- Cumhuriyet
10 Haz 2020
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova 5 Haziran’da dikkat çeken bir açıklama yaptı. Moskova’nın Ankara’ya iki önemli mesajı vardı:
1) “Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) siyasi muhalif hareket olarak sunulması amacıyla örgüte yeni bir isim verileceği belirtiliyor. BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist kabul edilen örgütlerle oynanan bu tür oyunlar, onları ideolojik ve laik, iyi ve kötü, aşırılıkçı ve ılımlı şeklinde ayırma girişimleri, hiç kimseye iyilik getirmedi.”
2) “Türk partnerlerin İdlib’i kontrol eden radikallerin etkisiz hale getirilmesine ilişkin yükümlülüklerini yerine getireceğini umuyoruz.”
Türkiye’nin Suriye’deki ortağı Rusya’nın bu mesajları, İdlib konusunda 5 Mart mutabakatının uygulanmadığı anlamına geliyor haliyle...
Peki, neden?
ÖSO’yu homojenleştirme
24 Nisan’da Halk TV’de Ayşenur Arslan’ın “Medya Mahallesi” programında anlatmıştım: AKP hükümeti, HTŞ’yi ÖSO’laştırmak istiyor.
Plan özetle şu: HTŞ bölünmeye zorlanacak ve daha “ılımlı” (?) olan parçası ÖSO’ya entegre edilecek. Çeşitli gruplardan oluşan ÖSO ise daha homojen bir yapıya dönüştürülecek.
Bu plana HTŞ içinde de ÖSO içinde de itiraz edenler var.
HTŞ içinde Colani’nin süreci Türkiye ile anlaşmalı ve çatışmasız yürütme taktiğine itiraz edenler var ve bunların bazıları örgütün tepe yönetimi olan şûra üyeliğinden ayrıldı. Hatta bazılarına suikast düzenlendi!
ÖSO içindeki 44 gruptan birkaçı ise denetimlerindeki bölgenin “sahibi” olmaya devam edebilmek için homojenleşmeye karşı çıkıyor.
İşin dikkat çekici bir yanı da şu: AKP’nin bu planına paralel olarak, Washington da HTŞ konusunda ağız değiştirdi. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, “HTŞ’yi bir süredir uluslararası tehdit olarak görmediklerini” açıkladı! (6.2.2020)
Mehmetçiği şehit eden radikaller
İşte Moskova, AKP’nin bu tehlikeli planına itiraz ediyor. Hatta Moskova, Ankara’nın aksine Türk askerini şehit eden bu grupların adını da açık açık ilan ediyor!
Örneğin Milli Savunma Bakanlığı, 19 Mart’ta iki Mehmetçiğin şehit olduğu saldırıyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeyi kullanmıştı: “Bazı radikal gruplar tarafından...”
Yine bakanlık 27 Mayıs’ta M4 karayolunda Türk konvoyunu hedef alan ve bir askerimizin şehit olduğu saldırı için de adres vermedi. Ancak Rusya’nın Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkanı Oleg Juravlyov açık adres verdi: “Merkezimizin eline geçen bilgiye göre, terör eyleminden Türkistan İslam Partisi militanları sorumlu. Onlar, Türk askeri konvoyunun bu terörist grubunun mühimmat deposuna yaklaştığı sırada el yapımı patlayıcıyı infilak ettirdi.”
Kimdi Türkistan İslam Partisi? Çin’deki Uygur ayrılıkçılarının silahlı cihatçı örgütü... Ve El Kaide bağlantılı bu örgüt Suriye’de HTŞ ile irtibatlı olarak Şam yönetimine karşı savaşıyor! Zaman zaman da ÖSO ile hareket ediyor!
Ankara’nın iki yükümlülüğü
5 Mart mutabakatına göre Türkiye’nin iki yükümlülüğü var: Birincisi muhalifleri teröristlerden ayrıştırmak, ikincisi de M4 karayolunu güvenli hale getirmek.
