07 Ağu 2013
Geçen günlerde Beyoğlu Aynalıçeşme'deki evinde ölü bulunan Gaye'nin komşusu Sıla ve ev arkadaşı Senem, trans birey olmak hakkında konuştu.
Radikal ile yaptıkları söyleşide “Toplumda ne iş yaparsanız yapın trans olarak yaşama şansınız yok” diyen Sıla, Gaye’nin öldürülmeden önce çiçekçilik yaparak hayatını kazanmaya çalıştığını anlattı. Alman Dili ve Edebiyatı mezunu olan Sıla ve ev arkadaşı muhasebeci Senem, Gaye’nin öldürülmesiyle beraber yaşadıkları korkuyu her gün daralan bir çembere benzetiyorlar.
Yakın zamanda bir apartman boşluğunda dövülen, kaburgaları ezilen ama şikâyetçi olmayan Sıla, bakkaldan dönerken şiddete uğradığını ancak kurtulduğuna şükrettiğini dile getirdi. Senem ise, şiddetin dozunun giderek arttığını söyledi. Bir farkındalık oluştuğunu düşünürken bunu yaşantılarında hissedemediklerini dile getiren Senem, her yerden sürüldüklerini, izole edildiklerini, giderek evlere kapandıklarını anlattı. İş bulamadıklarını vurgulayan kadınlar, trans bireylerin en büyük problemlerinden birini de açığa seriyor.
Bu durum Esmeray'ın sözlerini akla getiriyor; "Devlet ne yapacak derseniz? Sessiz kalarak suça ortak olmaya devam edecek! Nefret söyleminde bulunanlar yine nefretlerini kusacaklar.
...Efendiler, Gaye’yi topyekün öldürdünüz; hepiniz katilsiniz."
"Hasta değiliz, soytarı değiliz, insanız!"
Son bir ayda 5 trans cinayeti gerçekleşti. Özge, Gaye, Dora, Doğa, Yaşar... Giderek artan nefret cinayetlerine rağmen hâlâ bir nefret suçları yasası ya da cezai yaptırım gündemde değil. Trans bireylere iş güvencesi gündemde değil. Anayasada "Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği" gündemde değil.
Trans cinayetlerine dair haberlere rastlanamazken, aylardır Rüzgâr Erkoçlar'ın, özel hayatına açıkça saldırılarak, transfobiyi destekler nitelikte haberlerle gündemde kalması ise vicdanlı herkesi isyan edecek hâle getiriyor. Trans hakları insan haklarıdır!
