- Odatv
Tarım ilacı (zehir), tohum ve beşeri ilaçlar üreticisi Alman şirketi Bayer, GDO’lular başta olmak üzere tohum ve tarım ilaçları üreten Amerikan şirketi Monsanto’yu 66 milyar dolara satın aldı.
Tarım ilacı (zehir), tohum ve beşeri ilaçlar üreticisi Alman şirketi Bayer, GDO’lular başta olmak üzere tohum ve tarım ilaçları üreten Amerikan şirketi Monsanto’yu 66 milyar dolara satın aldı. Bayer, bu satın alma ile hem tarım ilacı, hem de tohum alanında dünyanın en güçlü şirketi olurken konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Tayfun Özkaya, söz konusu şirketlerin tek amaçlarının karlarını arttırmak olduğuna dikkat çekerek, "Bu birleşmelere karşı çıkılabilir. ABD’de bile bu çabalar gösteriliyor. Ancak temel çözüm şirketlerin egemen olmadığı, tarım kimyasallarının değil, agroekolojik tekniklerin uygulandığı adil ve sürdürülebilir (ama gereçten sürdürülebilir) bir gıda ve tarım sisteminin kurulmasıdır" görüşünü savundu.
'TOHUMU ALAN İLACINI DA ALACAK'
Alman ilaç devi Bayer'in, Amerikan tohum devi Monsanto'yu 66 milyar dolara satın almasının ardından konuyla ilgili bir değerlendirme yayınlayan Prof. Dr. Tayfun Özkaya, GDO’lu tohum kullanan çiftçilerin çoğunun Monsanto tarafından üretilen ot öldürücüyü almak zorunda olduklarına dikkat çekerek, "Hibrit tohum kullananlar ise bu çeşitlerin hastalık ve zararlılara dayanıksızlığı nedeniyle her iki şirketin tarım ilaçlarını yaygın kullanıyorlar. Kısacası tohum alan, tarım ilaçlarını da alacak. Çiftçiler ve tüketiciler bu zehirler nedeniyle hastalanırsa beşeri ilaçlar da hazır" ifadelerini kullandı.
TOHUM SATIŞINDA MONSANTO İLK SIRADA
Yerel tohumların korunması, sağlıklı gıda ve sürdürülebilir tarım gibi konularda aktif olarak çalışmalarda bulunan Prof. Dr. Tayfun Özkaya, Bayer ve Monsanto birleşmesi öncesi 2013 yılı verilerine göre tohum satışlarında Monsanto'nun yüzde 26 pay ile birinci şirket olduğunun altını çizdiği değerlendirmesinde, "Bayer yüzde 3 payla altıncı geliyordu. Tarım ilaçları alanında aynı yıl verilerine göre Bayer yüzde 18 payla Syngenta’dan sonra (yüzde 20 pay) ikinci geliyordu. Monsanto’nun payı yüzde 8 ile beşinci sırada idi. Bu işlemden sonra Bayer hem tohum hem de tarım ilaçlarında birinciliği garantiledi. Beşeri ilaçlarda ise Bayer’in 2014 yılında 15,5 milyar dolarla dünya sıralamasında 16. olduğu biliniyor" diye konuştu.
TOHUM, TARIM VE İNSANİ İLAÇ TEK ŞİRKETİN ELİNDE TOPLANDI
Tohum, GDO'lu tohum, tarım ilacı ve daha düşük bir ölçüde de beşeri ilacın tek ve güçlü bir elde toplandığına dikkati çeken Özkaya, şunları kaydetti: "Hepsi bu kadar mı? ETC Group adında tarım ve tarıma dayalı şirketleri izleyen sivil toplum kuruluşundan Pat Mooney 'Bu anlaşmalar sadece tohumlar ve tarım ilaçları ile ilgili değil, tohum, toprak, hava verilerine hâkim olan ve yeni gen bilgilerini işleyen bir şirket kaçınılmaz olarak tohum, tarım ilacı, gübre ve tarım makineleri gibi tarım girdilerini kontrol edecektir' demektedir.
BU ALANDAKİ ŞİRKETLER BİRLEŞİYOR
Bu veri işleme de nereden çıktı diyorsunuz? Ama önce tohum, tarım ilaçları ve sentetik gübreler konusunda zaten az olan şirketlerin bir süredir birbirlerini satın almaya çalıştıklarını söyleyelim. Bu alanlarda en güçlü altı şirket şunlar: Bayer, Monsanto, Dupont, Dow, BASF, Syngenta. Bunlar birleşme ve satın almalarla dörde veya beşe düşmeye çalışıyorlar."
