
Türkiye’nin kapitalist egemenleri faşist Almanya-İtalya-Japonya blokunun yenilmesiyle ortaya çıkan yeni uluslararası güç dengesine bağlı olarak, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çok partili rejime geçmek zorunda kaldı. Fakat, onlar, sınıf çıkarları gereği, bu geçişin demokrasiye geçiş anlamına gelmesini istemiyor ve kurulacak yeni rejimin, tıpkı tek parti rejiminde olduğu gibi, komünistlere ve sola hayat hakkı tanımayan anti-demokratik bir kapitalist oligarşi çerçevesinde kalmasını amaçlıyorlardı. O dönemde siyasi iktidarı elinde tutan CHP yönetimi, kapitalist egemenlerin bu amacını yerine getirmek üzere Türkiye Komünist Partisi’ne karşı bütün devlet gücünü seferber etti. 1945 yılının Temmuz ayında, yakında çok partili rejime geçileceği ilan edilir edilmez, legale çıkacağını açıklayan ve bu yolda sistemli çalışma yürüten TKP, tek parti diktatörlüğüne derhal son verilmesini istiyordu. Yaptığı açıklamalarla özgürlük ve bağımsızlık, köklü toprak reformu, ırk ve millet ayrımı gözetmeksizin bütün vatandaşlara eşitlik, barışseverlik ve dostluk ilkelerine dayanan yeni bir düzen kurulması çağrısında bulunmuştu. TKP, bu çağrıyı gerçekleştirmek için ileri demokratlar cephesi kurmaya çalışıyordu. Tek parti yönetimi, TKP’ye yakın bütün basın-yayın organlarına karşı örgütlü faşist bir saldırı düzenledi. Sabiha Sertel ve Zekeriya Sertel’in yönetimindeki Tan gazetesi ile Görüşler dergisinin basım işini yapan Tan matbaasını; Sabahattin Ali ile Cami Baykurt’un çıkardığı La Turquie gazetesini; Esat Adil Müstecaplıoğlu’nun çıkardığı Gün dergisi ile Yeni Dünya gazetesini; yine Esat Adil Müstecaplıoğlu’nun yönettiği Lena Kitabevini; yazarlarından biri Aram Pehlivanyan (A. Saydan) olan Ermenice Nor Or (Yeni Gün) gazetesini; ABC Kitabevi ile Berrak Kitabevini 4 Aralık 1945’te sivil polislerin ve faşist gençlerin başını çektiği kışkırtılmış çapulculara yıktırdı. Komünistlere yakın basın-yayın organlarını ve kitabevlerini ortadan kaldıran tek parti yönetimi, üniversiteleri de komünistlere yakın öğretim üyelerinden arındırmak için saldırısını sürdürdü. 15 Aralık 1945′te Behice Boran, Pertev Naili Boratav, Niyazi Berkes, Mediha Berkes görevden alındı. Kapitalist sınıfın 4 Aralık 1945′te bir kez daha başlattığı antikomünist saldırı, 1946 yılında da bütün şiddetiyle devam etti. 1946 yılının ilk yarısında TKP’nin legal kolu olarak kurulan Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi (TSEKP), Türkiye Sosyalist Partisi (TSP) ile ilerici sendikalar, dernekler, gazete ve dergiler 16 Aralık 1946’da sıkıyönetim komutanlığının emriyle kapatıldı. TSEKP ve TSP üyesi komünistler ağır cezalara çarptırıldı. Tan Matbaası Baskını olarak bilinen 4 Aralık 1945 pogromu; 15 Aralık 1945 üniversite tasfiyesi; 16 Aralık 1946 sıkıyönetim darbesiyle gerçekleştirilen, sosyalist parti, sendika, dernek, gazete ve dergi kapatmaları, Türkiye’de demokrasiye geçilmesini önleme harekâtının önemli aşamalarını oluşturdu. Komünistlere ve dostlarına uygulanan devlet terörüyle, Türkiye, Amerikan emperyalizminin uydusu bağımlı bir ülkeye dönüştürüldü. İşbirlikçi-komprador burjuvazinin bugün AKP yönetiminde sürdürülen aşırı sağcı, gerici, oligarşik ve despotik rejimi böyle doğdu.
