Mısır'da Müslüman Kardeşler ülkeyi kaosa sürüklüyor

15 Ağu 2013

Mısır halkı, yıllar boyunca ülkeyi diktatörlükle yöneten Hüsnü Mübarek ve şürekâsını 25 Ocak 2011 tarihinde devirmişti. Ardından yapılan seçimlerde hile ile 30 Haziran 2012 tarihinde iktidara el koyan İhvan (Müslüman Kardeşler) grubu, Mısır halkının 25 Ocak Devrimi'nin taleplerinin hiçbirini yerine getir(e)mediği için 3 Temmuz 2013 tarihindeki ayaklanma ile iktidardan düştü.

Halkın otoriterlik, baskı, yoksulluk, sefalet, işsizlik, sömürü ve zulme karşı isyanı sonucunda kanı ve canı ile yaptığı “25 Ocak Halk Devrimini” yine aynı yöntemlerle söndürmeye, ortadan kardırmaya çalışan Muhammed Mursi yönetimindeki Müslüman Kardeşler çetesi, ancak 1 yıl (30 Haziran 2012-3 Temmuz 2013) iktidarda kalabildi. Çünkü Mursi ve çetesi, Mübarek ve çetesinin kullandığı yöntemlerle halkı yönetebileceğini zannetti.

Mursi'nin 1 yıllık yönetiminde toplumsal baskı Mübarek dönemindeki baskılara rahmet okuttu. Yoksulluk devam etti. Sefalet yine Mısır'ın her yanındaydı. İşsizliğe karşı hiçbir etkin önlem alınmadı. Sömürü ve zulmün sadece icracıları değişti. Önceden sömürü ve zulmün adı Hüsnü Mübarek'ti, bu isim daha sonra Muhammed Mursi oldu. Bir firavun gitti, diğeri geldi. Üstelik gelen gidene rahmet okuttu.

İktidarda diktatör kesilen Mursi 1 yıl boyunca kitlelerin taleplerine kulaklarını kapattı, kitleleri ezmek için her türlü şiddet kullanmak başta olmak üzere her türlü yolu kullandı. Mursi ve Müslüman Kardeşler örgütü diktasına daha fazla dayanamayan milyonlarca (27 milyon) Mısırlı, 30 Haziran 2013 tarihinde sokağa çıkıp 3 Temmuz 2013 tarihine kadar sokaklarda tekrar özgürlük rüzgârları estirdi. Halk gözünde hiçbir meşruiyeti kalmayan Müslüman Kardeşler örgütü iktidardan uzaklaştırıldı.

Bunu hazmedemeyen, içine sindiremeyen, demokrasiyi 4 yılda bir uygulanacak seçime endeksleyen, halk gözünde meşruiyetten bihaber Mursi önderliğindeki gerici Müslüman Kardeşler çetesi yine halkın taleplerine kulaklarını kapattı. Halkın “İstifa et/defol git” çağrısına direndi. Halkın iradesine direnme kararı aldı ve başkent Kahire'deki Rabiatül Adeviye ve Nahda meydanlarını bir nevi askerî kamp alanına çevirdi. Böylece 2014'te yapılacak seçimleri kazanamayacağı için kendisini iktidardan uzaklaştıran Mısır Halk Devrimi'nin 2. dalgasını boğmayı, etkisiz hâle getirmeyi planladı.

Mısır ordusu'nun, Müslüman Kardeşler hareketinin 3 Temmuz 2013 tarihinden bu yana halk devriminin 2. dalgasını boğmak için adeta askerî kamp alanına çevirdiği bu alanlara 14 Ağustos 2013 tarihinde müdahale etmesiyle birlikte Müslüman Kardeşler çetesi iyice saldırgan bir hâle geldi. Ordunun müdahalesi üzerine Müslüman Kardeşler'in silahlı gerici faşist çeteleri bu defa kamu binalarına, okullara, ilerici ve demokratik kurumlara, kiliselere, kısaca kendine karşı olan ve kendinden olmayan bütün Mısır halkına saldırmaya başladı.

Bir taraftan da Batılı devletleri Mısır'da demokrasinin tesisi için Mısır'a müdahale etmeye çağırdı. Müslüman Kardeşler'in bu çağrısı bir diğer gerici faşist iktidar AKP'den hemen karşılık buldu. Başbakan Erdoğan bugün (15 Ağustos) yaptığı açıklamada Batı'yı Mısır'a müdahale etmeye çağırdı.

Mısır'da halk bir taraftan Müslüman Kardeşler çetesine karşı direniş komiteleri oluştururken, siyasi partiler ve hareketler gayrimeşru Müslüman Kardeşler'in kendi dayatmasının bugün Mısır'ı terör ortamına sürüklediğini açıklarken şiddetin durdurulması çağrısı yapıyor.

Şurası kesin ki bugün Mısır'da halkın taleplerine kulak vermeyen hiçbir iktidar emperyalizmin ve uzantılarının desteğine rağmen uzun süre ayakta kalamıyor.

paylaş