- Veryansın TV
Donanmanın gururu, Türkiye’nin ilk amfibi hücum gemisi TCG Anadolu’nun, NATO’nun Yüksek Hazırlıklı Deniz Kuvveti’ne komuta kontrol gemisi yapılması hedefleniyor. Türk Yüksek Hazırlık Seviyeli Deniz Görev Kuvveti’nin (TURMARFOR) tam harekat kabiliyetine ulaşması ile gerçekleştirilecek bu hedefi değerlendiren Amiral Cem Gürdeniz, ‘Bu derece önemli ve prestijli bir platformun 2023 gibi tarihimiz açısından emsalsiz bir yılda NATO emrine verilme kararı gözden geçirilmelidir. Cumhuriyet Donanması 100 yıldır hayal ettiği büyük bir geminin sahipliğini, NATO’ya tahsisle kutlamamalıdır.’ dedi.
Çalışmalarına 6 Temmuz 2018’de başlanan Türk Yüksek Hazırlık Seviyeli Deniz Görev Kuvveti’nin (TURMARFOR) 2022 yılı başından itibaren tam harekat kabiliyetine ulaşması planlanıyor.
TCG ANADOLU, NATO’NUN KONTROL GEMİSİ OLACAK
Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güç aktarımı yapabilecek ilk gemisi olan çok maksatlı amfibi hücum gemisi TCG Anadolu'nun, NATO’nun Yüksek Hazırlıklı Deniz Kuvveti’ne komuta kontrol gemisi yapılmasını hedefleniyor.
NATO uzun dönem taahhüt planında da 2023 ve 2028'de deniz unsur komutanı, 2025'te amfibi görev kuvveti komutanı, çıkarma kuvveti komutanlığı görevleri Türkiye’ye tahsis edilmişti.
İktidar basını, söz konusu gelişmeyi, ‘Mavi Vatan’da caydırıcılık artacak’ başlığıyla okuyucularına duyurdu. Sabah gazetesinde yer alan haberde ‘Türkiye güçlü deniz gücüyle NATO çerçevesinde de stratejik görevlere hazırlanıyor. NATO'nun 69 yıldır en kıymetli müttefiklerinden olan Türkiye, TURMARFOR ile 2023 ve 2028 yılında NATO'nun deniz unsur komutanlığı görevini de yerine getirecek.” ifadeleri kullanıldı.
Hükümetin talepleri doğrultusunda TCG Anadolu’yu NATO’ya komuta kontrol gemisi yapma hedefini, Amiral Cem Gürdeniz Veryansın Tv’ye değerlendirdi.
‘TÜRK DENİZCİSİNİ VEKİL GÜÇ YAPMA SENARYOLARINA ALET OLUNMAMALI’
TURMARFOR’un Türkiye’nin milli çıkarları doğrultusunda kullanılması gerektiğini vurgulayan Gürdeniz, “TURMARFOR, dünya barışına ve istikrarına hizmet etmelidir. Ankara yeni jeopolitik ortamı iyi okumalıdır. Dışişlerinin gelenekselleşmiş ve kalıplaşmış NATO tandanslı bakış açısı Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı hayati yeni jeopolitik gerçeklik ile dengelenmelidir. Dünya çok kutuplu bir döneme evrilmiştir. Türkiye kapasitesi ile bölgesel güç komunda, pivot bir ülkedir. Bu gücümüzün farkında olmamız gerekir. Türk denizcisi denizde gerileyen Amerikan deniz gücünün NATO şemsiyesi altında vekil gücü olarak görev yapma senaryolarına alet olmamalıdır.” dedi.
