Çiftçi-Sen: “Toprağın ve tarımın şirketlere devrine hayır”

25 Haz 2013

AKP hükümeti toprağın büyük tekellere devrini hızlandıracak bir yasa tasarısını TBMM’ye getiriyor.

Bu tasarıya tamamıyla karşı çıkan Çiftçi-Sen konuya ilişkin bir basın açıklaması yayınladı.

Açıklama metni Basına ve Kamuoyuna,

Bakanlar Kurulu tarafından, “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve Türk Medeni Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı” hazırlandıktan sonra Türkiye Büyük Millet Meclis’indeki ilgili tüm komisyonlardan geçmiştir. Basından öğrendiğimize göre, (bir değişiklik olmazsa) 25 Haziran 2013 Salı günü bu tasarı, Meclis gündeminde görüşülecektir.

Bakanlar Kurulu’nun hazırladığı bu kanun tasarısı, toprağı ve üreticiyi korumamakta, tarımın şirketlerin eline geçmesini hızlandırmaktadır. Toprağın korunması isteniliyorsa öncelikle toprakta yaşayan ve üretilen ürünlere besin ve lezzet katan milyonlarca canlının yaşamını yok etmeyecek tarzda bir tarımsal üretim yapılması gerekmektedir. Bu nedenle küçük aile tarımının yok edilmesi değil, desteklenmesi gerekir. Çünkü küçük aile tarımı ile ekolojik zincir tahrip olmaz, doğadaki denge korunur. Şirketler ise tarımsal üretim yaparken kimyasal ilaç ve gübre kullanarak topraktaki milyonlarca canlının yok olmasına sebebiyet verip, toprağın toprak olma özelliğini ortadan kaldırırlar.

Küçük ölçekli tarım arazilerinde yapılan tarımsal üretimin verimli olmadığı büyük bir yalandır. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra petrol sıkıntısı çeken Küba çareyi tarım arazilerini bir ailenin işleyebileceği büyüklükte küçük parçalara bölmekte bulmuştur. Bunun sonucunda, o yıl üretim rekoltesinde patlama yaşanmıştır. Türkiye’deki problem tarımsal arazilerin küçük ölçeklere bölünmüş olması değil, üretici ailesine miras yoluyla geçen arazilerin parçalı olmasıdır. Aynı ailenin köyün farklı farklı yerlerinde arazilerinin bulunması toprağı işlemeyi zorlaştırmakta, üretim maliyetini arttırmaktadır. Yapılması gereken şey bu parçalı arazilerin bir yere toplanması, yani arazi toplulaştırılmasıdır. Bir başka deyişle parçalı arazileri niteliklerine göre sınıflandırarak, bir kişiye ait farklı alanlardaki küçük arazi grupları yerine, o arazinin toplamını karşılayacak kadar en az miktarda parça arazinin (mümkün olursa tekbir parçanın) o kişiye verilmesidir. Böylelikle küçük arazileri birbirinden ayıran ve kullanılmayan arazi şeritlerinin de tarımda kullanılması sağlanacağı gibi, aynı zamanda toprağı işleme, sulama gibi maliyetler de düşürülecektir.

Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı elbette bunu bilmektedir. Ancak uygulamakta olduğu neoliberal tarım politikaları küçük aile tarımını değil, şirket tarımını korumaktadır. Bu nedenle de çıkartılmak istenen kanun arazi toplulaştırılmasını değil, tarım arazilerinin merkezileşmesini hedeflemektedir. “Toprağı Koruma Kanunu” adı altında mirasçıların kendilerine kalan tarım arazilerini yasa zorbalığıyla tarım şirketlerine satmaları zorunlu kılınmaktadır.

Çiftçi-Sen olarak çıkartılmak istenen kanun taslağının geri çekilmesini, toprak korunmak isteniyorsa kimyasal ilaç ve gübre kullanılmasının yasaklanmasını ve küçük aile tarımının daha verimli olmasını sağlayacak tarzda arazi toplulaştırmasının yapılmasını talep ediyoruz. Bu konuda mücadele edeceğimizi tüm kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Abdullah Aysu Çiftçi-Sen Genel Başkanı Adnan Çobanoğlu Çiftçi-Sen Genel Örgütlenme Sekreteri

Çiftçi-Sen’in toprak kanunu ilei ilgili dosyasına alttaki linkten ulaşabilirsiniz;

http://www.karasaban.net/ciftci-sen-topragin-ve-tarimin-sirketlere-devri...

paylaş