Eğit, donat, hayret et

02 Ağu 2017

 

Trump yönetimi ABD’nin yıllardır bölgedeki müttefikleriyle birlikte Suriye’de rejim değişikliği politikalarının ana aparatı olan ‘eğit-donat’ programına son vermiş. Eğer bu doğruysa, ABD’nin Suriye’de yürüttüğü vekâlet savaşında CIA üzerinden cihatçı grupları desteklemesinin üstünü örten resmî politikasının bir ayağının sonu manasına geliyor. Diğer ayağı baki. Baki olduğu için de bu kez ‘eğit-donat’ın hevesli alıcısı olan eski ortaklarla yeni gerilimin kaynağı.

* * *

CIA’nın 2011 Arap isyanlarıyla birlikte Suriye’de ‘örtülü’ olarak başlattığı operasyonu, 2013’ten itibaren rejim değişikliğini ‘meşrulaştırmak’ üzere ‘eğit-donat’ ismiyle dünyaya pazarlanmıştı. Türkiye ve Ürdün üzerinden kurulan operasyon odalarıyla yönlendirilen silahlar, eğitim verilenler artık herkesin malumu. Obama yönetiminin büyük çabalarına karşın ne Batı medyasının ‘ılımlı’ pazarlamasının sahada karşılığı olabildi, ne cihatçı gruplardan ‘liberal demokrasi’ çıkartma hevesi hayata geçirilebildi. CIA kime ne vereceğini bilemez hâle düştü. İdeolojik olarak iç içe geçmiş gruplar arasında iktidar ve maddi güç kavgası patlak verdi. Nihayetinde ABD, Suriye sahasında rezil rüsva oldu, eğitilenler saf değiştirip durdu, Amerikan silahları El Kaide ve IŞİD’in eline düştü. Amerikan medyasında arkasından ‘ağıtlar yakılır’ olundu.

Bu operasyonun diğer mühim sonucu da Rusya’nın 2015 sonbaharında İran ile koordinasyonlu biçimde Suriye sahasına askerî manada doğrudan müdahil olmasıydı.

* * *

Hâliyle bugün geldiğimiz noktada fiyaskoya dönmüş ‘eğit-donat’ı sona erdirmek Trump’a kaldı. 19 Temmuz’da Washington Post’tan haberini aldığımız bu gelişmeyi, Başkan ‘çılgın Donald’ın 25 Temmuz’da attığı ve Amerikan ana akım medyasıyla bilek güreşinin tezahürü olan şu tweeti’yle ‘doğrulamış’ olduk. Trump, “Amazon Washington Post benim Esad’la savaşan Suriyeli isyancılara yüklü, tehlikeli ve müsrif ödemelere son vermemle ilgili olguları uydurdu” diye yazdı.

Böyle yazmasının sebebi Washington Post’un Suriye ile ilgili tek derdi; “Suriye’yi Rusya’ya kaptırmamak”. ABD’nin uluslararası yasaları ihlal etmesi, El Kaide’ye destek verilmiş olunması yahut on binlerce Suriyelinin hayatlarıyla ilgilenmiyorlar tabii ki. Suriye’nin çoktan ‘kaybedildiğinin’ farkına varmak istemiyorlar. Trump’ın sağı solu belli olmayan stratejisi elbette sorgulanabilir. Lakin aslında yaptığı Suriye’nin Amerika tarafından şimdilik ‘Rusya’ya kaptırılmamış’ kısmına odaklanmak.

Yani aslında Trump bir üst başlık olarak ‘eğit-donat’a son vermiş değil. Sona erdirilen siyasal İslamcılar eliyle rejim değişikliği. Suriye’nin kuzeyinde Pentagon’un Suriyeli Kürtlere ‘eğit-donat’ı tüm hızıyla devam ediyor. Rakka’yı almak için güvenilen seküler Kürtler artık ABD için Suriye’nin bölünmesi hedefinde ana yatırım.

* * *

Bu yüzden ‘eğit-donat’ın en hevesli ortağı Türkiye ile gerilim yeni bir evreye taşınıyor. Bu yüzden Anadolu Ajansı’nda ABD’nin YPG’ye toplamda 900 TIR’ı bulan askerî malzeme gönderdiğini okuyoruz. ABD’nin IŞİD’le mücadele temsilcisi Brett McGurk’ün insanı hayrete düşürecek çıkışını da bu yeni bilek güreşine bağlamak lazım gelir.

McGurk, geçen cumartesi Ortadoğu Enstitüsü’nün panelinde Türkiye’ye İdlib’deki El Kaide varlığıyla ilgili suçlamalar yöneltti. Ana teması, “İdlib bölgesinin 11 Eylül saldırılarından bu yana El Kaide’nin en büyük güvenli liman hâline geldiği, El Kaide lideri Ayman el Zevahiri’nin yardımcısının tereyağından kıl çeker misali İdlib’e gidebildiği, on binlerce silah ve yabancı savaşçının bölgeye akabildiği” oldu. McGurk bunlar için “Bu neden oluyor? Oraya nasıl ulaşabiliyorlar? Paraşütçü askerler değiller” diye sordu.

Türkiye’nin güneyinde kurulan operasyon odaları, CIA’nın buradan yürüttüğü faaliyetler dünya medyasında böylesine deşifre olmuşken; insan hakikaten hem hayret ediyor, hem de ABD’nin Suriye’deki yıkıcı stratejisinin herhangi bir aktöre hayrının olup olmayacağını tekrar sorguluyor.

paylaş