- CRI Türkçe
Editörün notu: Çin-AB ilişkileri, her iki taraf da kapsamlı stratejik ortaklıklarına bağlı kalsalar da, özellikle son on yılda köklü değişiklikler geçirdi. Çin ile AB Covid-19 salgını, iklim değişikliği ve jeopolitik çatışmalar gibi sorunların üstesinden gelmek için nasıl birlikte çalışabilir? Dört uzman bu konudaki görüşlerini China Daily ile paylaştı.
Çin’in Ukrayna-Rusya çatışmasına tepkisi Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği’nin (AB) tepkisinden farklıydı ve bunun sonucunda üç tarafın bu krizden ne kazanıp ne kaybedecekleri konusundaki spekülasyonlar arttı. Ancak çatışmanın, Avrupa güvenlik yapısı ve dünya düzenini sarstığı için Çin-AB ilişkilerini etkilemenin yanı sıra, jeopolitik üzerinde muazzam bir etkisi olacak.
Çin, Avrasya anlaşmazlığı dâhil hiçbir çatışmada taraf tutmamasına rağmen, Batı yaptırımlarının ve jeopolitik çatışmaların dolaylı kurbanı oldu. Ukrayna krizi, istikrarsız tedarik zincirleri ve ABD’nin tasarladığı artan ideolojik ve stratejik çatışmalar çinin dış ortamına ciddi hasarlar verdi ve böylece gelişmesini etkiledi.
Öte yandan AB Ukrayna-Rusya çatışmasına gömüldü ve bazı Avrupalı liderlere göre 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en kötü krizi ile karşı karşıya. Aslında Avrupa bloğu çatışmanın etkilerini ekonomi, güvenlik, enerji ve finans dahil birçok alanda hissediyor. Ayrıca Ukrayna’dan kaçan 3 milyondan fazla Ukraynalı mülteciye de bakmak ve Doğu-Batı Avrupa’nın güvenlik tehditleri ile parçalanmamasını garanti altına almak zorunda. Kısacası, AB’nin stratejik özerkliği Covid-19 salgının neden olduğu yıkımdan sonra başka bir ciddi darbe daha aldı.
“OTORİTERLİĞE KARŞI DEMOKRASİ”
AB aslında Ukrayna-Rusya çatışmasının en büyük kaybedenlerinden biri -belki de bu nedenle barış istiyor- ve Çin’in savaş taraflar arasındaki barış görüşmelerini destekleme konusunda aktif bir rol oynamasını umuyor. İki taraf bu konuda anlaştığı için, iş birliği kapsamı yüksek. Ancak Rusya ve Ukrayna’yı barışçı görüşmelerle çatışmaya son vermeye ikna etmek amacıyla birlikte çalışmak için, Çin ile AB’nin savaşan tarafları görüşme masasına getirmenin en iyi yolunu bilmesi, ABD’nin suları daha fazla bulandırmasını engellemesi ve Avrasya’daki jeopolitik oyunlarından siyasi ve stratejik faydalar elde etmesini önlemesi gerekiyor.
Çin “otoriterliğe karşı demokrasi” tuzağına atlamak istemiyor ve AB’nin Joe Biden yönetiminin “Önce Amerika” stratejisini terk etmediğini ve egemenlik çıkarlarının Amerika için her zaman önce geldiğini anlaması gerekir. ABD ve AB’nin beceriksizliğinin sonucu ABD’nin kriz için çok fazla sorumluluk almamayı ama AB’nin pisliği temizlemesini ummasıdır. Çin Ukrayna-Rusya çatışması nedeniyle karşılaştığı sorunlar için AB’ye sempati duyuyor. Ama AB’nin Çin’in diğer ülkelerin egemenlik ve toprak bütünlüklerine her türlü müdahaleye karşıyken, aynı zamanda tek taraflı yaptırımların durumu daha da kötüleştireceği ve uzak ülkelerin bir ülkenin güvenlik yapısından faydalanarak çıkar peşinde koşmaması konusunda da ısrar ettiğini anlaması gerekiyor.
ABD’NİN NİYETİ KÜRESEL EGEMENLİĞİNİ DEVAM ETTİRMEK
Çatışma Rusya NATO’nun doğuya doğru devam eden genişlemesinden ve kendi güvenlik alanını daraltmasından kendini tehdit altında hissettiği için patlak verdi. Rusya, NATO’nun tetiğini çekenin ABD olduğunu biliyor çünkü ABD’nin niyeti Rusya’yı -ve Çin’i- zayıflatmak, stratejik olarak kuşatmak ve küresel egemenliğini devam ettirmektir.
Çin de jeopolitik oyunlara ve Trans-Atlantik askeri ittifak güçlerinin Asya-Pasifik bölgesindeki artan varlığına karşı olduğu ve kendisinin NATO’nun bir sonraki hedefi olduğuna inandığı için, NATO’nun doğuya doğru genişlemesine karşı. Ancak AB bu faktörleri dikkate alırsa Çin’in dünya düzenini değiştirmek istemediğini anlayabilir. Çin sadece doğru ile yanlışı birbirinden ayırmak için kendi tarihsel mevkiini ve mantığını kullanıyor. Aslında Çin bundan fayda sağladığı için, mevcut serbest ticaret mekanizmasının bir destekçisi. Ama Çin ABD merkezli uluslararası finansal ve ekonomik düzende reformlar yapılmasını istiyor ve AB’nin açık, kapsayıcı-evrensel olarak faydalı bir küresel ekonomik düzeni yaratmak için birlikte çalışmasını ümit ediyor.
İDEOLOJİK YANLIŞ ANLAŞILMALAR GİDERİLMELİ
Çin ile AB arasındaki yakın iş birliği küresel barış ve kalkınmanın yanı sıra küreselleşme için de itici bir güç olabilir. İki taraf paralel küresel piyasalar ve sistemlerin ortaya çıkmasını engellemek için de birlikte çalışabilirler. Fakat bunun için iki ekonominin ilişkilerinin egemen güç tarafından esir alınmamasını ya da Ukrayna-Rusya çatışması tarafından yoldan çıkarılmamasını garanti altına alması gerekiyor. Yine de iki taraf ideolojik yanlış anlaşılmalarını gidermek, Soğuk Savaş anlayışını terk etmek ve küresel ekonomik toparlanmaya birlikte katkıda bulunmak için bu çatışmadan ders çıkarmalıdır.
Başlangıç olarak Çin işle AB dış güçlerin iş birliklerine karışmasını engellemek için ciddi çaba göstermeli ve böylece iki tarafın liderlerinin başarılı görüşmeler yapmasının yolunu açmalı ve Çin-Fransa-Almanya diyaloğunu desteklemeli ve anlaşmalarını uygulamalıdır. İki tarafın ayrıca, diğer şeylerin yanı sıra Ukrayna krizi de Çin-AB iş birliğinin stratejik yapısının önemini ve bunu koruma ihtiyacını ortaya koyduğu için, Çin-AB Kapsamlı Yatırım Anlaşması’nın erkenden onaylanması için doğru ortamı yaratmak amacıyla en kısa zamanda karşılıklı yaptırımları kaldırması gerekir.
Uluslararası ortamın benzeri görülmemiş değişiklikler geçirmesiyle birlikte, Çin ile AB barışı sürdürme ve gelişmeyi desteklemenin kilit güçleri ve insanlık için ortak bir geleceğe sahip bir toplum inşa etme konusunda destekleyici güçler haline geldiler.
China Daily / Liu Zuokui
