- Odatv
İsrail’in önemli gazetelerinden “Haaretz”, 11 Haziran Salı günü ülkesi için müjdeli bir analiz yayınladı. Makalenin başlığında Rusya-Türkiye S-400 anlaşmasının İsrail savunma sanayini çok olumlu yönde etkileyeceği yazılıydı. Bu makalenin içeriği İsrail’de, ABD’de ve dünyada konuyla ilgili olarak yapılan birçok analizle aynı görüşü paylaşmaktaydı. ABD’nin S-400 alımı bahanesiyle Türkiye’nin F 35 uçak programındaki rolüne son vermesi Ortadoğu’daki dengeleri değiştirecekti.
İSRAİL KARŞIYDI
İsrail medyasını ve ABD’nin özellikle Trump yanlısı yeni medyasını izleyenlerin dikkatinden kaçmamıştır: İsrail, uzun bir zamandır, daha ortada S-400 tartışması yokken bile Türkiye’ye F-35 uçaklarının verilmesine şiddetle karşı çıkmaktaydı. Özellikle de uçağın bazı yazılımlarının Türkiye’nin eline geçmesini engellemek için sistemli bir çalışma yürütmekteydi.
Erdoğan hükümetinin Hamas’la ve özellikle Lübnan Hizbullah’ı ile olan yakın ilişkileri İsrail’i 2009’dan beri kaygılandırıyordu. Ama İsrail’in Türkiye’ye bu derece sert bir şekilde cephe almasının asıl nedeni özellikle Suriye politikası idi.
TÜRKİYE İLE GERİLİMİN NEDENİ
Odatv’de daha önce çıkan yazılarımda belirttiğim gibi, ABD Demokrat çevrelerine yakın olan Yahudilerden farklı olarak Netanyahu ekibi, Obama’nın Suriye’yi parçalama ve Esad’ı devirme projesini tehlikeli görmüştü. Bunun Suriye’de İslamcıları son derece güçlendireceği ve terör örgütlerinin İsrail sınırına dayanacağı öngörüsünde bulunmuş ve haklı çıkmıştı.
Suriye iç savaşı başlayınca Türkiye’nin “terörist Esat” ve “Obama müdahale etsin” çizgisi İsrail’i irkiltmiş fakat bu durum “Mavi Marmara” geriliminin anlaşmayla çözülmesine engel olmamıştı. Fetihçi, Osmanlıcı söylemler de rahatsız etmiş fakat İsrail kendisiyle çok sıcak ilişkileri bulunan Arap liderlerinin bile kendi dillerinde benzer konuşmalar yapmalarına alışık olduğu için pek sesini çıkarmamıştı.
ZARRAB FAKTÖRÜ
İsrail’in Türkiye’ye karşı çizgisini tamamen değiştirmesine yol açan gelişme 2013 yılında Türk hükümetinin Zarrab aracılığıyla İran ambargosunu delme çabaları oldu. Bir yandan “katil Esat devrilsin” diyen Türk hükümetinin öte yandan Esat’ın o dönem tek destekçisi olarak Suriye’de fiilen asker bulunduran İran’a desteği bölgedeki muhtemel saflaşmalarda Türkiye’nin pozisyonu konusunda İsrail’in bir kanaate ulaşmasına yol açtı.
İSRAİL-RUSYA İŞBİRLİĞİ
İsrail, ABD’nin Suriye ve Türkiye politikasını değiştirmesi için 2014 yılından itibaren sistemli bir kampanya yürüttü. 2015 Eylül ayında Obama’nın Suriye konusuna müdahil olması için Rusya’ya yaptığı çağrılara destek verdi. 2016 Yılında Türkiye ile Rusya arasındaki yakınlaşmadan memnuniyetini vurguladı.
Uzmanlar, İran’ı Suriye’den çıkarma konusunda İsrail’le Rusya arasında o dönemden beri bir fikir birliği olduğunu kaydediyor. Suriye’deki İran ve Hizbullah güçlerini ve mühimmat depolarını sık sık bombalayan İsrail uçaklarına Rus hava savunma sisteminin hiç dokunmaması bunun en iyi kanıtı. Ülkesine çok yakın yerlerde üsleri bulunan Ruslardan rahatsız olmayan İsrail, Moskova’nın Mısır, Suudi ve Körfez’le olan sıcak ilişkilerinden de memnun.
Ortadoğu’daki bu yeni Rusya-İsrail-Mısır-Suudi dengesini bozabilecek ve ilk F 35 uçaklarına şimdiden sahip bulunan İsrail’in üstünlüğünü tehlikeye atabilecek tek gelişme Türkiye’nin 100 F 35 uçağı alması ve programın tüm bilgilerine erişmesi olabilirdi. İşte bu nedenle en azından 4 yıldır “Türkiye’ye F 35 verilmesin” kampanyası devam ediyor.
RUSYA-İSRAİL ETKİ UNSURLARI
Tabii, bu stratejide İsrail yalnız değil, ona Rusya ve Türkiye’deki Rus lobisi de yardımcı oluyor. İktidarın içine kadar odaklanmış ve eskiden çalıştıkları enerji sektörü bağlantılarıyla Rusya’yla ilişkili etki unsurları için dış politika acemilerini ve el yordamıyla karar alanları kişisel olarak etkilemek hiç de zor değil.
Bu bakımdan S-400’ler konusu İsrail’in ABD’yi etkilemek için arayıp da bulamadığı bir bahane olmuştur. Türkiye’yi projeden çıkarmak isteyen Trump yönetimi içindeki Evanjelistler için de Rus füzeleri şahane bir gerekçedir. ABD’de 3 Milyon kadar üyesi olan “İsrail İçin Birleşmiş Hristiyanlar” adlı Evanjelist örgüt “İsrail’in hava üstünlüğünü koruyacak olmasından” duydukları memnuniyeti toplantılarına katılan Dışişleri Bakanı Pompeo’ya iletmişlerdir.
OSMANLI OLMADI ÇARLIK VERELİM
Bu arada Osmanlı’yı yeniden kurmak için iddialı nutuklar atanların da hakkını vermek gerekir. Gerçi Osmanlı’yı diriltememişlerdir ama eski Rus Çarlığını canlandırmış ve Moskova’nın Akdeniz’in sıcak sularında ayaklarını yıkamasına hizmet etmişlerdir. Bu arada Rusya, Karadeniz’den İsrail ve Mısır’ın olduğu alana kadar olan bölgedeki akıl boşluğundan yararlanacaktır. Siyasal İslam tarihe işte böyle geçecek.