Mısır’da halk sokakları bırakmıyor. Her ne kadar Müslüman Kardeşler çetesi halkın üstüne kiralık katilleri salsa da halk devrim alanını terk etmiyor, devrime sahip çıkıyor, devrimin kalesi Kahire’deki Tahrir Meydanını bırakmıyor.
Bir taraftan sokakta halk egemenliği sürerken diğer taraftan da iktidarını sürdürme derdine düşen ve panikleyen Müslüman Kardeşler örgütü neredeyse tamamen tek başına kalmaya mahkûm ediliyor. Bu da Müslüman Kardeşler hükümetinin istifalarla sarsılmasından sonra daha ne kadar dayanabileceğini akla getiriyor.
Son olarak dün (2 Temmuz) Mısır Spor Bakanı El Amry Farouk istifasını sundu. Böylece kabineden istifa eden 6. bakan oldu. Bir taraftan bakanlar, Şura üyeleri, sözcüler, danışmanlar istifa ederken diğer taraftan uluslararası baskı artıyor, ekonomik durum daha da kötüye gidiyor.
Mısır halkı 1 Temmuz’da sokağa çıktığında Tahrir’deki protestolarda şeker yok, benzin yok denildiğinde protestocu bir kadının Müslüman Kardeşler üyelerinin evlerini basın demesi ülkedeki yolsuzluk ve adaletsizliği de açıkça gözler önüne sererken, son olarak ülkede petrol fiyatları tırmanışa geçti.
İç politikada bunlar yaşanırken dış politikada da Fransa, Mursi’den halkın taleplerine kulak vermesini istedi. İsrail ise durumu izlediğini bildirdi. Akşama doğru twitterdan açıklama yapan Mursi ise ordudan 48 saat içinde siyasi tarafların bir çözüm bulması ya da ordunun bir yol haritası oluşturacağı açıklamasını geri almasını talep ederek kendisinin anayasal olarak meşru olduğunu açıkladı.
Oysa şu anda Mısır’da sokaklarda olan halk Mursi’nin tam tersini düşünüyor. Bu türden açıklamalar artık hiçbir meşruiyeti kalmayan bir diktatörün son çırpınışlarına benziyor. Mursi bir ordudan medet umuyor, bir ABD emperyalizmine yaranmaya çalışıyor, bir taraftan halk muhalefetine anlaşabiliriz mesajları gönderiyor.
Ancak Mısır halkı bu teraneleri çok dinledi. Bu tabloyu çok iyi hatırlıyor. Mübarek de giderayak anlaşabiliriz demişti. Hatta ben arka planda kalayım demokrasicilik oynayalım demişti. Ancak halk yutmadı, yutmayacak da. Diktatörlerin sonu hep aynı olmuştur. Mursi diktatörünün sonu da aynı olacağa benziyor.
