Muhafızlar, İhvan ve ‘terör listesi’

15 Şub 2017

ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve başlar başlamaz Obama döneminden beri zaten ‘terör izlemesindeki’ yedi ülke ile sınırlı ‘göçmen yasağı’ kararnamesi ortalığı kasıp kavurdu. Aynı günlerde Amerikan medyasına düşen bir başka haber ise hayli geçiştirildi. İlkin New York Times’ın yer verdiği habere göre Trump, Ortadoğu’da birbirine zıt karakterdeki iki hareketi hedef tahtasına oturtmayı değerlendirmekteydi: ‘İran Devrim Muhafızları’ ve ‘Müslüman Kardeşler’ (İhvan).

***

Ocak ortalarında Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz, İhvan’ın ‘terörist’ listesine alınması için tasarı sunmuştu. Amerikan İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Kuzey Amerika İslam Topluluğu (ISNA) ve Kuzey Amerika İslami Vakfı (NAIT) gibi kuruluşlar Amerika’da camilerin çoğuna hâkim İhvan uzantılarıyken, Suudi Arabistan’dan Malezya’ya uzanan hattan fonlandıkları herkesin malumu. Trump’ın kamyanyası sırasında rakibi Hillary Clinton’a vururken Körfez monarşilerine çıkışmışlığı da ortada. Lakin buna rağmen Cruz’u ciddiye alan çıkmadı. Nitekim Amerikalı savunma ve istihbarat yetkililerinin kaygıları eşliğinde Trump’ın, Guantanamo’nun genişletilmesini de içerdiği söylenen bu kararnameyi ‘ertelediği’ haberi gecikmedi.

***

Bu durum, Amerikan liberallerinin kaygılarını gidermiş görünmüyor. İran’ın Devrim Muhafızları’na hiç değinmeyen bu liberal sesler, İhvan’ın ‘terör listesine’ alınmasına karşı adeta kalkan olan yazılar döşenmeye başladılar. Tunus’tan Pakistan’a uzanan bu hareketin ideolojik doğası tıpatıp aynıyken, ülkeden ülkeye farklı yapılar taşıdığı iddialarından tutun da böylesi bir kararın Amerikan demokrasisine yakışmayacağına uzanan argümanlar üretmekteler. Bu savlara göre, İhvan, ‘kötü olabilir, otoriter ve illiberal olabilir, hatta nefret grubu niteliği taşıyabilir’ ancak üyelerine saldırı talimatı vermediği için ‘terörist olamaz’. Tabii bu son savın haksız olmadığını belirtirken, Suriye yönetiminin Suriye İhvan’ını aynı sava dayanarak ‘terörist’ gördüğünü anımsatmalı.

***

Trump’ın ‘Çay Partici’ ideolojik gurusu Steve Bannon vaktiyle İhvan için “modern terörizmin temeli” demişti. Lakin Bannon başta olmak üzere Trump’ın ekibindeki diğer isimlerin siyasal İslamla ilgili keskin görüşlerinden yola çıkarak bakarsak yanılırız. Zira Trump’ın ABD yönetimlerinin onlarca yıldır koca bir coğrafyayı şekillendirmekte ‘en kullanışlı aracı’ olmuş siyasal İslamın bu ana damarını ‘terör örgütü’ listesine alması mümkün görünmüyor.
İhvan dediğimiz Körfez’in monarşilerinin ‘kendisine dokunmayıp’ komşu ülkelerdeki modernleşme ve uluslaşma süreçlerini beceriyle ‘enfekte etmekte’ kullandığı bir yapılanma. Kendisini sanki ‘antiemperyalist’ karakterdeymiş gibi ustaca pazarlarken, Batı mali sermayesiyle derinlemesine bütünleşmiş bir yapıyı nereden bulacaksınız? İhvan, ‘üzerinde güneş batmayan imparatorluk’ Britanya’nın onlarca yıldır boşuna gözdesi değil. Bölgede Batı’nın siyasal İslam sopasının her kılığa girmeyi başaran unsuru. Misal Suriye’de rejim değişikliği için İhvan’ı 1980’lerde de 2010’larda da kullanabilirsiniz. Aynı zamanda Mısır’da örneğini gördüğümüz üzere ‘devrimci toplumsal dinamikleri’ tersine çevirmekte de...
Örgütlü bulunduğu memleketleri yönetme ehliyetinin bulunmaması bir yana, projelerini ahalilerine tümden kabul ettirme imkânı da olamayacağından hareketle, iktidara mutlak hâkim olamazlar (Tunus gibi) diye düşünülmesi boşuna değil.

***

Velhasıl İhvan’ı ‘terör listesine’ koyacakları filan yok. Geçiniz… Buna karşılık, dünyada hâkim ulus-devlet sistemi içinde kalıp bölgesinde batı sistemine karşı ‘direniş hattı’ kurma iddiasındaki İran’ın Devrim Muhafızları’nın durumu başka. IŞİD’i ‘bir numaralı öncelik’ ilan etmiş Trump’ın, IŞİD’le yıllardır Irak ve Suriye’de savaşanlar ortadayken, İran’ı ‘bir numaralı terör sponsoru’ diye anmasının altından neler çıkacak göreceğiz. Öngörüde bulunmak için en başta Trump’ın ‘iyi polis-kötü polis’ oyununu deneyimleriyle bilen Rusya ve Çin’i iyi anlamamız icap eder.

paylaş