SON İKİ YILDA BAŞ DÖNDÜREN TARIMSAL TEKNOLOJİ YARIŞI
Bütün bu çabaların son iki yıla sığdığını kaydeden Özkaya, "Örneğin Dupont Dow’u almak istedi. Adama (Çin şirketi) Syngenta’yı, Potash Corp. şirketi Agrium’u (sentetik gübre konusu), Deere & Corp. ise Monsanto’nun Precion Planting LLD. şirketini almak istedi. Deere & Corp. tarım makineleri alanında güçlü, fakat tohum ve tarım ilaçlarında bir yeri yok. Monsanto’ya ait olan ve almak istediği Precision Planting LLD ise yüksek hızlı hassas tarım sistemlerinde çalışıyor. Hassas tarım bir tarlada metre metre toprağın daha önceden saptanmış ve coğrafi bilgi sistemlerine işlenmiş toprak özellikleri, iklim verileri vb. kullanarak tohumu eken, gübreleyen, tarım ilaçlarını atan ve sulama yapan GPS’le donanmış tarım makinelerin kullanıldığı tarım sistemi anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.
'OLAY SADECE TOHUM VE İLAÇ DEĞİL'
Geçmişte 10 dekarlık bir tek parselin her yerine aynı miktar kimyasal gübre atılırken, bunun gelişmiş ve GPS donanmış tarım makineleriyle toprak analizlerine dayalı olarak farklı dozda gübre atıldığını kaydeden Prof. Dr. Tayfun Özkaya, şunları dile getirdi: "Hasat eden makine ise her küçük birimin hasadını ayrı ayrı tartıp kayıtlara geçiriyor. Deere ve Precision Planting LLD beraberce hassas tarım piyasasının %86’sına sahip olabilecekler. Bu saydığımız satın alma, birleşme girişimleri henüz gerçekleşmedi. Tek gerçekleşen Bayer’in Monsanto’yu alışı. En son belirttiğimiz hassas tarım konusunda ABD Adalet Bakanlığı bir engel koyuyor. Bu birleşmenin fiyatları yükselteceği ve araştırmaları azaltacağı ileri sürülüyor. Bayer Monsanto’yu aldığı için Precision Planting LLD’nin dışarı gitmesini istemeyebilecektir. Bu nedenle Bayer’in hassas tarım konusundaki anlaşmayı bozabileceği ve bu kendisine geçecek şirketin de Bayer içinde kalmasını sağlayabileceği ileri sürülüyor. Görüldüğü gibi olay sadece tohum, tarım ilacı ve beşeri ilaçlarda bir tekelleşme değil. Büyük veri (big data) bu şirketlerin elinde toplanıyor. Şirketler büyük veriye de hâkim olarak hegemonyalarını güçlendiriyorlar. İstenilen çiftçinin tam olarak bu şirketlere teslim olması. Bunlar çiftçiye hiçbir manevra alanı bırakmamak üzere yapılanıyorlar."
'ŞİRKETLERİN TEK AMACI KARLARINI ARTIRMAK'
Tohum alanındaki bu birleşmelerin 1990-2010 yılları arasında ABD’deki tohum fiyatlarını diğer girdilerden çok daha hızlı arttırdığının altını çizen Özkaya, Amerikan Tarım Bakanlığı'nın çiftçinin eline geçen fiyatlara göre iki misli bir artışa neden olduğunu açıkladığını belirterek, "Tohum ve tarım ilaçları alanında önde gelen altı şirket araştırma ve geliştirme alanında da çok büyük harcamalar yapıyorlar. 2013 yılında altı şirketin topluca araştırma ve geliştirme bütçeleri uluslararası ürün ıslah enstitülerinden fazlaydı. Amerikan Tarım Bakanlığına göre ise 15 kat fazla idi. Ancak bu şirketlerin araştırmaları çoğunlukla çevre ve insan çıkarlarına karşı olmaktadır. Tek bir amaç vardır. O da kârları arttırmak.
ABD'DE BİLE BU BİRLEŞMELERE KARŞI ÇIKILIYOR
Bu birleşmelere karşı çıkılabilir. ABD’de bile bu çabalar gösteriliyor. Ancak temel çözüm şirketlerin egemen olmadığı, tarım kimyasallarının değil, agroekolojik tekniklerin uygulandığı adil ve sürdürülebilir bir gıda ve tarım sisteminin kurulmasıdır" görüşünü dile getirdi.