- Yurt
Düz liselerin 2013-2014 öğretim yılından itibaren kaldırılmasıyla birlikte Anadolu liselerine giremeyen 657 bin öğrenci, “Kırk katır mı, kırk satır mı?” tercihi ile karşı karşıya kaldı. KESK’e bağlı Eğitim-Sen’in bu yöndeki değerlendirmesine göre, Seviye Belirleme Sınavı’nda (SBS) yeterli puanı alamayan bu öğrenciler, ya meslek liselerine, ya özel okullara ya da imam hatip liselerine kayıt yaptırmak zorunda kalacak.
Diğer bir ifade ile AKP’nin dayatması sonucu, 1 milyon 270 bin öğrencinin yarısından fazlası, sanayiye ara eleman yetiştirmeyi hedefleyen meslek liselerine ya da imam hatip liselerine veya parası olanlar da özel okullara gidebilecek.
Bu arada açık liselere de kayıt söz konusu ama zaten bu okullar “açık öğretim” programına dahil olduğu için sadece sınavlara girilebilecek, diğer zamanlar boşta geçecek, 13-14 yaşındaki kızlar da okula gitmeyip çocuk yaşta gelin olmaya yönelebilecekler. Diğer bir seçenek olarak gösterilen çok programlı liseler ise, çok sınırlı sayıda, örneğin Ankara Merkez’de bu tür lise, sadece bir tane.
Sonuç itibarıyla çocuklarını özel okullara gönderebilecek varlıklı ailelerin dışında kalan geniş yoksul kesim için gerçekte iki seçenek var: “Çocuğun ya imam olacak ya da çırak”…
AKP döneminde imam hatip okulları pıtrak gibi büyüdü. 2002’de imam hatip liselerinde okuyan öğrenci sayısı 71 bin iken, 2013’de bu sayı 381 bine çıktı. Okul sayısı da 450’den 708’e yükseldi. AKP’nin 2014 yılı hedefi ise, imam hatip okul sayısını 808’e çıkarmak.
“Dindar nesil” yetiştirmenin yanı sıra piyasacı neoliberal politikalara sıkı sıkı bağlı olan AKP, çocuk yaşta ucuz işgücünün oluşturulması yönünde de önemli adımlar attı. Şubat 2011’de çıkarılan Torba Kanunu ile mesleki eğitim gören öğrencilerin stajyer olarak çalıştırılması, 20 işçi çalıştıran işyerlerinden 5 işçi çalıştıran işyerlerine kadar indirildi. 20’den fazla işçi çalıştıran işyerlerinde stajyerlere net asgari ücretin yüzde 30’u, 20’den az işçi çalıştıran işyerlerinde ise net asgari ücretin yüzde 15’i ödeniyor.
Bu para, bugün itibarıyla 120 lira. Yani meslek liselerinden gelen öğrenciler stajyer adı altında küçük sanayi işyerlerinde aylık 120 lira gibi bir ücretle çalıştırılabilecekler. Eskiden yalnızca 20’nin üzerinde işçi çalıştırılan işyerlerinde stajyer uygulaması söz konusu idi ve ödenen ücret brüt asgari ücretin 2/3’ü kadardı.
Türkiye’de toplam işyerlerinin yüzde 93’ünün, 5 ve daha az işçi çalıştıran işyerleri olduğu dikkate alındığında ucuz işgücü için yaygın bir potansiyel var demektir. Keza meslek liselerinden gelen stajyerler de, Torba Kanunu sayesinde bu uygulamanın daha da yaygınlaştırılmasına hizmet ediyorlar. Küçük işyerlerinin de genelde AKP “yandaşı” olduğu düşünüldüğünde bu tür muhafazakâr sermayeye yasayla ucuz çocuk işçi çalıştırma imkân sağlanmış oluyor.
Peki ne yapmalı? Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, yoksul aile çocuklarının meslek liselerine veya imam hatip okullarına yönlendirilmesinin önünü kesmek için özellikle bu durumdan rahatsız olan velilerle birlikte ortak etkinliklerde bulunacaklarını söyledi. Ünsal, eğitimin piyasalaştırılmasına ve dinselleştirilmesine karşı eylül ayında başta imza kampanyası olmak üzere çeşitli eylemlere başvuracaklarını belirti. Haydi bakalım…