
Hepimiz Festus OKEY ismini hatırlıyoruz. Nijerya vatandaşıydı, Türkiye’ye futbolcu olmak için gelmişti. Festus ülkemize çalışmak, okumak, daha iyi bir yaşam kurmak hayalleriyle gelen ya da belki de sığınan binlerce kardeşimizden birisiydi. Öldürdüler onu. Ne olmuştu? 20 Ağustos 2007 gecesi Taksim’de gözaltına alınarak Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği’ne getirildi. Burada polislerin kötü muamelesine ve şiddetine maruz kaldı. Fakat bunlar yetmezmiş gibi bir polis memurunun silahından çıkan kurşunla hayata veda etti. Katlettiler Festus OKEY’i. Neden katledildi? Nasıl bir vicdan sebep oldu bu ölüme? Bu soruların ne kadar yanıtı olabilir bilinmez ama Festus’u öldüren polis Cengiz YILDIZ savcılığa verdiği ifadede: “Siyahî ve doğudan gelen vatandaşlar, suçlular arasında daha dikkat çekiyor” dediği akla geliyor birden. Festus Okey’in ölümü bütün vicdanlarda yankılanmış ilerici, devrimci, demokrat çevrelerin ve insan hakları savunucularının da çabalarıyla olay uzun süre kamuoyunun gündeminde kalmıştı. Cenaze ise uzun süre Adli Tıp Morgunda kalmış, iki ay sonra Festus’un arkadaşlarına teslim edilmiş, Festus’un arkadaşlarının kısa bir tören yapmalarına bile izin verilmek istenmemişti. Arkadaşları kendi aralarında para toplayarak kargo masraflarını ve tören sırasında giydikleri takım elbiseleri almışlardı. Olaydan sonra yaşanan mahkeme süreciyse içler acısıydı. Mahkeme üç yıl boyunca Festus Okey’in kimliğini belirlemeye çalıştı. Uzun süren kimlik belirleme çalışmaları, hastane ile emniyet arasında kaybolan Festus’un gömleği, karakolda 24 saat boyunca kayıt yapması gereken kameraların ölüm anını kaydetmemiş olması, şüpheli polisin/polislerin hiçbir şey olmamış gibi görev başında kalmaları ve mahkemeye Festus’un ailesi dahil çeşitli müdahillik başvurularının reddedilmesi yargılama sürecine damgasını vuran olaylardı. Festus’u öldüren polis az daha beraat edecekti İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi bugün (13 Aralık 2011), olaydan yaklaşık dört buçuk yıl sonra oy çokluğuyla aldığı kararını açıkladı. Polis memuru Cengiz YILDIZ “taksirle adam öldürmek” suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme daha üst bir ceza gerektiren “Olası kastla adam öldürmek” suçuyla açılmıştı. Kararla ilgili olarak iki ayrı muhalefet şerhi konuldu. Üye hâkim Keskin KARAKURT eylemin “olası kastla adam öldürmek” suçu kapsamında kaldığını belirterek eylemin“taksirle adam öldürmek” suçu olarak belirlenmesine itiraz ettiğini belirtti. Mahkeme başkanı İshak EKEN ise mahkemenin eylemi “taksirle adam öldürmek” suçu olarak ele aldığını hatırlatarak cezanın alt sınır olan 2 yıl 6 ay olarak verilmesi gerektiğini belirtip neredeyse üst sınır olan 4 yıl 6 aya itiraz etti. Ayrıca sanığın, sabıkasının bulunmaması, suçun niteliği, kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, duyduğu pişmanlık ile suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak verilen cezanın paraya çevrilmesi gerektiği görüşünde olduğunu belirtti. Karara itiraz edilecek Adliye çıkışında Festus Okey’in ve ailesinin avukatı olduğunu belirten Alptekin OCAK, sunduğu belgelere rağmen mahkemenin müdahilliğini kabul etmediğini hatırlatarak karara itiraz edeceklerini, olayın ırkçılık yönünden de ele alınması gerektiğini vurguladı. Davayı yürüten Taylan TANAY ise mahkemenin az daha para cezasına hükmedeceğini belirterek açıklanan cezanın kabul edilemez olduğunu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de itiraz edileceğini açıkladı. Festus OKEY’in öldürülmesi, mahkeme sürecinde yaşananlar ve nihayetinde açıklanan karar; en temel insan haklarından mahrum bir şekilde yaşayan göçmenlerin, mültecilerin ülkemizde ve dünyada yaşadıkları sıkıntıların ve karşılaştıkları insan hakları ihlallerinin en somut göstergelerinden biri olarak tarihe geçti. Adaletin yerini bulması için konunun takipçisi olacağız. Konunun takipçisi olmak elbette yetmez asıl olarak yurtdışından ülkemize göçmen olarak yerleşenlerin toplumsal yaşama eşit bireyler olarak katılmalarını sağlamak için mücadelemizi sürdüreceğiz. Ancak göçmenler de ülkemizde insanca yaşabilirlerse Festus’un ölümünün acısı bir nebze olsun hafifleyecektir.
