- Tarım Dünyası
Tarla üretiminin olmadığı bu aylarda pazarda, manavda, markette aldığınız domates, biber, patlıcan, kabak gibi ürünlerin hepsi seralarda üretiliyor. Bu nedenle fiyatları normal zamandaki fiyatların çok üstünde. Aslında sadece Türkiye’de değil dünyanın pek çok yerinde Aralık-Nisan dönemi bu ürünlerin arzında ciddi bir düşüş olur ve fiyatlar yükselir.
Marketlerde kilosu 10 liranın altında domates, biber salatalık yok. Biberde, patlıcanda, salatalıkta 20 liranın üzerinde ürün satanlar da var. Pazarda fiyatlar biraz daha makul. Yine de ürünün çeşidine, kalitesine göre farklılık gösteriyor.
Genel olarak artan girdi fiyatları tarım ve gıda ürünlerinin fiyatlarını artırıyor. Gıda enflasyonu bu nedenle çok yüksek. Hükümet sorunu kaynağından çözmek yerine etiket üzerinden çözmeye çalışsa da başarılı olamıyor, olması da mümkün değil.
Fiyatların çok yüksek olmasından herkes şikayet ediyor. Fiyat artışının arkasındaki gerçeği görmek lazım. Öncelikle, bu dönemde piyasaya giren ürün miktarının çok az olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu nedenle de fiyatlarda mutlaka bir yükselme oluyor. Ayrıca ağır kış şartları da fiyatların artmasında önemli bir faktör. Fakat, en önemli neden artan üretim maliyetleri.
Yakıt yüzde 400, hayvan gübresi yüzde 200 arttı
Antalya Ticaret Borsası’nın araştırma-geliştirme biriminden son bir yılda seracılıktaki üretim maliyetlerinin ne kadar arttığını sordum. Bir dekar domates üretimi için giderleri tek tek hesaplayıp gönderdiler. Üretim maliyetleri ile ilgili tabloya baktığımızda tek seferlik ekimde bir dekar domates üretimi için 6 Şubat 2021 tarihinde toplam giderler 25 bin 250 liraydı. 31 Ocak 2022 itibari ile 60 bin 200 liraya çıktı. Yani son 1 yılda 1 dekar domates üretiminde kullanılan giderlerdeki fiyat artışı ortalama yüzde 138 oldu.
En fazla artış ısıtma giderlerinde. İki ton katı yakıt 2021 yılında 2 bin liraya alınırken 2022’de 10 bin liraya alınabiliyor. Yüzde 400 oranında bir artış var.
Örtü altı 1 dekar domates üretiminde 6 Şubat 2021’de kullanılan hayvan gübresinin bedeli 1000 lira iken, aynı gübrenin 31 Ocak 2022’deki karşılığı 3 bin lira. Artış yüzde 200. İlaç, gübre, işçilik maliyetinde de çok büyük artış var. Aynı dönemde bu üç kalemdeki toplam artış yüzde 144’e ulaştı. 2021’de 9 bin lira olan ilaç, gübre ve işçilik gideri bu yıl 22 bin liraya çıktı.
Fiyatı en az artan giderler arasında serada kullanılan ip ve kasa zaiyatı. Her iki üründeki fiyat artışı yüzde 33 seviyesinde.
Enerjide iade sistemi ile üretici desteklenmeli
Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, bu dönemde örtü altı üretimde özellikle ürünü soğuktan korumaya yönelik bir çalışma yapıldığını ve normal hava şartlarında üreticinin 100 kilo toplayacağı bir üründen bu dönemde 10 kilo yani yüzde 10 civarında bir üretim söz konusu olduğunu belirtti.
Telefonla görüştüğümüz Ali Çandır’ın değerlendirmesi ve önerisi şöyle: ” Bu dönemde üretimde önemli bir düşüş yaşanıyor. Piyasaya arz edilen ürün miktarı çok azalıyor. Bu da fiyatlara yansıyor. Giderler içerisinde yer almayan üretim yerinin kiralanması da çok önemli bir gider kalemi oldu. En fazla gider kalemi olan yakıt da yani ısıtma maliyetinde çiftçiye destek sağlanması mümkün olmuyorsa burada bir iade sistemi getirilebilir. Üreticinin kullandığı yakıt, enerji bedelinin bir kısmı üreticiye iade edilerek üretimin devamlılığı sağlanabilir.”
