Şeker zammı ve pancarda Türkiye'yi bekleyen tehlike

18 Kas 2021

Şeker fabrikaları cumhuriyetin en önemli kalelerinden birisiydi. Her fabrika, bulunduğu bölgede sadece şekerpancarı ve şeker üretimi yapmakla sınırlı kalmayıp hayvancılığın gelişmesine de çok büyük katkı sağlardı. Ayrıca o bölgedeki sosyal yaşama da olumlu etkileri olan fabrikalardı.

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile bu yapı büyük oranda bozuldu. Hayvancılık yara aldı. 2001 yılında kabul edilen Şeker Yasası ile pancar üretiminde kota sistemine geçildi. Türkiye’nin pancar üretimi ve buna bağlı olarak şeker üretimi kotaya bağlandı.

Bugün şeker zamları ve piyasada yaşanan kriz konuşuluyor. Çözüm bulunmazsa yarın pancar üretiminde yaşanacak sorunlar çok daha büyük zamlara gebe.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2021 Bitkisel Üretim 2.Tahmini verilerine göre, 2020 yılında 23 milyon ton olan şekerpancarı üretiminin 2021’de yüzde 15,3 oranında azalarak 19.5 milyon tona düşmesi bekleniyor. Üretimdeki düşüş nedeniyle özellikle Ocak ayından sonra üretim kaynaklı olarak şekerde bazı sıkıntılar yaşanabilir ve şekerde yeni zamlar gündeme gelebilir.

Çiftçi pancar ekiminden vazgeçiyor

Üreticilerin verdiği bilgiye göre, bu yıl gübre, sulamada kullanılan elektrik ve diğer girdilerdeki yüksek zamlar nedeniyle 2022 üretim yılında pancar üretiminde çok daha büyük bir düşüş olabilir. Daha şimdiden bir çok çiftçi pancar ekmeyeceğini daha doğrusu ekemeyeceğini beyan ediyor. Kaldı ki, su kaynaklarının azalması, kuraklık ve benzeri sorunlar nedeniyle çok su isteyen pancar üretimi bu yönüyle de olumsuz etkilenecek.

Pancar üretiminin azalması demek dışarıdan şeker ithal etmek, nişasta bazlı şekere daha fazla bağlanmak demek. Nişasta bazlı şeker mısırdan elde ediliyor. Mısır üretiminde de pancarda yaşanan benzer sorunlar var. Ayrıca, nişasta bazlı şekerin zararları da cabası.

Şeker zamlarının faturası pancar çiftçisine kesilmesin

Şekere yapılan zamların gerekçesi olarak şekerpancarına verilen fiyatı gösterenler var. Pancar fiyatı çok arttığı için şekere zam yapıldığı ifade ediliyor. Oysa son iki yılda pancar çiftçisine verilen alım fiyatı dikkate alındığında zamların pancar alım fiyatına bağlanamayacağı çok açık.

Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.(Türk Şeker) 2020 ürünü şekerpancarı alım fiyatını 2019 yılına göre sadece yüzde 12 oranında artırdı. Yüzde 16 polar içeren şekerpancarı alım fiyatı ton başına 2019’da 300 liraydı, 2020’de 336 liraya çıkarıldı. Aslında üretimdeki düşüşün bir nedeni de bu düşük fiyat politikası. Üreticiye maliyetin altında fiyat verilince üretim alanları yüzde 10 civarında, üretim miktarı ise yüzde 15,3 oranında azaldı.

2021 ürünü şekerpancarı alım fiyatı ise yüzde 25 oranında artışla 336 liradan 400 liraya yükseltildi. 2020 yılına göre yüzde 25 artış yüksek görünse de artan maliyetler dikkate alındığında bu fiyat da üreticiyi memnun etmedi.

Elbette pancara verilen fiyatın şeker üretim maliyetine bir yansıması var. Fakat, şeker üretiminde enerji başta olmak üzere diğer giderlerde de çok büyük artışlar oldu. Bu nedenle şeker zamları kaçınılmaz olarak yapıldı.

Şeker fiyatını devlet tek başına belirlemiyor

Bir kaç ay öncesine kadar pancarın da şekerin de fiyatını devlet belirliyordu. Şeker piyasasında en büyük paya sahip olan Türkiye Şeker Fabrikaları(Türk Şeker)’ nın belirlediği fiyat tüm fabrikalar için geçerli oluyordu. Pancarın fiyatını yine devlet açıklıyor. Fakat şeker fiyatında bu gelenek, bu yapı bozuldu. Neden bozuldu?

Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanı olduğu dönemde gıda enflasyonu ile mücadele adı altında bazı tarım ve gıda ürünlerinde fiyatlar baskı altına alındı. Örneğin, çiğ süt fiyatı Ulusal Süt Konseyi tarafından belirlenirken Gıda Komitesi’ne bu yetki verildi. Enflasyon artmasın diye çiğ süt fiyatı artırılmadı. Yine şeker fiyatı baskı altında tutularak yanılmıyorsam yaklaşık 2 yıl şeker fiyatı artırılmadı. Özelleştirilen fabrikaların sahipleri, kooperatif şeker fabrikalarının yöneticileri “şeker fiyatı artırılmazsa batarız” diye açıklama yapmalarına rağmen fiyat artırılmadı.

