24 Tem 2013
Bundan 105 yıl önce, 24 Temmuz 1908'de 2. Meşrutiyet'in ilanı ile birlikte sansür kaldırıldı ve basın bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Ancak bu kadar yıl sonra bile basına yönelik baskılar fiili olarak devam ediyor.
Son yıllarda onlarca gazeteci çeşitli gerekçelerle tutuklandı, şu an ise hâlâ 66 gazeteci cezaevinde bulunuyor. İktidarı eleştiren bir çok gazeteci ise ya işten çıkarıldı, ya da istifa etmek zorunda kaldı.
Gezi Direnişi ile birlikte AKP Hükümeti basın üzerindeki baskıyı artırdı, direnişin doruk noktasında olduğu günlerde yaşanan gerçekler, bu baskı yüzünden halktan gizlendi. Gerçekleri halkla paylaşanlar ise iktidarın baskısına maruz kaldı. TGS'nin verilerine göre 27 Mayıs'dan bu yana 37 basın mensubu istifa etti. Gezi direnişi sürecinde işten atılan ya da istifa eden gazetecilerin sayısının 100'ün üzerinde olduğu düşünülüyor. Gezi direnişi boyunca 13 gazeteci gözaltına alınırken, 27 gazeteci polisin attığı gaz bombası ve plastik mermilerden yaralandı. Birçok gazetecinin ise makineleri kırıldı, polis şiddetine uğradı.
TMSF'nin Çukurova Grubu'na bağlı medya organlarına el koymasıyla birlikte, Akşam Gazetesi'nden çok sayıda kişi işten atıldı, yerlerine hükümete yakın isimler getirildi. Bu durum da iktidarın basın üzerindeki etkisini kanıtlar nitelikte. İHD'nin 2012 yılı raporuna göre, 7 gazete ve 8 dergi toplamda 13'er kez toplatıldı, 2 gazeteye 1'er ay yayın durdurma cezası verildi. RTÜK, radyo ve Tv kuruluşlarına 603 uyarı, 73 yerel ve ulusal Tv kanalına ise toplam 13 bin 500 Tl para cezası verdi.