M4 karayolunun Türkiye’nin sorumluluğunda olan güneyinde ise HTŞ var!
Moskova, 5 Mart mutabakatının üçüncü ayında 5 Haziran’da bu açıklamayı yaparak Ankara’dan artık radikalleri temizlemesini bekliyor!
Ankara’nın radikalleri temizlemek yerine onları ÖSO çatısı altında birleştirmeye çalışması, Moskova’da rahatsızlık yaratıyor. Çünkü İdlib düğümü çözülmedikçe, Suriye sorunu siyasi çözüme taşınamıyor!
AKP’nin ÖSO koridoru hedefi
Peki, AKP hükümeti radikalleri temizlemek konusunda neden ayak sürüyor? Hatta neden o radikalleri ÖSO çatısı altında toplamak istiyor?
Bu, AKP hükümetinin ikili ajandasından kaynaklanıyor. Defalarca yazdık: Türkiye’nin hedefi Amerikan Koridoru’nu engellemek, AKP’nin hedefi ise bu hedefi kullanarak Amerikan Koridoru yerine o koridorun bir parçasında ÖSO koridoru kurmak!
İşte İdlib düğümünün çözülememesinin ve uzamasının esas nedeni bu!
AKP hükümeti Fırat’ın batısında ÖSO koridoru kurabilmek için HTŞ’yi de kullanmak istiyor. Ancak bu oldukça riskli ve tehlikeli bir iş...
Diğer yandan bu hedefin daha büyük sorunu ise şu: Fırat’ın batısında ÖSO koridoru kurma hedefi, Fırat’ın doğusunda Amerikan Koridoru’na razı olabilme potansiyeli taşıyor!
Ankara’nın Şam’la anlaşmakta ayak sürümesi de, Esad’ı yıkma hedefinden vazgeçmemesi de, ABD’ye pazarlık etmeye devam etmesi de, hep bu ÖSO koridoru inşa etme hedefi nedeniyle...
Türkiye’nin asıl “beka” problemi budur!
1) “Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) siyasi muhalif hareket olarak sunulması amacıyla örgüte yeni bir isim verileceği belirtiliyor. BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist kabul edilen örgütlerle oynanan bu tür oyunlar, onları ideolojik ve laik, iyi ve kötü, aşırılıkçı ve ılımlı şeklinde ayırma girişimleri, hiç kimseye iyilik getirmedi.”
2) “Türk partnerlerin İdlib’i kontrol eden radikallerin etkisiz hale getirilmesine ilişkin yükümlülüklerini yerine getireceğini umuyoruz.”
Türkiye’nin Suriye’deki ortağı Rusya’nın bu mesajları, İdlib konusunda 5 Mart mutabakatının uygulanmadığı anlamına geliyor haliyle...
Peki, neden?
ÖSO’yu homojenleştirme
24 Nisan’da Halk TV’de Ayşenur Arslan’ın “Medya Mahallesi” programında anlatmıştım: AKP hükümeti, HTŞ’yi ÖSO’laştırmak istiyor.
Plan özetle şu: HTŞ bölünmeye zorlanacak ve daha “ılımlı” (?) olan parçası ÖSO’ya entegre edilecek. Çeşitli gruplardan oluşan ÖSO ise daha homojen bir yapıya dönüştürülecek.
Bu plana HTŞ içinde de ÖSO içinde de itiraz edenler var.
HTŞ içinde Colani’nin süreci Türkiye ile anlaşmalı ve çatışmasız yürütme taktiğine itiraz edenler var ve bunların bazıları örgütün tepe yönetimi olan şûra üyeliğinden ayrıldı. Hatta bazılarına suikast düzenlendi!
ÖSO içindeki 44 gruptan birkaçı ise denetimlerindeki bölgenin “sahibi” olmaya devam edebilmek için homojenleşmeye karşı çıkıyor.
