- Radikal
Düşünün, 6 ay önce Amerika İran'ın nükleer merkezlerini nasıl bombalar haberleri yapılıyordu. Ama ne oldu? İran anlaşması geldi.
"İsrail jetleri İran’ı vurursa Amerikan jetleri de İsrail’i vurmalı!” Bu cümleyi sıradan biri kursa “Yok artık o kadar da değil” der geçersiniz... Ama konuşan, Amerika’nın efsane başkanlarından Jimmy Carter’ın güvenlik danışmanı Zbigniew Brzezinski. Obama yönetiminde resmî bir görevi yok fakat en zor zamanında Obama’ya verdiği destekten dolayı özellikle Ortadoğu konusunda hükümet üzerindeki etkisi çok yüksek. Elbette Brzezinski ne İsrail jetleri İran’ı vursun diyor, ne de Amerika İsrail’i. Ama Cenevre’de İran’la imzalanan 6 aylık anlaşma o kadar ezberleri bozdu ki bu olasılık bile Amerika’da açıkça konuşulabiliyor.
* * *
Düşünün, 6 ay önce Amerika İran’ın nükleer merkezlerini nasıl bombalar haberleri yapılıyordu. Suriye’de Esad’ın kendi halkına karşı acımasızca kimyasal silah kullanarak Amerika’nın kırmızı çizgilerini delik deşik ettiği, Amerika’nın her an Suriye’ye havadan saldıracağı konuşuluyordu. Ama ne oldu? Obama tüm eleştirilere rağmen Rusya ile birlikte önce Suriye ile kimyasal silah anlaşması yaptı, ardından İran anlaşması geldi. Evet, İsrail hükümeti İran’la anlaştığı için Obama’ya ateş püskürüyor. Ama hemen herkes Amerika’ya rağmen İsrail’in İran’a saldırmak gibi bir çılgınlık yapamayacağında hemfikir. Netanyahu anlaşmayı ‘tarihi bir hata’ olarak nitelerken politika yapıyor. Buna karşılık İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres İran halkı ile asla düşman olmadıklarını, zor da olsa barışa bir şans vermekten yana olduklarını söylüyor.
* * *
Dedim ya, ezberler bozuldu. Sadece İsrail ve Suudi Arabistan değil altın, döviz, petrol de baş aşağı gidiyor. Piyasalar ilk günden coştu. İran halkı hem savaş seçeneği ortadan kalktığı hem de ekonomik ambargo gevşeyeceği için bayram yapıyor. Türkiye her ne kadar Cenevre sürecinin esas aktörü olamadığı için içten içe buruk da olsa sonuçtan memnun. Çünkü sonuçta bölgeye hem siyasi hem de ekonomik istikrar gelecek. Ahmet Davutoğlu’nun canla başla savunduğu Tahran Anlaşması geç de olsa gerçekleşmiş olacak.
* * *
Türkiye’nin ambargodan önce İran’la dış ticareti 20 milyar doların üstündeydi. Sadece ihracat 6 milyar dolar düştü. Eğer 6 aylık geçici anlaşma kalıcı hale gelirse “Türkiye’nin İran’la ticaret hacmi önce eski seviyesine, ardından 30 milyar dolara çıkar” diyor uzmanlar. Ama asıl önemlisi, İran gibi kapalı bir toplumda bile olsa ‘aşırılık yanlısı-saldırgan politikalar’ artık prim yapmıyor. Ahmedinejad gibi ‘lunatikler’ artık tedavülden kalkıyor. İsrail’de Netanyahu gibi ‘düşmansız siyaset yapamayan şahinlerin’ işi zorlaşıyor. Türkiye’nin bu yeni tablodan hem içerde hem de dış politikada ciddi dersler çıkarması gerekiyor. Çünkü Ahmet Davutoğlu’nun kavramsallaştırdığı, Türkiye’nin birkaç yıl öncesine kadar gayet başarılı bir biçimde uyguladığı ve popülerleştirdiği ‘stratejik derinlik’ kavramını, şu anda İran bizden daha iyi anlamış ve uygulamış görünüyor.
