- Tarım Dünyası
Buğday ve arpada hasadın henüz çok az bölümü yapıldı. Türkiye’nin saman ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Mardin ve Şanlıurfa bölgesinde kuraklığın etkili olması nedeniyle saman karaborsaya düştü. Geçen sene 500 lira olan samanın tonu bu günlerde 1000 lira seviyesine ulaştı.
Kuraklık nedeniyle “üretim az olacak, saman bulamam” endişesi ile daha hasat yapılmadan saman için üreticiye para ödenerek satın alınıyor. Üretici buğdayını hasat ederken danesini kendisi alırken sapını biçer parası karşılığında hasadı yapan biçerciye verirdi. Bu sene biçerciler, saman almak isteyenler, çiftçinin buğdayını hasat ederken samanı alabilmek için üstüne dekar başına 300- 400 lira para ödüyor. Ayrıca fiyatı artacak diye parayı samana yatıranlar da var.
Konya, Aksaray, Karapınar yöresinde yonca başta olmak üzere kaba yem üretimi, ticareti ve ihracatı yapan Mesut Örkçü, samanda fiyatın pik noktasına ulaştığını söylüyor. Telefonla görüştüğümüz Mesut Örkçü, kaba yemde yaşanan gelişmeleri şöyle özetledi:
“Fiyatı artacak diye herkes saman alıyor. Daha hasat edilmeden saman kapışılıyor. Türkiye’nin bitcoini saman oldu diyebiliriz. Bugün lokantacı, lastikçi, berber, parası olan saman alıyor. Neden böyle oldu? Türkiye’nin saman ihtiyacını büyük ölçüde karşılayan Ankara Gölbaşı’ndan Mardin’e kadar olan bölgedir. Mardin ve Şanlıurfa Ovası’nda kuraklık nedeniyle ürün olmadı. Buradan sap çıkmayınca piyasada saman bulamam endişesi doğdu. Hayvancılık yapanlar saman ihtiyacını önceden temin etmek için adeta yarışa girdi. Bir yandan da tedarikçiler samanı stoklamaya başladı. Saman para kazandıracak diye ilgisiz insanlar da buraya para yatırınca geçen sene tonu 500 lira civarında olan saman 1000 liraya çıktı. Ben de tedarikçi olduğum için yakından takip ediyorum. Bazıları tonunu 450-500 liradan aldı ve 600 liraya mal ederek stoğa koydu. Bir kaç ay sonra 1200 lira olmasını bekliyorlar. Bu tamamen fırsatçılık. Tarım Bakanlığının sahaya inerek bu fırsatçılığı önlemesi gerekir. Yoksa bundan hayvancılık yapan yetiştirici de, et, süt, yumurta alan tüketici de zarar görür.”
“Saman bulamam” endişesi fiyatı artırıyor
Samanın ton başına 1000 lira ile pik noktaya ulaştığını anlatan Mesut Örkçü, son yıllarda dane mısırın sapının saman gibi kullanılmaya başlandığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: ” Eylül-Ekim aylarında dane mısır hasadı ile birlikte mısır sapı da devreye girecek. Bunu kullanan işletmeler var. O zaman fiyatlar gevşer. Ayrıca İç Anadolu’da kuraklıktan etkilenen yerler olsa da sulanan yerlerde ürün iyi. Bu bölge ve Trakya devreye girince fiyatlarda bir gevşeme olmasını bekliyoruz. Şu anda fiyatların bu kadar yükselmesinin nedeni, piyasada büyük bir telaş olması. Saman bulamazsam endişesi hakim.”
Yonca, kuru ot, silajdaki fiyat artışı can yakıyor
Sadece samanın fiyatı değil, hayvancılıkta en çok kullanılan kaba yemlerden yoncanın da fiyatı son bir yılda yüzde 100’den fazla arttı. Geçen sene 600-700 lira olan yoncanın tonu 1500 liranın üstüne çıktı. Şimdi yeni ürün tarlada 1100-1200 liradan satılıyor. Kuru otun ton fiyatı 350-400 liradan, 500-600 liraya yükseldi. Geçen sene yetiştiricilerin tonunu 280-290 liradan aldıkları mısır silajı 600 lirayı buldu.
Dövizdeki artış, nakliye fiyatlarının artması nedeniyle ithal yem hammaddelerine neredeyse her gün zam gelirken, yetiştiriciler yerli ürüne, kaba yeme yöneldi. Ancak, kuraklık nedeniyle içerde de hem buğday, arpa, mısır hem de kaba yem fiyatları artıyor. Besicilik, süt hayvancılığı, beyaz et ve yumurta üreticileri için gerçekten çok zor bir yıl yaşanıyor. Maliyetler sürekli artarken, et, süt, yumurta fiyatları aynı oranda artmıyor.
İhracat 1 Temmuz’a kadar yasak!
Yonca, saman, kuru ot gibi kaba yemlerin ihracatı 1 Temmuz 2021 tarihine kadar yasak. Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü 5 Ocak 2021 tarihinde “Çok İvedi” olarak 81 il valiliğine gönderdiği yazı ile yem ve yem hammaddelerinin Dahilde İşleme Rejimi(DİR) hariç, 1 Temmuz 2021 tarihine kadar “İhracat Ön İzin Belgesi” düzenlenmemesini bildirmişti. Bu kapsamda ihracat yasak.
Döviz ve nakliye nedeniyle ithalat yapılması zor
İç piyasada saman, kuru ot, yonca ve diğer kaba yemlerin fiyatının artması üzerine akla ithalatı getiriyor. İlk kez samanın ithal edildiği 2012’den bu yana tartışmalar sürüyor. Ancak, hem dövizdeki yüksek kur, nakliye masraflarının çok yükselmesi nedeniyle saman ithalatının yapılması çok zor. Saman ithalatında ilk olarak akla gelen Bulgaristan’dan Türkiye’ye ithalatın maliyeti bile yüksek. Bu nedenle ithalat yapılması güç görünüyor.
