Kopuyoruz sıradan insanlardan her bombadan sonra biraz daha. Çünkü o sıradan insanların sıradan duygusunu anlamamakta ısrar ediyoruz. Bombaların neden, nasıl, niçin patlatıldığına ve asli sorumluların kim olduğuna dair sayfalar dolusu izahatın da anlamı bulunmuyor.
Bir bomba daha patladı. Her ne kadar “alışmayacağız” desek de, alıştığımız gün gibi ortada. Canımız yine yanıyor yanmasına ama ilk bombayla aynı etkiye yol açtığını söylemek zor. Zaten buydu istenen; istenen oldu gibi.
Alıştık. Kim ne derse desin, ateş düştüğü yeri yakıyor ve biz, kızanlar, üzülenler, tepki gösterenler gündemin sıcaklığı geçer geçmez kendi hayatımıza dönüveriyoruz. Aksi mümkün değil biliyorum ama yine de insanın ağırına gidiyor. Sanki bir şeyler eksik kalıyor gibi.
Eksik kalan ne?
Durduramıyoruz acıyı. Bombaların patlamasını önleyemiyoruz. Gencecik çocukların öldürülmesinin önüne geçemiyoruz. Eksik bu sanırım.
Kaçıyoruz o zaman da. Kendi hayatımıza sığınmayı yeğliyoruz. Kendi kabuğumuza çekiliyoruz. Zaten buydu istenen; istenen oldu gibi.