkiye köylerine yukarıdaki isimle başlatılan operasyon ‘Sahili Kurtarma’ başlığı altında, özellikle Körfez Şeyhi Haccac el-Ajmi'nin IŞİD'in kuzey bölgeleri komutanı Ömer Şişani'den özel olarak talep edildi.
Kuveytli Haccac el-Ajmi adlı Şeyhi Keseb saldırısında tanıdık. Keseb düştükten sonra ''Türkiye Alevileri ile Suriyeli Alevileri Birbirinden Ayırdık'' ve ''Sahili Alevi ve Hıristiyanların işgalinden kurtaracağız demişti.[7]
Özgür Suriye Ordusunun o dönemki genelkurmay başkanı olan Selim İdris ise Lazkiye operasyonundan bir kaç gün sonra Lazkiye'ye giderek bir tepede verdiği demeçte şunları söylemişti: “İslamcı kardeşlerimize silah desteğimiz var. Aramızda herhangi bir sorun yok. Silah depolarımızı onlara da açtık.'' ''Devrimci demokrat denilerek silah yardımı edilen ÖSO'nun silah depoları aynı zamanda IŞİD'e de açıktı.[8]
Bu açıklamaların da teyit ettiği üzere bugün Irak ve Suriye’de çok büyük bir alanı kontrol eden IŞİD'in bu kadar güçlenmesinde Suriye’deki silahlı grupları ÖSO Genelkurmayı üzerinden silahlandıran “Suriye’nin Dostları” ismini kullanan ülkeler bulunuyor.
Minng askeri havaalanı
8 ay kuşatma altında kaldıktan sonra müşterek operasyon ve aynı gün içinde arka arkaya saldırılar ile Halep kuzeyinde, Türkiye sınırı yakınlarında yer alan Minnig askeri havaalanı da düşürülmüştü. Tarih yine 4 Ağustos 2013.
Lazkiye saldırısının Minnig askeri havaalanının düşmesinin verdiği motivasyonla başlatıldığı da söyleniyor.
Havaalanı 8 aylık kuşatmadan sonra radikal grupların intihar eylemcileri ile düşürüldü. İçindeki ağır silahlar ve mühimmatlar ganimet olarak paylaşıldı. Ganimet paylaşımı sonradan Nusra ve IŞİD arasında yaşanan sorunlardan biri oldu. Bu havaalanının düşürülmesinin ne kadar önemli olduğunu o zamanlar IŞİD'in ''Kuzey bölgeleri askeri komutanı'' olan şimdiki askeri genel komutanı Ömer Şişani yayınlanan bir videoda açıklamıştı.[9]
Özgür Suriye Ordusu komutanları da IŞİD'e bu operasyon için teşekkürünü de eksik bırakmadı. 8 aydır düşüremedikleri Minnig, IŞİD'in intihar eylemcileri ile düşürülmüştü. Bu 8 aylık kuşatma ve operasyonlar bir yazı dizisinin konusu olabilecek genişlikte.
Ana akım medyanın “2013 nisanından sonra ayrılık yaşadılar” dediği IŞİD ve Nusra Cephesi örgütü, 4 ay sonra Lazkiye'de ve Halep'te, 6 ay sonra Halep güneyinde ve Humus doğusunda, 8 ay sonra Şam batısında, daha sonra Hama kuzeyinde vs.. bir çok yerde müşterek operasyona çıktılar. Liste uzatılabilir.
Bütün bu operasyonların ayrıntıları muhalif kaynaklarda ve haber ajanslarına internette mevcut. 2014'ün şubat ayında bu koalisyon kendini Alevi köyü Maan'da da gösterdi. Maan katliamı olarak andığımız katliamda rol alanlar yine Nusra, ÖSO, cihatçı gruplar ve IŞİD ile bağlantılı radikal gruplardı.
[1]HRW, 11 Ekim 2013, Suriye: İsyancıların Gerçekleştirdiği İnfazlar ve Rehin Almalar http://www.hrw.org/tr/news/2013/10/11/suriye-isyancilarin-gerceklestirdigi-infazlar-ve-rehin-almalar
[2] Şarku’l Avsat, 15 Ağustos 2013. الكتائب الإسلامية تتصدر المشهد العسكري في ريف اللاذقيةhttp://classic.aawsat.com/details.asp?section=4&article=740049&issueno=12679#.U-KM_5R_vQt
[3] France 24. 12 Ekim 2013. الجيش الحر والجماعات الجهادية يأسرون أكثر من 100 علوي ويفاوضون عائلاتهمhttp://www.france24.com/ar/20130808-
[4] BBC, 6 Ağustos 2013. المعارضة السورية "تسيطر على قرى" في محافظة اللاذقية http://www.bbc.co.uk/arabic/middleeast/2013/08/130806_syria_rebels_alawite_heartland.shtml
[5] Es-Sefir, 19 Ağustos 2013. المشهد العسكري في اللاذقية: المعركة الشاقة
http://m.assafir.com/content/1376875869677630700/first-mobile
[6] المختطفات و المختطفين في مدينة اللاذقيةhttps://www.facebook.com/kidnapped.in.Lattakia
[7] Hasan Sivri. YDH. 27 Mart 2014. Türkiye ve Suriye Alevilerini birbirinden ayırdık http://www.ydh.com.tr/HD12717_turkiye-ve-suriye-alevilerini-birbirinden-ayirdik-.html
[8] YDH, 11 Ağustos 2013. Lazkiye’de ÖSO el-Kaide ortak cephesi http://www.ydh.com.tr/HD12155_lazkiyede-oso-el-kaide-ortak-cephesi.html
[9] Youtube. 7 Ağustos 2013. Освобождение аэропорта Миннаг. Обращение Амира Умара аш-Шишани. 29 Рамадан 1434 г. http://www.youtube.com/watch?v=t83DxOsh9pY