Piyasaya ucuz arpa ve mısırla müdahale edilecek
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yem piyasalarındaki olağanüstü artışlara müdahale edeceklerini açıkladı. Pakdemirli müdahale ile ilgili yaptığı açıklamada şu bilgileri verdi: “TMO alım fiyatlarını 17 Mayıs tarihinde açıklamıştık ve üreticilerimiz tarafından memnuniyetle karşılanmıştı ancak kuraklık nedeniyle oluşan rekolte kaybı ve dış piyasalar bahane edilerek borsalarda düşük tonajlardaki işlemlerde yüksek fiyatların oluştuğunu gözlemledik.
Özellikle iki önemli yem hammaddesi olan arpa ve mısırda yaşanan fiyat artışları ve spekülatif amaçlı stoklama faaliyetleri tüketicilerimizin yanı sıra besici ve yetiştiricilerimizi de olumsuz etkileyecek aşamaya geldi. Toprak Mahsulleri Ofisi’nce 2020/21 sezonunda besici ve yetiştiricilerimiz başta olmak üzere yem piyasalarına yönelik uygun fiyatlı yaklaşık 1,8 milyon ton arpa ve mısır satışı yaptık. 2021/22 sezonunda ise alım fiyatlarının ilan edilmesinden sonra, sektörün önünü görebilmesi amacıyla buğday ve arpa satış fiyatlarını belirledik. Ekmeklik buğdayın tonunu 2.450 TL, makarnalık buğdayın tonunu 2.650 TL ve arpanın tonunu 1.950 TL olarak açıkladık. Ayrıca ekmeklik buğday talebi üzerindeki baskının azaltılması amacıyla, ekmeklik buğdaydan elde edilen makarna kati ihracatlarını da kayda bağlayarak durdurduk.
TMO son olarak Mayıs ve Haziran aylarında yaklaşık 450 bin ton arpa ve mısırı besici ve yetiştiricilerimize satışını gerçekleştirdi. Son günlerde yem hammaddeleri piyasasında oluşan yüksek fiyatların yetiştiricilerimizin maliyetlerini olumsuz etkilemesi et ve süt üreticilerimizin yem maliyetlerinin düşürülmesine yönelik yoğun talepleri üzerine hızlı ve güçlü bir şekilde TMO üzerinden yem regülasyonu çalışmalarını başlatıyoruz.
Bu kapsamda Toprak Mahsulleri Ofisinin; mevcut stoklarını kullanarak ve takviye ederek besici ve yetiştiricilerimizin yanı sıra yem sektöründeki tüm kullanıcıların ihtiyacını uygun fiyatla karşılamak üzere güçlü bir şekilde piyasalara müdahale edeceğiz.”
TMO’da ucuz yem maliyet toplantısı bugün
Yem fiyatlarındaki yüksek artışın durdurulması için Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, geçen hafta yem sanayicileri ile bir araya geldi. Yaklaşık 3 saat süren toplantıda mısır ve arpa fiyatı ile yem fiyatlarına müdahale konuşuldu. Bugün ise, yem sanayicileri ile yapılacak ikinci toplantıda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin tonu 1950 liradan arpa ve mısır temin etmesi durumunda yemin ne kadar ucuzlayabileceği maliyet hesaplarıyla ortaya konulacak. Buna göre adımlar atılacak.
Gübreye, mazota, tohuma, ilaca müdahale edilmeli
Geçen hafta( 9 Haziran’da) Toprak Mahsulleri Ofisi’nin ucuz arpa ve mısır sağlayarak piyasaya müdahale edeceğini yazdık. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli 5 gün sonra artan yem fiyatlarına müdahale edileceğini duyurdu.
Kuraklık, dövizdeki artış, nakliye fiyatlarının yüksek olması nedeniyle yemde fiyatlar durdurulamıyor. Fabrika yeminde de kaba yemde de fiyatlar geçen yılın neredeyse iki katı.
Yem ve diğer girdi fiyatları artarken yetiştiricilerin ürettiği hayvansal ürünlerin fiyatı aynı oranda artmıyor. Bu nedenle et, süt, yumurta üreticileri büyük bir darboğazda. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Toprak Mahsulleri Ofisi üzerinden yapacağı müdahalenin de çok etkili olmayacağı görülüyor. Arpa fiyatı ton başına 2 bin 800 lirayı bulmuşken yetiştiricilere ve yem sanayicilerine 1950 liradan arpa satmak, mısır satmak kulağa hoş geliyor. Ancak, bu ürünlerin yem içindeki payı fiyatlarda büyük bir düşüş olmayacağını gösteriyor.
Dikkat ederseniz, Türkiye’de hep sonuca müdahale ediliyor. Asıl üretim aşamasında müdahale etmek gerekiyor. Gübreye, mazota, tohuma, ilaca destek sağlanarak müdahale edilmeli. Ürün ortaya çıktıktan sonra fiyatlar yüzde 100 arttıktan sonra müdahaleler sonuç vermiyor.
Özetle, hayvancılık sektörü için çok zor bir yıl olacak. Girdi fiyatları artarken ürün fiyatları aynı oranda artmıyor. Çiğ süt fiyatı sabit tutuluyor. 2007-2008 döneminde olduğu gibi yetiştirici süt ineklerini kesmek zorunda bırakılıyor. Bütün bu sıkıntıların faturasını sadece üretici değil, tüketici olarak hepimiz ödüyoruz. Bilmem farkında mısınız?