- Akşam
Geçtiğimiz yıl yaz aylarında kıdem tazminatı konusu en çok tartışılan konulardan biri oldu. Çokça tartışılmasının nedeni, kıdem tazminatlarının bir fonda toplanacak olması ve yıl bazında 30 gün üzerinden hesaplanan kıdem tazminatı hakkının 13 ila 14 güne düşmesiydi. ÇALIŞMA Bakanlığı bürokratlarının hazırladığı 'Bireysel Kıdem Tazminatı Fonu' yasa taslağı yeni düzenlemeler getiriyordu. Nitekim son hükümet programında çok açık ifadelerle yer bulan fon kurulması fikri bu taslakta yer alıyordu. Fon sisteminde işverenin her işçisi için açılacak fon hesabına prim gibi para yatırması ve kıdem tazminatının bu fonda birikmesi temel düşünceydi.
ÇALIŞANLARIN %10'U ASLINDA kıdem tazminatında yeni bir düzenleme yapılması ihtiyacı çok basit bir gerekçeyle ortaya çıktı. Çalışanların sadece yüzde 10'unun kıdem tazminatı alabildiği bir ülkede, bu hakkı tüm çalışanlara yaymak bir zorunluluktu. NE var ki, başlangıçta çok iyi niyetlerle ortaya çıkan fon uygulaması, özellikle işçi sendikalarının direnciyle karşılaştı. Diğer yandan konunun kamuoyuna iyi anlatılamaması, özellikle tazminat miktarının, yasanın çıktığı tarihten sonra olmak üzere, yarı yarıya düşecek olması çok tepki çekti. Sonuçta hükümet kıdem tazminatı fonu konusunu bir başka bahara bıraktı. Konu bir başka bahara kaldı diyoruz çünkü tamamen ortadan kalkmadı. Sosyal taraflarla birlikte gelecekte yeni bir düzenleme yapılması talimatı o dönemde hükümetten geldi. Ayrıca son günlerde yaşanan birtakım gelişmeler var ki konunun tekrar gündeme gelebileceğinin sinyali niteliğinde. Şu sıralar Çalışma Bakanlığı bir 'taşeron yasası taslağı' üzerinde çalışıyor. Bu taslak, taşeronda çalışanlar kadar taşerona işveren patronlar için de hayati başlıklar içeriyor.
'TÜM ÖDEMELER' TAŞERON Yasası çalışmasında da fondan bahsediliyor. Bakanlık bu çalışmasında özellikle kıdem tazminatı konusunu taşeron çalışanları bakımından düzenlerken 'Kıdem Tazminatı Fonu' tekrar gündeme geliyor. Taşeron çalışanları için bir fon hesabı oluşturulması gerektiği ve bunun denetiminin de asıl işverence yapılacağı taslakta yer buldu. Ayrıca taşeronun ücret ödemeleri dahil tüm ödemelerinden, ki bu kıdem tazminatını da içeriyor, asıl işverenin sorumlu tutulacağı konusu da taslak maddeleri arasında. Sonuç olarak, kıdem tazminatı konusunda bir fon kurulması gereği hala daha önemini korumakta. En azından Bakanlığın düşüncesi bu yönde. Nitekim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de son günlerde bu doğrultuda açıklamalar yaptı.
1 milyon kişiyi ilgilendiriyor! TÜRKİYE'DE yaklaşık 1 milyon taşeron çalışan var. Bu çalışanların önemli bir bölümü maaş ve tazminat konusunda sıkıntılar yaşıyor. 'Hak kayıpları' ise ciddi bir sosyal olgu... - TAŞERON işçilerin büyük bölümü maaşlarını düzenli alamıyor. - TAŞERON firma, işçi maaşlarını geciktirerek faiz gelir elde ediyor. - YENİ taslağa göre işçilerin maaşını geciktirenlere kamuda iş verilmeyecek. Bu kural, sadece taşeron firmayı değil, ona işveren asıl patronu da kapsayacak. - İŞÇİLERE kıdem tazminatı ödemesinde 'asıl patron' da sorumlu olacak. Kontrol yükümlülüğü 'asıl patron'a verilecek. 'Benim haberim yoktu' bahanesi kabul edilmeyecek!
Yeniden Kıdem Fonu tartışılacak KIDEM Fonu konusunda bundan sonra sosyal taraflarla beraber çalışılacak. Önümüzdeki yaz aylarında konunun tekrar ısınma ihtimali yüksek. Kıdem konusunda radikal değişikliğe gidilmesi kesinlikle gerekli. Bir ülkede çalışanların sadece yüzde 10'unun yararlanabildiği bir hak aslında hak olmaktan da uzak. Küçük ve orta ölçekli işyerlerinin neredeyse tamamında kıdem tazminatı diye bir şey yok.
30 iş gününü esas alan 'fon' kabul görür BÜTÜN çalışanların yararlanabileceği bir tazminat sistemi ancak fon uygulamasıyla gerçek olabilir. Fakat kesinlikle belirtmek gerekir ki, yıl bazında 30 günlük tutarın altında bir kıdem tazminatı kabul görmez, konu tekrar kapanır. Ancak 30 günü esas alan bir çalışma kabul görür. Sendikaların da böyle bir taslağa olumlu bakacağını söylemek yanlış olmaz.
Prof. Dr. Cem KILIÇ