Özel sektör şekere yüzde 41 zam yaptı

Bunun üzerine özel sektör fabrikaları ve kooperatif şeker fabrikaları bundan 1 ay önce şekere önce yüzde 25 sonra da yüzde 16 olmak üzere toplamda yüzde 41 zam yaptı. Türkiye Şeker Fabrikaları ise maliyetlerdeki artışa rağmen bu zammı yapmadı. Böylece piyasada ilk kez ikili bir fiyat oluştu. Özel sektör şeker fabrikaları 50 kiloluk şekerin çuvalını 302-305 liraya satarken, Türk Şeker aynı şekeri 210 liradan satıyordu. Doğal olarak marketler, imalatçılar, üretimlerinde şeker kullanan sanayicilerin hepsi Türk Şeker’den şeker almayı tercih edince büyük bir talep oluştu. Bir tarafta şeker var ama fiyat yüksek diye talep edilmiyor, diğer tarafta şeker ucuz diye arzın çok üzerinde bir talep var. Rafların boşalması bundandı.

Öyle bir noktaya gelindi ki Türk Şeker’den ucuza şeker alıp bu işin ticaretini yapanlar bile ortaya çıktı.

Zam beklentisi ile stok yapıldı

Bir yandan da Türk Şeker’in de zam yapacağı beklentisiyle deposunda şeker olsa bile zamlı fiyattan satmak için bekleyen toptancılar da oldu. Tıpkı 1980 öncesi gibi deposunda şeker, yağ olanlar bundan bir haksız kazanç elde etmeye başladı.

Önceki gün, 15 Kasım 2021 akşamı geç saatlerde Türk Şeker, şeker fiyatına yüzde 25 oranında zam yaptı. Edindiğimiz bilgilere göre planlanan zam miktarı yüzde 31’di. Ancak, enflasyonu artırır gerekçesi ile şimdilik yüzde 25 ile sınırlı kalındı. Bu demektir ki yakın zamanda yeni bir zam olabilir.

Şekerde fiyat krizine neden olan o ikili fiyat yapısı henüz giderilmiş değil. Özel sektör ve kooperatif şeker fabrikalarının kilosunu toptan olarak 5 lira 60 kuruş civarında sattığı şekeri Türk Şeker 5 lira 30 kuruştan satıyor. Özel sektör 50 kiloluk şekeri çuvalda 305 lira civarında bir fiyatla satarken, Türk Şeker 265 liradan satıyor.

Özetle, şekerde fiyat politikasından kaynaklanan kriz tam olarak geçmiş değil. Önümüzdeki günlerde şekere yeniden zam gelebilir. Uygulanan yanlış politikaların faturasını hem üretici hem de tüketici ödüyor.

Şeker hakkında bilinmesi gerekenler

  • Dünya şeker üretiminin 2020-2021 sezonunda 170,3 milyon ton, şeker tüketiminin ise 171,8 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Şeker stokları ise 928,3 milyon ton seviyesinde.
  • Sakaroz kökenli şekerin yüzde 72’si şeker kamışından geri kalanı şeker pancarından elde ediliyor. Türkiye’de şeker pancardan elde ediliyor.
  • Nişasta bazlı şekerler ise mısır, buğday ve patates gibi yine tarımsal kökenli ürünlerden elde ediliyor. Ancak, mısır bu işin lokomotifi. Yüksek fruktozlu mısır şurubu pancardan elde edilen şekere alternatif olarak kullanılıyor. Türkiye’de nişasta bazlı şeker üretimi ve ihracatı yapıldığı gibi, ithalat da yapılıyor.
  • Türkiye’de şeker piyasası, 4 Nisan 2001 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen ve 19 Nisan 2001 tarihinde yürürlüğe giren 4634 Sayılı Şeker Kanunu ile düzenleniyor.
  • Şeker Kanunu, Uluslararası Para Fonu(IMF) ve Dünya Bankası’nın dayatması ile çıkarıldı. Bundan 20 yıl önce, ekonomik krizin ülkeyi darboğaza sürüklediği bir dönemde kurtarıcı olarak Amerika’dan Türkiye’ye gönderilen Kemal Derviş’in çantasına 15 yasa konuldu. Bu 15 yasa 15 günde çıkarılırsa, Türkiye’nin ihtiyacı olan finansman desteği sağlanacaktı. Şeker Kanunu o 15 yasadan biriydi.
  • Bu yasa ile şeker pancarı üretimi kotaya bağlandı. Üretim kısıtlandı. Buna bağlı olarak şekerde de kota uygulamasına geçildi. Kotalar; A ve B kotası ile C şekeri olarak adlandırılıyor. Ayrıca Nişasta bazlı şeker kotası var.
  • A kotası, üretilen toplam şeker miktarını, B kotası, üretilen ancak piyasaya sunulmayan ve güvenlik amacıyla depolanan şeker miktarını oluşturuyor. C kotası ise, A ve B kotaları dışında üretilen ve yurt içinde pazarlanamayan şeker ile işlenmek üzere ihraç kaydıyla iç piyasadan veya ithalatla temin edilen ham ve beyaz şeker miktarını ifade ediyor. Bunların üçü de, yani A, B ve C şekeri pancardan elde ediliyor.
  • 2021-2022 sezonunda ülke geneli için belirlenen 2 milyon 700 bin tonluk kota, kapasitesine göre şeker fabrikalarına dağıtıldı. Her şeker fabrikası için belirlenen şeker üretim kotası var. Fabrikalar, bu kota oranında şeker pancarı üreticisi ile sözleşme yaparak pancar ürettiriyor. Bu pancardan da şeker elde ederek piyasaya sunuyor. Dolaysıyla pancar üretiminde de üretim kotası var. Pancar üreticisi istediği kadar pancar ekemez. Ekse bile satamaz veya kota fazlası ürünü daha düşük fiyata satmak zorunda kalır.
paylaş