- Yurt
KESK yöneticileri, geçen cuma günü İstanbul’da gazeteci ve yazarlarla yaptıkları toplantıda, son KCK operasyonu dahil bir yıl içersinde konfederasyona yönelik baskı, soruşturma ve gözaltılar konusunda bilgi verdi. Bu soruşturma kapsamında dört gün gözaltına alınıp sonra serbest bırakılan KESK Genel Başkanı Lami Özgen, detaylı açıklamalarda bulundu.
Toplantının başlangıç bölümüne DİSK Genel Başkanı Erol Ekici ve diğer yöneticiler de katıldı. Toplantıda emek hareketinin bundan sonraki dönemde ne gibi bir mücadele süreci izleyeceği konusunda da görüşler ortaya kondu.
Halen 76 KESK yöneticisinin tutuklu bulunduğu, son soruşturma kapsamındaki soruların tamamına yakınının sendikal faaliyetlerle ilgili olmasına rağmen illegal bir yapı ile ilişkilendirilmek istendiği belirtildi. Basın mensuplarına dağıtılan soruşturma kapsamındaki soruların esas itibariyle meşru ve yasal sendikal faaliyetlerin sorgulamasına yönelik olduğu ifade edildi.
KESK Genel Başkanı Lami Özgen, 1980 askeri darbesinden bu yana ilk kez bir konfederasyon başkanının göz altına alındığına dikkat çekti. Lami Özgen, grevli toplu sözleşmeli sendikal haklar için 21 Aralık 2011 tarihinde yapılan grevin, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yapılan etkinliklerin KCK ile bağlantılı olduğuna yönelik sorular sorulduğunu söyledi.
Lami Özgen, KESK üzerinden diğer emek ve meslek örgütlerine gözdağı verilmesinin amaçlandığını belirterek “Aslında emek ve demokrasi mücadelesini bir suç faaliyeti gibi göstermeyi, itibarsızlaştırmayı ve bölmeyi istiyorlar” dedi. Özgen, “Önümüzdeki dönem başta Ulusal İstihdam Stratejisi’nde öngörülen hak kayıpları olmak üzere tüm emek alanına yeniden biçim vermeyi amaçlıyorlar. Bu nedenle şimdiden emek mücadelesinin önünü kesmek istiyorlar” diye konuştu. KESK Başkanı, bu tür eylemlere CHP ve BDP’nin de destek vermesinden ötürü AKP’nin rahatsız olduğunu algıladığını söyledi.
DİSK Genel Başkanı Erol Ekici de, son soruşturmaların KESK nezdinde tüm emek örgütlerine yönelik bir operasyon olduğuna vurgu yaptı. Erol Ekici, “Nasıl 24 Ocak 1980 kararları ancak darbe koşullarında yürürlüğe konulmuşsa şimdi de darbe ortamından daha baskıcı, daha otoriter bir süreç yaratılarak Ulusal İstihdam Stratejisi’nde yer alan emeğe yönelik saldırıları, kıdem tazminatının tasfiyesini hayata geçirmek istiyorlar” diye konuştu. DİSK Başkanı, KESK ve diğer emek ve meslek örgütleriyle birlikte ortak talepler etrafında birleşik bir mücadeleyi sürdürmeye kararlı olduklarını söyledi.
Tekrar söz alan KESK Başkanı Lami Özgen de, birleşik bir emek mücadelesinin yaratılıp birlikte yürütülmesi için çaba harcayacaklarını ifade etti. Özgen, “1 Eylül’den itibaren savunma değil fiili bir meşru mücadeleyi kitlesel olarak ortaklaştırmayı, tüm ezilen kesimlerin ortak talepleri etrafında kapsamını genişletmeyi hedefliyoruz” dedi.
Önümüzdeki dönemde kıdem tazminatının gaspına yönelik girişimleri de dikkate alarak emek kesiminin nasıl bir mücadele vereceği ve Türk-İş’in nasıl bir tavır takınacağı merakla bekleniyor…