Komunistun (!) izi var

09 Tem 2013

Rizeli türkücü İsmayul Türüt, bu defa Gezi’nin onurlu direnişçilerini hedef alan muhteşem bir şarkı bestelemiş. Şarkı sözlerindeki zarafet, incelik ve nezaket adetâ bir edebiyat şahaseri (!)... Beste ise, duygusal bir dinginlikle akarken, aniden göbek havasına dönerek oryantal ritmiyle tam Eurovision’luk bir eser olmuş. AKP iktidarı, bu çok anlamlı şarkıyı uluslararası festivallere göndermeli, eser sahibi tosuna “Devlet Sanatçısı” unvanı vermelidir... Ve ayrıca iktidar, bu güzide sanatçıya (!) iyi bir telif ödeyerek şarkısını seçim çalışmalarında da kullanmalıdır ki seçmeni, huloğğğ, huloğğğ, huloğğğ diyerek zıplasın, sevinçten göbek atsın...

Gezi Direnişi’ne her fırsatta gururla katılan ve destek veren biri olarak Rizeli Tosun’un “Kominist” yakıştırmasını onur duyarak kabul ediyorum. Diğer bayağı, aşağılık ve iğrenç ifadelerini ise misliyle İsmayul’a iade ediyorum...

Osmanlı İmparatorluğu son yıllarında elindeki toprakların neredeyse tümünü kaybetmiş, maddi ve manevi çöküntüye uğramıştı. Çanakkale zaferine rağmen ülkemiz, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan orduları tarafından işgal edilmiş, elimizde sadece İç Anadolu toprakları kalmıştı onun da akıbeti belli değildi. Mustafa Kemal ve silah arkadaşları “Ya istiklâl ya ölüm” sloganıyla işgallere karşı çıkarak “Kurtuluş Savaşı” nı başlatmış, fakat bu emperyalist işgale karşı birkaç ülke dışında ülkemize kimse yardımcı olmamıştı. İşte o günlerde Lenin’in özel talimatıyla General Mihail Vasilyeviç Frunze, olağanüstü elçi sıfatıyla 13 Aralık 1921’de Ankara’ya geldi. Frunze’nin onuruna yapılan mitingde ve TBMM’de yaptığı konuşmalar sempatiyle karşılandı ve çok etkili oldu. Frunze, Mustafa Kemal’den aldığı “askeri ihtiyaç listesi” ile ocak ayında Sovyet Rusya’ya geri döndü. Bu defa Frunze gibi siyasi bir misyonla değil, askeri amaçla Mareşal Kliment Yefremoviç Voroşilov Ankara'ya gönderildi ve yaptığı çalışmalarla savaşın maliyetini çıkardı, ihtiyaçları yerinde tespit ederek rapor hazırladı. Bu rapor neticesinde Sovyet Rusya’dan, Türkiye’ye 200 bin altın lira değerinde nakti ve askeri mühimmat yardımı geldi. Karadeniz açıklarına gelen bu yardımları, Yunan savaş gemilerinin top atışları altında, İnebolu’nun kahraman kayıkçıları kıyıya taşırlarken, elleri öpülesi fedakâr ve cesur kadınları ise cepheye taşıdı... Mustafa Kemal’in; dile getirdiği, “Gözüm Sakarya’da, kulağım İnebolu’da” endişesinin ardında, bir avuç kahramanın neredeyse unutulan destanı gizlidir. Bu nedenle kırmızı şeritli ilk “İstiklâl Madalyası” bizzat Mustafa Kemal tarafından İnebolu’ya armağan edilmiştir... Sovyet Rusya’nın yaptığı bu yardımların, İstiklâl Savaşı’nın kazanılmasında ve Cumhuriyetin kurulmasında çok etkili olduğu kesindir...

Değerli Yurt okurları, şimdi bu tosunun bölücü şarkısıyla “komünist” yardımının ne alakası var? diyeceksiniz. Anlatalım efendim...

TAKSİM ANITI Anıtın bir yüzü Kurtuluş Savaşı’nı, diğer yüzü ise Cumhuriyet Türkiye'sini simgeler. Anıtın kuzey yüzünde Mustafa Kemal askeri kıyafetiyle Mehmetçiklerin önünde yer alırken, diğer yüzünde ise, sivil giysileri ile Atatürk, İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak yer almaktadır. Bu grupta İsmet İnönü’nün arkasında General Frunze’nin, Fevzi Çakmak’ın arkasında ise Mareşal Voroşilov’un heykelleri bulunur.

General Frunze, küçük bir birlikle Ekim Devrimi’ne yaptığı katkılarla efsane olmuş, Sovyetlerin yıkılmasına rağmen Moskova’da askeri bir akademiye ismi verilmiştir. Mareşal Voroşoliv ise, II. Dünya Savaşı’nda güçlü Hitler Orduları’nın Leningrad’a girmesini engelleyerek tarihe geçmiştir...

Mustafa Kemal Atatürk, bu çok başarılı iki Sovyet askerinin yardımlarını asla unutmamıştır... İşte bu nedenle de onların şahsında SSBC’ye şükran ve teşekkürlerini belirtmek üzere General Frunze ve Mareşal Voroşoliv’in heykellerini Taksim Anıtı’na koydurmuştur. Bu bilgi yıllarca kitaplarda, dergilerde, ansiklopedilerde ve gazetelerde yer almamış, Amerikan yanlısı ve komünizm karşıtı sağcı iktidarlar tarafından özenle gizlenmiştir. Bu nankörce ve anlamsız sansürün nedenini ayrıntılarıyla yazmak yerine bir örnekle yetinelim; “Rus salatasına hâlâ ‘Amerikan salatası’ denilen ülkemizde, her halde iki Rus askerine de Amerikan askeri demekten utandıkları için” ...

Kimilerinin ihanet içinde silmeye ve karalamaya çalıştığı Ata'mızın emaneti cumhuriyet kazanımlarını, laiklik ve demokrasisiyle, bayrağıyla, milli marşıyla, Merkez Bankası’yla, meclisiyle, ordusuyla, seçme ve seçilme hakkıyla, uluslararası şirketleriyle, eğitim kurumlarıyla, basınıyla, yazarıyla, çizeriyle, sanat ve sporuyla, tüm engelleme çabalarına rağmen doksan yıldır gururla yaşıyoruz ve yaşatacağız...

Rizeli tosunun şarkısında söylediği gibi orada “Komunistun izi var”

Taksim’de meydanda... Vatansever, aydın, devrimci ve onurlu çapulcuların hemen yanı başında...

paylaş