AKP iktidara geldiğinden beri, sadece sosyalistlere, emekçilere, Kürt hareketine uzak olmak kayrılmak için yetmiyor; ilaveten iktidara diz çökenlerden ibaret bir yazı kadrosu isteniyor. Hürriyet, yıllar boyunca her türlü alavere dalavere çevirmiş olan Doğan Grubunun en önem verdiği, Türkiye'nin en köklü, en etkili, devlet bakışını en iyi yansıtan, çok uzun yıllar boyunca en çok satan gazete ünvanını başkasına kaptırmayan ve hâlâ logosunun yanında “Türkiye Türklerindir” ibaresi bulunan bir gazetedir. 20 yıl boyunca Ertuğrul Özkök'ün yayın yönetmeni olarak başında bulunduğu bir gazete idi dersek ne demek istediğimiz daha kolay anlaşılır sanırız.
AKP iktidarının diz çöktürene dek üzerine gittiği bir yayın organıdır aynı zamanda. Gazete, genel yapısı itibariyle zaten başlangıcından bugüne kadar sola, sosyalistlere ve emekçilere her zaman kapalıydı. İçinde sendika, sol, emekçi haberlerini ancak cımbızlayarak, bazı köşe yazarlarının yazıları içine sızmış şekilde bulabilirseniz şanslı sayılırdınız. Çoğu yazarı ulusalcı, sosyal demokrat bir üslupla yazardı.
Ama, AKP iktidara geldiğinden beri, sadece sosyalistlere, emekçilere, Kürt hareketine uzak olmak kayrılmak için yetmiyor; ilaveten iktidara diz çökenlerden ibaret bir yazı kadrosu isteniyordu. Bunu bizzat Başbakan defalarca kamuoyuna açık konuşmalarında ifade etti. AKP'ye muhalif yazarların işten atılması gerektiğini defalarca Aydın Doğan'dan ad vererek istedi.
Son yıllar içinde, Hürriyet'ten ayrılmak zorunda kalan değişik dünya görüşlerindeki yazarların listesine bakınca, AKP'nin kendine doğrudan yakın, hatta kendine bağlı olanlar dışında hiçbir görüşe tahammül etmediğini anlamak mümkün:
Bekir Coşkun, Emin Çölaşan, Oktay Ekşi, Cüneyt Ülsever, Ferai Tınç, Rahmi Turan ayrılmak zorunda kaldılar.
Bir o kadarı yazamaz hale geldiğini açıkladı. Bir kısmı sessiz sedasız ortadan yok oldu.
Son olarak, Özdemir İnce, 1 Nisan 2012 tarihinde yazdığı yazı ile Hürriyet'ten ayrılmak zorunda kaldığını ilan etti. Fettullah cemaatine karşı gazete içinde en büyük muhalefeti yapanların başında gelen Kemalist çizgideki Özdemir İnce'nin de gidişiyle, Hürriyet'te suya sabuna tirit yazıların artacağını tahmin etmek zor değil.
Aşağıda Özdemir İnce'nin “Son Yazım” başlıklı yazısından birisi ilk, diğeri son olmak üzere iki paragraftan parçalar veriyoruz. Yazının tümü için (http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20249470.asp) adresine bakınız.
Özdemir İnceSon Yazım 1960'ların sonunda TRT televizyonunu kurarken, belgesel, kültür, eğitim-öğretim programlarımızla bir rönesans yaratabileceğimizi sanıyorduk, dahası buna inanıyorduk. Aradan geçen 50 yıl içinde, TRT'nin televizyonları ve bütün özel televizyonlar, elbette bir rönesans yarattılar, ama saldırgan bir cehaletin rönesansı oldu bu. ... Asker Kışlaya İmam Camiye ...Eğitim ve öğretim birliğinden yoksun ülkeler sonunda parçalanır. İmam hatip ve İlahiyat Fakültesi mezunlarının yeri Diyanet İşleri ve camilerdir. Tıpkı askerin yerinin kışla olduğu gibi. Askerin kışlasına çekilmesini isteyenler, din adamlarının neden camilere çekilmesini istemiyorlar?
