25 Tem 2013
Kapitalizmin dikişi Bulgaristan'da tutmuyor.
Seçimlerin üstünden kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen komşumuz Bulgaristan son günlerde halkın isyanıyla sarsılıyor. Özelikle başkent Sofya ve çevresinde yoğunlaşan protestolar sadece hükümete yönelik değil, 90'larda inşaa edilen kapitalist yeni Bulgaristan'a yönelik de kuvvetli eleştiriler içeriyor.
Bulgaristan'da sosyalizm gitti, barbarlık geldi
Sosyalizmin yıkılmasının ardından hızla mafyatik oligarkların egemenliğine giren Bulgaristan'da o günlerden sonra rüşvet, adam kayırma, haraç toplama gibi eylemler sıradanlaştı. Saygın işadamı kisvesi altında bütün ulusal serveti ellerinde toplayan bu oligarklar parlamento üstünde de tam hâkimiyete sahipler. Sosyalizm döneminde açlık, evsizlik, işsizlik bilmeyen Bulgar halkı ise yeni dönemde bütün bu kavramlarla tek tek tanıştı. Bulgaristan'ın apar topar Avrupa Birliği'ne alınması da durumu değiştirmedi. Pek çok Avrupalı'nın gözünde Bulgarlar, Birliğin ikinci sınıf halklarından.
Bu tablo yılardır hoşnutsuz olan Bulgar halkını Temmuz ayında sokağa döktü. Meclisi kuşatacak kadar öfkeli olan Bulgarların talepleri ise isyanı anlamak için yeterli. Protestolarda kitleler “Rüşvetçi ve kayırmacı sistem defol”, “Parti çıkarlarına hizmet eden savcı ve hâkim istemiyoruz”, “Eğitim ve sağlık sistemi yeniden düzenlensin” gibi talepleri dile getiriyorlar.
Hareketin sıkıntıları
Bütün bu taleplere karşın sokakları dolduran muhalefet hareketi henüz çok başlı ve birlik görüntüsünden uzak. Bu yüzden hareketin nereye evrileceği ve siyasi taleplerini ne ölçüde kazanacağı önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak. AB üyesi olan Bulgaristan'daki bu halk isyanının, krizle boğuşan diğer Avrupa halklarını da etkilmesi ise hiç sürpriz olmayacak.
