Cumhuriyet ve kadın düşmanı şeyh ile Ortaylı

28 Tem 2019

 

“Hamileliği davul çalarak ilan etmek, bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokakta gezilmez. 7-8 aydan sonra anne adayı biraz hava al­mak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır.”

“Kadının ekonomik özgürlüğü aldatma­ca, çalışan kadın yuvasını dağıtıyor.”

“Hem evlenmem hem hamile kalırım di­yenler var. Hürriyetmiş! Or...luğun adının hürriyet olduğu dünyaya tükürürüm.”

“Çalışan kadın ben kocama muhtaç değilim deyip yuvasını dağıtıyor. Kocasına muhtaç değil ama elin adamının, patronu­nun hizmetinde olmayı haysiyetine uygun buluyor.”

“Eş yoktur, zevce vardır.”

Bunları söyleyen kişi Ömer Tuğrul İnançer.
Merkezi Fatih Karagümrük’te olan Cerrâhî tarikatının lideri...
Bu kişi, 5 Aralık 2014’te TBMM’de “Hz. Mevlana’yı Anmak” konulu konferansa katıldığında, Cumhuriyet devrimlerine açıkça hakaret etmişti:
“İnkılap ne demek biliyor musunuz; ‘Köpekleştirme’ demektir. (...) Dünyanın en büyük kütüphane cinayeti 1928’de Türkiye’de işlenmiştir. Bu mübarek Meclis’in çatısı altında söylüyorum. Ne dediğimi de biliyorum; ben hukukçuyum. Bir gecede bütün Türkiye’nin kitapları okunmaz hale gelmiştir. Kütüphaneler kapatılmıştır. Eğer yazı Latinize edilmekle adam olunaydı Japonlar o kargacık bur­gacık yazılarıyla bugüne gelemezdi.”

Bunun üzerine CHP grup başkan­vekilleri Akif Hamzaçebi, Engin Al­tay ve Levent Gök, TBMM Başkanlığı’na başvurarak şikâyet etmişti. TBMM’deki etkinlik nedeniyle Genel Sekreter Yardım­cısı Haydar Çiftçi ile İnsan Kaynakları Başkanı Liman Peker görevlerinden uzaklaştırılmış ve hakkında suç duyurusu yapılmıştı.

* * *

Böyle bir şeyhin eli birkaç gün önce İl­ber Ortaylı tarafından öpüldü. Evet, cumhuriyetçi laik kesimin özellikle övgü­ler düzdüğü Prof. Dr. İlber Ortaylı...

Bazı medya organlarında bu olay, “İl­ber Ortaylı herkesi şaşırttı!” başlığı ile verildi. Ben şaşırmadım.

2011 yılında “Gerek İstanbul’da gerek­se Amerika’da fırsat buldukça Fethullah Gülen’le görüştüğünü” söyleyen,
Geçen yıl AKP’li Kültür ve Turizm Bakanı’na danışman olarak atanan,
Kişisel kütüphanesini Cumhurbaşkan­lığı Külliyesi’ne armağan eden de İlber Ortaylı’dır.

Bunlar nedeniyle çok eleştirildi. Bakan danışmanı olduğunda tepkilere, “Memu­riyet ve maaş söz konusu değil, devletle her zaman bildiğimi paylaşmaya devam edeceğim” diyerek yanıt verdi.

Russia Today (RT) tarafından hazır­lanan ve bu yıl yayımlanan “The Gulen Mystery” (Gülen’in Gizemi) başlıklı iki bölümlük belgeselde, Gülen için “cahil” dedi. O zaman bu “cahil” ile fırsat bul­dukça niye görüşmüştü?

İnsanın aklına 2011’de STV’deki bir programda Gülen hakkında söyledikleri, onu “öğretmen” diye niteleyişi geliyor.
“Ben her zaman için söylerim, kendisi inanıyor. Sakin birisi. Belirgin konularda hassas. Bu eğitim konusunda falan. Me­rak ederim sorarım, bana anlatır. Bu çok önemli bir şey, bir cemaat liderinin, her şeyden önce bir öğretmenin sakin ve sa­bırlı olması lazım” dedi.

Herhâlde Ortaylı da kandırılmış...

* * *

İnançer’in elini öpmesi konusunda da kendine göre bir açıklama yaptı Ortaylı. Bunun eski bir İstanbul âdeti olduğunu, İnançer’in şeyh olmasıyla ilgisi bulunma­dığını söyledi. Çok eski arkadaşlarmış, okul arkadaşı olan ablalarına da böyle yaparlarmış...

Dinci medyanın yazdığına göre, el öpme, Ortaylı ile İnançer arasında karşı­lıklı saygı çerçevesinde yaşanan samimi muhabbeti gösteriyormuş.

Kadın ve Cumhuriyet düşmanı, gerici bir tarikat şeyhine saygı duyan, kendi saygınlığından yitirmez mi?

paylaş