Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin yaptığı açıklamaya göre 29 aydır süren çatışmalarda toplam 2 milyonun üzerindeki Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. İç çatışmadan bunalan ve emperyalist işgalden çekinen Suriye halkı bu iki buçuk yıla yakın zaman diliminde Lübnan, Ürdün ve Türkiye gibi komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin bugün (3 Eylül 2013) yaptığı açıklamaya göre yanlarına sadece birkaç giysi alan Suriyeli kadın erkek, genç yaşlı yollara düştü. Yine yapılan açıklamada ülkenin emperyalistler tarafından karıştırılmaya başlandığı 2011 yılından bu yana 4 milyon 250 bin Suriyeli, ülke içinde bir yerden başka bir yere göçmek durumunda kaldı. Buna 2 milyon dış göçü de eklersek ve ülke nüfusunun da 23 milyon olduğunu düşünürsek nüfusun neredeyse yüzde 25'inin Batının saldırganlığı ve aç gözlülüğü yüzünden, yerinden yurdundan ayrı düştüğünü söyleyebiliriz.
Yine BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin açıkladığına göre son 12 ayda 1 milyon 800 bin Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Hergün ortalama 5.000 Suriyeli komşu ülkelere gitmek zorunda kalıyor.
Komşu ülkelere mülteci olarak gidenlerin sayısı korkutucu. 2013 Ağustos ayı sonunda 110.000 Suriyeli Mısır'a, 168.000 Suriyeli Irak'a, 515.000 Suriyeli Ürdün'e, 716.000 Suriyeli Lübnan'a ve 460.000 Suriyeli Türkiye'ye mülteci olarak gitmek zorunda kaldı.
Üstelik Suriye halkının mülteci durumuna düşmesine komşusu Türkiye'de iktidarda bulunan AKP hükümeti ile Suudi Arabistan kralı ve Katar emiri de Suriye içindeki Hür Suriye Ordusu çetelerini destekleyerek katkıda bulunuyor. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon 25 Temmuz'da, ülke dışındaki (Batı emperyalistleri ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve bölgedeki işbirlikçileri Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye) güçler tarafından desteklenen Suriye içindeki yabancı destekli kuvvetler (El Kaide ve Nusra çeteleri) ile Suriye hükümetinin mücadelesi başladığından bu yana 100.000'den fazla insanın katledildiğini açıkladı.
Emperyalizm bu güne kadar işgal ettiği hiçbir ülkeye demokrasi, barış ya da adalet getirmedi. Daha çok iç savaş, katliam, yokluk, yoksulluk, vahşet, kan, göz yaşı, çocukların ve yaşlıların katledilmesi, kadınlara taciz tecavüz ve katliam, yıkım ve acı getirdi. Afganistan'da da böyle oldu, Irak'ta da böyle oldu, Libya'da da böyle oldu. Emperyalizmin yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Burnumuzun dibinde, canımızın, kanımızın, kardeşimizin yaşadığı kardeş Suriye'de böyle olmasına, yeni katliamlar yaşanmasına insanlık onuru adına izin vermemeliyiz.