İşin dikkat çekici bir yanı da şu: AKP’nin bu planına paralel olarak, Washington da HTŞ konusunda ağız değiştirdi. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, “HTŞ’yi bir süredir uluslararası tehdit olarak görmediklerini” açıkladı! (6.2.2020)
Mehmetçiği şehit eden radikaller
İşte Moskova, AKP’nin bu tehlikeli planına itiraz ediyor. Hatta Moskova, Ankara’nın aksine Türk askerini şehit eden bu grupların adını da açık açık ilan ediyor!
Örneğin Milli Savunma Bakanlığı, 19 Mart’ta iki Mehmetçiğin şehit olduğu saldırıyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeyi kullanmıştı: “Bazı radikal gruplar tarafından...”
Yine bakanlık 27 Mayıs’ta M4 karayolunda Türk konvoyunu hedef alan ve bir askerimizin şehit olduğu saldırı için de adres vermedi. Ancak Rusya’nın Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkanı Oleg Juravlyov açık adres verdi: “Merkezimizin eline geçen bilgiye göre, terör eyleminden Türkistan İslam Partisi militanları sorumlu. Onlar, Türk askeri konvoyunun bu terörist grubunun mühimmat deposuna yaklaştığı sırada el yapımı patlayıcıyı infilak ettirdi.”
Kimdi Türkistan İslam Partisi? Çin’deki Uygur ayrılıkçılarının silahlı cihatçı örgütü... Ve El Kaide bağlantılı bu örgüt Suriye’de HTŞ ile irtibatlı olarak Şam yönetimine karşı savaşıyor! Zaman zaman da ÖSO ile hareket ediyor!
Ankara’nın iki yükümlülüğü
5 Mart mutabakatına göre Türkiye’nin iki yükümlülüğü var: Birincisi muhalifleri teröristlerden ayrıştırmak, ikincisi de M4 karayolunu güvenli hale getirmek.
M4 karayolunun Türkiye’nin sorumluluğunda olan güneyinde ise HTŞ var!
Moskova, 5 Mart mutabakatının üçüncü ayında 5 Haziran’da bu açıklamayı yaparak Ankara’dan artık radikalleri temizlemesini bekliyor!
Ankara’nın radikalleri temizlemek yerine onları ÖSO çatısı altında birleştirmeye çalışması, Moskova’da rahatsızlık yaratıyor. Çünkü İdlib düğümü çözülmedikçe, Suriye sorunu siyasi çözüme taşınamıyor!
AKP’nin ÖSO koridoru hedefi
Peki, AKP hükümeti radikalleri temizlemek konusunda neden ayak sürüyor? Hatta neden o radikalleri ÖSO çatısı altında toplamak istiyor?
Bu, AKP hükümetinin ikili ajandasından kaynaklanıyor. Defalarca yazdık: Türkiye’nin hedefi Amerikan Koridoru’nu engellemek, AKP’nin hedefi ise bu hedefi kullanarak Amerikan Koridoru yerine o koridorun bir parçasında ÖSO koridoru kurmak!
İşte İdlib düğümünün çözülememesinin ve uzamasının esas nedeni bu!
AKP hükümeti Fırat’ın batısında ÖSO koridoru kurabilmek için HTŞ’yi de kullanmak istiyor. Ancak bu oldukça riskli ve tehlikeli bir iş...
Diğer yandan bu hedefin daha büyük sorunu ise şu: Fırat’ın batısında ÖSO koridoru kurma hedefi, Fırat’ın doğusunda Amerikan Koridoru’na razı olabilme potansiyeli taşıyor!
Ankara’nın Şam’la anlaşmakta ayak sürümesi de, Esad’ı yıkma hedefinden vazgeçmemesi de, ABD’ye pazarlık etmeye devam etmesi de, hep bu ÖSO koridoru inşa etme hedefi nedeniyle...
Türkiye’nin asıl “beka” problemi budur!