Mehmet Ağar'a “cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturmak” suçundan beş yıl hapis cezası verildi.
Geçmiş dönemlerde Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı olarak görev yapan Mehmet Ağar'ın yargılandığı Susurluk Davası'nda Ağar'ın “cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturmak” suçunu işlediğine karar veren Yargıtay 9. Ceza Dairesi beş yıllık hapis cezasını oy birliğiyle onadı. İki yıl cezaevinde kaldıktan sonra şartlı tahliye edilecek olan Ağar'a, beş yıl da kamu hizmetinden men cezası verildi.
Ağar gazetecilerin sorularına verdiği yanıtta yaptığı herşeyi “Türk Milleti” adına gerçekleştirdiğini söyleyerek kararın Yargıtay'dan döneceğini iddia etti. Bir dönemin en yetkili devlet adamlarından birinin kanıtları ortada olan suçlarıyla ilgili “Türk Milleti adına gerçekleştirdim” sözleri devlet politikasını açıkça ortaya koymuş oldu.
Hakkında suç işlemek amaçlı silahlı örgüt kurmak, Abdullah Çatlı gibi isimlerin saklanmasına, silah almasına, ülke içinde ve dışında serbestçe dolaşmasına yardım etmek iddiaları bulunan Ağar'ın görev yaptığı süre içinde yetkisini kullanarak faili meçhul cinayetlerin üstünü örttüğü de 2011'de yayınlanan ikinci MİT raporuyla ispatlanmıştı.
İnsanlık suçları koruma altında Mehmet Ağar Kürt halkına karşı yürütülen savaşın en sert günlerinde devletin kilit noktalarında görev almış bir yöneticiydi. O dönemde hakkında ortaya atılan iddialara “bir operasyon değil bin operasyon yaptık.” sözleriyle yanıt veren Ağar, dönemin başbakanı Çiller tarafından da “devlet için kurşun atan da kurşun yiyen de şereflidir.” sözleriyle koruma altına alınmıştı.
Mehmet Ağar'ın emniyet müdürlüğü yaptığı dönem Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy ve çok sayıda Kürt iş adamının öldürüldüğü; faili meçhuller dönemi olarak hatırlanıyor.
Ağar'a verilen ceza bir halkın üstüne devletin bütün olanaklarıyla saldıranları, o dönemin mantığını yargılamak veya cezalandırmaktan uzak. Bu kararla bugün de Kürt halkına karşı işlenen suçlarda rol oynayanlar olsa olsa cesaretlendirilmektedir.