Yüksek maliyetin faturası Mayıs’ta ortaya çıkar
Daha çok küçük çaplı üretim yapan ve ürünlerini iç piyasaya satan üreticilerin yaşadığı maliyet sorununu büyük alanlarda ve teknolojik seralarda üretim yapan yatırımcılar da yaşıyor.
Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliği(SERA-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı Müslüm Yanmaz, seracılıktaki üretim maliyetlerinin diğer alanlara göre çok daha fazla arttığını söylüyor. Telefonla görüştüğüm Müslüm Yanmaz, seracılıkta özel gübreler kullanıldığını ve geçen üretim dönemine göre gübre fiyatlarındaki artışın ortalama yüzde 127, ilaç fiyatında yüzde 90 arttığını ifade etti.
Ürünün ambalajı olarak kullanılan kutunun maliyetinin çok arttığına dikkat çeken Yanmaz: “İçerisine domatesi koyduğumuz kutunun tanesini geçen yıl 3,5 liradan alıyorduk. Bu sene 12 lira. Artış yüzde 300’ün üzerinde. İşçilik maliyetleri çok arttı. Ağırlıklı olarak jeotermal enerji kullanılmasına rağmen enerji, ısıtma maliyetindeki artış yüzde 125 oldu” dedi.
Euro veya dolar bazında ürün satıldığı için şimdilik ihracata çalışanların daha rahat olduğunu belirten Müslüm Yanmaz, iç piyasaya çalışanların sıkıntı yaşadığını söylüyor. Bu dönemde üretimde artış veya azalma olmadığını vurgulayan Müslüm Yanmaz’ın anlattıkları özetle şöyle: ” Aralık- Nisan dönemi sadece büyük teknolojik seraların ağırlıklı olarak üretim yaptığı bir dönem. Örtü altı üretim çok az. Bu nedenle üretim miktarı daha az oluyor. Aralık-Nisan döneminde sadece Türkiye’de değil, dünyanın pek çok ülkesinde bu ürünler daha az üretiliyor. Bu nedenle fiyatı da daha yüksek olabiliyor. Artan üretim maliyetinin yansımalarını özellikle Nisan sonu Mayıs ayından itibaren göreceğiz. Çünkü, örtü altı üretimin büyük oranda devreye girmesiyle piyasadaki ürün arzında artış olacak ve fiyatlar düşecek. Yüksek maliyet, düşük fiyat üretenleri çok zorlayacak. Üreticinin üretime devam edip etmeme konusu da bu dönemde gündeme gelecek. Üretici, seracılık da özellikle örtü altı üretiminde bu yüksek maliyetlerle Mayıs ayından itibaren daha fazla yüzleşecek.”
Domates enflasyon sepetinden çıkarılsın
Domatesin enflasyon sepetinden çıkarılması için bir dizi görüşme yaptıklarını anlatan Müslüm Yanmaz: “Seralarda yapılan üretimde kömür kullanılıyor, doğal gaz, yakıt kullanılıyor. Yani bacasız bir fabrika olarak düşünülmesi gerekiyor. Bu nedenle tarla üretiminin olduğu dönem ile sera üretiminin olduğu dönem arasında büyük fiyat farkı oluşuyor. Enflasyon sepetinde olması doğru değil. Ayrıca, domates dünyada da Aralık- Nisan döneminde çok az fiyatın artması normal. Özellikle salkım domates çok özel bir ürün yani salkım domatesin fiyatına bakarak domates fiyatları çok yüksek diye şikayet etmek de doğru değil” dedi.
Özetle, bu dönemde domates, biber, patlıcan, salatalık üretenler daha büyük zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Üretim azaldığı için fiyatlar artıyor. Geçmişte olduğu gibi ürünün bol olduğu yaz döneminde sebzeleri kurutarak kışın tüketmek daha ekonomik olacak. Ayrıca markette, rafta gördüğünüz fiyata bakarak üreticinin çok kazandığını sanmayın. Etikette gördüğünüz fiyat üreticinin cebine giren para değil.