‘NATO EMRİNE VERİLME KARARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ’
TCG Anadolu'nun “Cumhuriyet Donanması’nın 100 yıldır hayal ettiği büyük bir gemi’ olduğunu vurgulayan Gürdeniz “Bu derece önemli ve prestijli bir platformun 2023 gibi tarihimiz açısından emsalsiz bir yılda NATO emrine verilme kararı gözden geçirilmelidir. Cumhuriyet Donanması 100 yıldır hayal ettiği büyük bir geminin sahipliğini, NATO’ya tahsisle kutlamamalıdır. Bazı düşünce sahiplerinin iddia ettiği üzere bu platformu NATO’ya tahsis etmekle Türkiye stratejik yalnızlıktan kurtulamaz. Türkiye, kendi jeopolitik çıkarlarını savunduğu sürece yalnız kalmayı göze almalıdır. Altını oyan devletlerle ittifak kurmanın bedeli yüksektir. Bunu bilerek politika oluşturmak akılla izah edilemez.” diye konuştu.
TURMARFOR)’un tam harekat kabiliyetine sahip olmasının Türkiye açısından önemine değinen Amiral Cem Gürdeniz, NATO’nun ‘Türkiye’ politikasını anlattı:
“HRF (M) Yüksek Hazırlık Seviyeli Deniz Kuvveti (TURMARFOR)’un 2022 başından itibaren tam harekât kabiliyetine ulaşacağı haberlerini medyada yer aldı. Bu yeteneğin NATO ülkeleri içinde sadece ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya’da olduğunu söyleyerek öncelikle donanmamızı kutluyorum. TCG Anadolu, yani amfibi hücum gemisi olmasa bu yeteneğimiz olamazdı.
DOKLU ÇIKARMA GEMİSİ’NDEN AMFİBİ HÜCUM GEMİSİ’NE
O nedenle kumpas davalar ile büyük çoğunluğu tasfiye edilen komuta yapısı tarafından LPD (Doklu Çıkarma Gemisi) projesi olarak başlayan ve daha sonra Amfibi Hücum Gemisine dönüşen bu projede emeği geçen herkesi kutluyorum. Cumhuriyet Donanması nitelikli personeli ile bu gemiyi her ortamda en iyi şekilde ve hatta pek çok NATO ülkesinden daha etkin ve mükemmel kullanacaktır.
‘TÜRKİYE CİDDİ TUZAKLARA ÇEKİLMİŞTİR’
Dileğimiz bu geminin Türkiye’nin jeopolitik çıkarlarına uygun şekilde öncelikle milli çıkarlarımız için kullanılmasıdır. NATO’nun Türkiye’nin jeopolitik çıkarlarına karşı açık tutumu bilinmektedir. Türkiye geçmişte NATO üyesi olarak -başta Rogers Planı olmak üzere- ciddi tuzaklara çekilmiş ve büyük zararlar görmüştür. 2011 yılında NATO Müşterek Görev Kuvvetinde yer alarak Libya’nın dağıtılması ve iç savaşın başlamasında rol almıştır. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünde ve takip eden günlerdeki sicili rezalet ötesidir.
NATO Genel Sekreteri’nin S- 400 hava savunma sistemi tedarikimiz konusundaki açıklamaları malumdur. 2020 yazında Doğu Akdeniz krizinde NATO, tamamen Yunan yanlısı tutum takınmıştır. NATO müttefikimiz Almanya’nın açık denizde Türk ticaret gemisine korsanlık uygulaması ile çıkışına NATO’nun sessiz kalması unutulmamıştır. NATO, sözde müttefiklerimiz ABD ve Fransa’nın Yunanistan ile Türkiye karşıtı askeri ittifak anlaşmasına sessiz kalmıştır. Kısacası NATO ve başat NATO üyelerinin Türkiye’ye bakışı bellidir. Güneyimizde kukla Kürt devletini; Kıbrıs’tan Türk askerinin çekilmesini; Akdeniz ve Ege’de Seville Haritasına evet denmesini; Karadeniz’de Rusya’yı karşı kısıntısız kışkırtma ortamı yaratılmasını ve Montrö’nün sulandırılmasını isterler. Türkiye NATO’nun kendisine kötü niyetli bakışına ve oldu bittilerine sadece veto gücü ile mukabele etmektedir. “