Mehmet Serim

01 Ağu 2016

YDH Suriye Temsilcisi Mehmet Serim, Halep’in Suriye açısından önemini ve son yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
 

Halep’in Suriye için önemini anlatmak için Ankara–İstanbul örneği verilebilir. Şam idari kenttir, ancak Halep Suriye’nin kalbidir.

Kültür ve turizm kenti olmasının yanında Halep Suriye’nin ekonomi ve ticaret merkeziydi. Talan edilip bir kısmı Türkiye’ye taşınan sanayi kompleksinin yanı sıra Ortadoğu’nun en büyük kanser araştırma hastanesi gibi önemli araştırma merkezlerini de barındırıyordu.

Üniversiteleri, hastaneleri, sinemaları, burjuvazisi, çevresi ile birlikte yaklaşık 5 milyonluk nüfusu ile Halep, Suriye’nin lokomotifiydi.

Beşşar Esad’ın öteden beri Halep’e büyük önem verdiği bilinir. Esad kriz öncesi yaz aylarında çalışmalarını Halep’te sürdürürdü.

Kriz sonrası Halep uzun bir süre önemli bir gösteri ya da olaya sahne olmadı.

Esad’ın stratejisi Halep ve Şam’ı bu savaşın içine sokmamaktı. Şam birkaç güvenlik çemberi ile korumaya alınmıştı. Halep’te ise halkın çoğunluğu ve özellikle burjuvazi Esad’ın yanındaydı.

15 Mar 2016

YDH Suriye Temsilcisi Mehmet Serim, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye'den asker çekme kararını yazdı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye’deki Rus askeri varlığının bir kısmının çekileceğini açıklaması, Suriye ve ilgili ülkelerde dalgalanmalar yarattı.

Açıklama sonrası “Rusya’nın Esad’ı terk edeceği, durumun muhaliflerin lehine evrileceği, Rusya’nın Suriye operasyonlarında başarısız olduğu, operasyonların ekonomik yükünü artık kaldıramadığı Batı’ya jest yapmak için böyle bir karar aldığı” yorumları yapıldı.

Cenevre görüşmeleri de bir şeydir elbet; ancak bu savaşın bugünü ve geleceğini belirleyen en önemli kriter sahadaki durum.

Cenevre jesti

Rusya’nın açıklaması bugüne kadar diplomatik anlamda ilk kez umut vaat eden Cenevre görüşmelerinin hemen öncesinde oldu. Bu, Rusya’nın zaten devam etmekte olan bir ateşkes sürecinin yaşandığı dönemde muhalifler de dahil tüm taraflara jesti olarak yorumlanabilir.

Askeri varlığın boyutu

01 Haz 2015

Suriye ordusunun son iki ay içinde bazı noktalardan çekilmesi çeşitli senaryoların üretilmesine neden oldu.

Esad’ın zayıflamasından rejim içinde darbe girişimlerine, İran ve Rusya’nın desteklerini çekmelerinden Esad’ın ‘Alevi devletine’ razı olmasına kadar çeşitlilik gösteren bu senaryoların temel çıkış noktası kaybedilen yerlerin ‘ordunun zayıflığından’ kaynaklandığı görüşüydü.

Ancak son günlerde Şam’da konuşulanlara göre ordu muhtemelen 5 yıllık savaş sürecindeki en büyük harekâtlarından birini gerçekleştirmeye hazırlanıyor.

Bu kısma girmeden önce sahadaki durumu özetleyelim.

Suriye’deki savaşı 4 bölge üzerinden görmüştük bugüne kadar:

Kuzey doğu bölgesi: Lazkiye, İdlib, Halep,

Kuzey ve Doğu bölgesi: Rakka, Deyrezzor ve Haseke

Orta bölge: Tartus, Hama, Humus

Güney bölgesi: Şam, Şam kırsalı, Dera, Kuneytra ve Süveyda

11 Haz 2014

Suriye Sosyal Ulusal Parti Yönetim Kurulu Üyesi Tarık Ahmet, YDH Suriye Temsilcisi Mehmet Serim’in sorularını cevapladı.
 

- Sizin bir parti olarak krizin başında duruşunuz nasıldı ve şimdi nasıl? Çünkü çok gelişmeler oldu ve Esad sonunda “halk beni istiyor” diyerek cumhurbaşkanlığına tekrar adaylığını koydu ve seçildi.

- Bizim partimizde ayrılmalar oldu. Cenevre-2 müzakereleri döneminde bazı parti yöneticileri ayrıldı. Bunların arasında ben de vardım. Lübnan’a Esad Emin Hardan’ın liderliğini yaptığı Suriye Sosyal Milliyetçi Parti’ye gittik. Yani bu parti muhalif değil, ancak kendisi ana partidir.

Yani biz Cenevre-2’deki tavırlarından dolayı parti [1] yönetimi ile, partinin içinde yer aldığı ve cephe [2] ile ve Kadri Cemil ile ihtilaf yaşadık.

- Asıl ihtilaf sebebi neydi Cenevre 2 ile ilgili olarak?

- Biz gerçekte parti ve cephe olarak Suriye krizinin başında diyalog olması ve bunun ‘Suriyeliler ile Suriyeliler’ diyaloğu olması konusunda anlaşmıştık.

24 May 2014

YDH Suriye Temsilcisi Mehmet Serim, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Suriye’deki durumu yazdı.
Savaş ortamında yapılan bir seçim ne kadar sağlıklı olabilir? “Halkını katleden bir diktatör” nasıl olur da dalga geçercesine bir dönem daha başkan olmak ister? Halk bu “diktatörü” gerçekten istiyor mu? İstiyorsa neden? Muhalefet güçlü bir alternatif oluşturabilir mi?

Bu sorular Suriye’de 3 Haziran’da yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri için sorulabilecek onlarca sorudan sadece birkaçı.

Seçimler yaklaştıkça dünya medyasında haberler, yorumlar, çeşitli ülke liderlerinin açıklamaları yayınlanmaya başladı.

Gazeteci Peter Oborne’nun bir süre önce The Telegraph’ta yayınlanan ve yankı bulan haberinde[1] şöyle bir cümle vardı:

“Özgür ve adil seçimler yapılsa bile Esad rahatlıkla yeniden seçilebilir.”

06 Ara 2013

Konjonktür gösterdi ki diplomaside oryantal, bir süreliğine eğlendirici olabiliyor; ancak “zarif” bir dansın bıraktığı etkiye ulaşabilmesi mümkün olmuyor.

Bizim gibi Suriye’de gazetecilik yapıp devlet yapısını yakından takip etme şansı bulanlar Esad’ın devrilmeyeceğini çok iyi biliyorlardı. Ancak gelinen aşamada artık “dışarıdakiler” için de göründü ki Esad (eğer kendisi istemezse) gitmeyecek.

Buna bağlı olarak da bölge için yapılan bütün planlarda tadilata gidildi. ABD ve Avrupa Suriye ileri karakolunu aldıktan sonra yönelmeyi düşündükleri İran ile “diyaloğun daha faydalı bir yöntem olduğunu” keşfediverdiler.

Müslüman Kardeşler hareketinin sanılandan daha zayıf çıkması, Katar gibi ülkelerin gerçek ağırlıklarının görülmesi, Türkiye’nin sadece Suriye değil, (aynı zamanda bağlı olarak) Irak ve Lübnan ile sorun yaşaması da Batı’nın bu “keşfinde” etkili oldu.