- Yurt
Hükümet ile İmralı-HDP -KCK arasında çözüm süreci görüşmeleri devam ediyor. Abdullah Öcalan’ın hazırladığı “Barış ve Demokratik Müzakere Süreci Taslağı” hükümetin önünde. Kandil de taslağa onay verdi. Gelinen noktada Kürt kanadı Hükümetten adım atmasını beklerken, bu kez de “özerklik” tartışması çıktı.
Açıklanan taslakta “Demokratik özerklik” kavramı var mı, yok mu? Öcalan “demokratik özerklikten” vaz mı geçti?
İki gün önceye dönelim. . İmralı heyetinden Sırrı Süreyya Önder Salı akşamı Meclis’te bir grup gazeteci ile buluştu.
Sohbet sırasında sürecin geldiği noktayı anlattı ve doğrudan “Öcalan’ın taslağında demokratik özerklik var’ demedi ama o anlama gelebilecek ifadeler kullandı.
Demokratik Özerklik, Öcalan’ın önerisi ve HDP’nin programında da var.
Önder de “Ortak vatan- demokratik özerklik” diyerek, bunu taslağın “uzlaşılamayan” başlıklar altında saydı.
Üzerinde tartışılan diğer iki başlığı da paylaştı. Önder, “görüşmelerin imzalı tutanağa bağlanması” ve “geri dönüş için yasal düzenleme yapılması” konularında uzlaşma güçlüğünden söz etti.
Önder, sürecin sonunda genel af çıkması gerektiğinin altını da çizdi.
*
Önder’in farklı zamanlarda yaptığı açıklamalar akılları karıştırdı. Dün kuliste “Demokratik özerklik konusu tam anlaşılamadı taslakta var mı yok mu?” sorumuz üzerine bu konuya Genel Kurul’da açıklık getireceğini söyledi.
Önder o açıklamayı yapmadan HDP heyeti ile görüşen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’dan “özerklik” tepkisi geldi. Akdoğan twitter üzerinden Önder’in gündeme getirdiği konuların gündeme gelmediğini açıkladı:
”Süreçte farklı görüşler, teklifler, düşünceler olsa da önemli olan Sürecin üzerinde yürüyeceği temel zemin ve anlaşılan çerçevedir. Ak Parti iktidarı toplumun kabulünü, rızasını, güvenini ve desteğini rehber edinen anlayışla süreci sonuca ulaştıracaktır. HDP’liler ile görüşmelerde sürecin genel değerlendirmesi yapılmış, özerklik, genel af, İmralı’nın taslağı gibi konular kesinlikle konuşulmamıştır.”
*
Sırrı Süreyya Önder de dün kürsüye çıktı ve taslakta “demokratik özerkliğin” varlığına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Öyle bir algı oluştu ki sanki müzakerelerde sadece özerklik görüşülüyor. Bunun karşıtı ne hali hazırda merkeziyetçi tutum. Belli kalemlerin buna gösterdikleri tepkiyi anlamış değilim. Bugün artık özerklik yerel yönetimlerin güçlendirilmesi demektir, özerklik. Karar süresine etkin olarak katılması özerliktir… Bu ülkede barışa hazırlıklı olmayan herkes, özerkliği bir bölünme paranoyası ile eşit hale getirdiler. Bu bir ülkeyi niye bölsün? Orada yaşayan halkların kendi bütçelerinden istediklerini yapmalarına ne mani?”
Önder, “özerkliği Kürt meselesi olarak ele almayın. Eksik kavramış olursunuz” derken, bunun “bölünme “ anlamına gelmeyeceğini de söyledi. Önder, “Biz bu özerkliği gizli saklı söylemiyoruz. Anayasa önerimizde var, parti tüzüğümüzde var. İçinde bölünmeye hizmet eden bir tek cümleyi söyleyenin alnını karışlarım. Artık söyleyeceğimiz sözleri de aman süreç zarar görmesin diye özenle kırk kantarla tartarak söylemek zorunda kalıyoruz. Böyle çözüm süreci yürümez” uyarısını da yaptı.
*
Önder doğrudan söylemedi ama “özerklik” tanımı yaparak ve “bölünmeye yol açmayacağını” ifade ederek, müzakeredeki varlığını kabul etmiş oldu. Ayrıca İmralı’da yapılan görüşmelerde özerklik de dahil tüm bunların masada olduğu sır değil.
Açıklandığı bölümü ile Öcalan’ın taslağındaki temel gündem maddeleri içinde “Demokratik çözümün ulusal ve bölgesel (yerel) boyutlarının doğru tanımlanması” ifadesi de buna karşılık gelen maddelerden birisi...
Son dönemde artan karşılıklı tabanları hedefleyen mesajlar, iktidarın ayak diremesi sürecin seçim sonrasına kalmasına dönük beklentiyi güçlendiriyor.
Kürt kanadı ise seçimlerin ardından nasıl bir sonuç çıkacağını bilmediği için öncesinde süreci ve bazı önemli kazanımları yasal güvenceye bağlamak istiyor.
AKP kanadı ise “genel af”, demokratik özerklik” gibi sağ ve milliyetçi seçmeni ürküten konuların genel seçim öncesinde masada olsa bile kamuoyuna duyurulmasından rahatsız.
Seçim öncesinde çözüme dönük somut adımlar atarak, seçmeni kaçırmak istemiyor.
Giderek hükümet kanadında süreci seçim sonrasına erteleme kararlılığı belirginleşiyor.
Anlaşılan o ki iktidar, İzleme Kurulu oluşturmak gibi seçime kadar küçük adımlarla ilerleyip, sonrasına bakmak istiyor...