- Radikal
Tek çocuk yapmayı seçenler, çocuk yapmamayı tercih edenler hallerinden memnunken devletler neden telaşa kapılır nüfus artmıyor diye?
İnsanız diye kendimizi hayvanlardan ayırt ederiz.
Sırf yapabiliyoruz diye çocuk yapmak olacak iş mi?
Nedenini araştırınca:
Soyumuzu sopumuzu sürdürmek, adımızı yaşatmak, mirasımızı, işimizi devretmek, yaşlanınca yalnız kalmamak, kıskanmak, başkaları istediği, sırası geldiği için çocuk yapmak...
En sık duyduğum cevap, (o da kadınlardan), kendini eksik hissetmek...
Cevaplarda en az rastlanan, çocuk sevgisi.
Peki, devletler, hükümetler neden çocuk yapmamızı ister?
Tek çocuk yapmayı seçenler, çocuk yapmamayı tercih edenler hallerinden memnunken devletler neden telaşa kapılır nüfus artmıyor diye?
Türümüzün evriminde, tarım toplumunun nihayete ermesiyle, az çocuk yapmaya başlanmışken, devletler, doğal gidiş karşısında neden panikler?
Neden çocuk yapmamız için peşimize düşer, vaazlar verir, para teklif eder, erkekler doğurmaları için kadınları milli göreve çağırır?
Cevabı basit, basit olduğu kadar da klasik.
Geleceği görme acizliklerinde, uzatmalara oynayan bir düzenin devamı. Gençleri çıkarlarına alet ederek, ordularının askersiz, fabrikalarının işçisiz, sattıklarının tüketicisiz, zenginlerin yardımcısız, çocukların bakıcısız, yaşlıların bakımsız kalmamaları.
Daha çok değil, daha az çocuk yapmalıyız.
Türümüzün yaşam kalitesiyle mutluluğu, gezegenimizin sağlıklı geleceği için:
- Her çocuğa daha çok zaman ayırarak sevebilmek, daha iyi eğitim olanakları sağlamak,
- Çalışmayı, çalışma mekânını keyifli kılarak, insanı robotlaştıran işlerde robot kullanarak, daha az çalışıp daha çok üretmek,
- Daha az tüketip, yerel mekânlarda, yerel olanaklarla daha çok üreterek, aracıları, taşıyıcıları gereksiz kılarak, nüfusumuzu azaltarak yaşamımızın kalitesini arttırmak,
- Şimdiye kadar yaptığımızın tersine, genç nüfusu, tehlikeli, kirli, istikbal vaat etmeyen, istenmeyen işlere kurban edip sırtlarından geçinmek yerine, işyerinde fizyolojik ve psikolojik yıpranma nedenlerini ortadan kaldırarak, onların yaratıcı güçlerine uygun ortamlar sağlamak,
- Erken emeklilikle çalışanları kızağa çekmek yerine, yarızamanlı, dörtte bir zamanlı iş imkânları tanıyarak, yaşa, arzuya uygun yeni çalışma alanları yaratarak, yaşlıların toplumla entegrasyonlarını sürdürebilmek.
- Dünya hepimizin. Şimdi ve yakın gelecekte yeni işgücüne gereksinim duyacak Avrupa, Rusya, Japonya, Çin ve Türkiye’de, kurumsal ve toplumsal ırkçılığa karşı mücadeleyle, buraları her dilden, dinden, renkten insana yaşanır kılarak herkesin mecbur değil, mutlu ve özgür olduğu yerlerde çalışmalarını sağlamak.
* * *
Demokrasinin ‘benden sonra tufan’ kapitalizmini denetleyememesine, iktidarların istibdat ve istihbarat örgütlerine dönüşmesine karşı, bugün dünyada başkaldıran ‘Küresel Gezi Gençliği’nin, devlet şiddeti karşısında, barışçıl yaklaşımlarını, provokasyonlara alet olmadıklarını, yerel ve küresel sorunlar karşısındaki kritik tavırlarıyla sorumluluk almak istediklerini görüyoruz. Dünya vatandaşlığı bilincinde, Küresel İpek Yolu’nda gençler, çoğunlukla az çocuklu ailelerden.
Onlar, meydan mitinglerinde bayrak sallayanların, dinleri silah ya da kalkan gibi kullananların tersine, sürü psikolojisi kurbanı olmayanlar,
Onlar, miadını doldurmuş düzeni sorgulayanlar.
Onlar, kapitalizmin ‘kalan sağlar bizimdir’ rekabet anlayışından uzak, mahalle milyoneri olma hırsından arınmış, yaratıcı güçlerini dayanışma ruhuyla muktedir kılacak dünyanın habercileri.
Daha çok çocuk yapmak, devletlerin nüfus kalabalığıyla, başka ülkelere karşı güçlü olabileceği sanrısına alet olmak demek.
Sonuç her zaman ibret verici olmuş.