14. Dünya Atletizm Şampiyonası 10-18 Ağustos tarihleri arasında Rusya’nın başkenti Moskova’da yapılacak. Türkiye’yi 5 kadın, 5 erkek 10 atlet temsil edecek. Şampiyonada 206 ülkeden toplam 1974 atlet madalya için yarışacak.

Geçen günlerde Fransız gazetesi L'Equipe'in hazırladığı Doping Volkanı şemasında Türkiye 50 dopingli atlet ile en fazla doping yapan ülke olarak gösterilmişti. Gazete, 31 yeni doping olayının ardından Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi'nin Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin 2020 Olimpiyatları'nın Türkiye'de yapılıp yapılmayacağına ilişkin kararını açıklamadan bir ay önce görevinden istifa ettiğini dikkat çekici olarak nitelendirmişti.

Türkiye’yi uluslararası birçok yarışmada başarıyla temsil eden eski milli atletlerden Mehmet Yurdadön bir röportajında, "Bugün spordaki devasa ilaç sektörü sporcuların sağlıklarını sürekli tehdit ediyor ve bu sektörle savaş pek de o kadar kolay görünmüyor. Doping kontrol merkezleri sadece ilaç sektörünün artık tedavülden kaldırdığı ilaçları yakalayabiliyor. Bu arada yeni üretilen ilaçlar sporculara enjekte edilmeye devam ediyor. Açıkçası sporda kangren olmuş doping yarasına neşter vurulmak var olan spor düzeninde adeta olası değil gibi. Çünkü bu spor düzeninin egemenleri sporcuları adeta kobay gibi kullanıyor ve ne yazık ki dopingsiz yapamıyor" demiş, “Sporun bana armağanı kalp pili” diye de eklemişti.

Türkiye’yi temsil edecek atletizm takımında Kenyalı atletlerin bulunması ise "milli spor” anlayışımızın ne durumda olduğunu gösteriyor. Özal’ın başbakanlık döneminde bir medya gösterisi ile Bulgaristan’dan ithal edilen halterci Naim Süleymanoğlu ile başlayan yetişmiş sporcu ithali, spor endüstrisinin “kazanmak için her yol mübah” anlayışını iyice ortaya döküyor.

Sporcularımıza başarılar dilerken, dopingden uzak durmalarını öneririz.