Vizyon toplantısında enteresan isimler
Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan'ın "vizyon toplantısı" adı altında dün gerçekleştirdiği toplantının yankıları devam ediyor. Bir program veya vizyon sunumundan çok Erdoğan için düzenlenmiş bir şov gecesine benzeyen etkinliğin ardından, Erdoğan'ın konuşmasından çok salondaki katılmcılar tartışma yarattı. Hülya Koçyiğit'ten, Bülent Ersoy'a kadar çok sayıda tanınmış simanın salonda yer alması sosyal medyada da günün en çok konuşulan konularından.
Salona gidenler arasında Gezi günlerinde hükümeti ve Erdoğan'ı eleştirmiş olan isimler de olması tartışmayı daha da boyutlandırdı. O isimlerden biri olan Metin Arolat ise özellikle sosyal medyada kendisine yöneltilen eleştirilere cevap verdi. Toplantıya gitmesinin amacının, Erdoğan'a düşüncelerini söylemek olduğunu belirten Arolat, yaşadıklarını ise şu şekilde anlattı:
"Dediler ki davetlisin... Dedim ki benim orada işim ne? Siyasi görüşlerimiz birbirinden o kadar farklı ki... Dediler ki ismen davet ettiler gitmemek olmaz... Dedim ki gitmem... Sonra dediler ki konuşması bittikten sonra sizleri kabul edecek ve sorunlarınızı dinleyecek.
O zaman kafam şöyle çalıştı: Nasıl yani? Bunca zaman hakkında konuşmuşuz etmişiz... Belki söylediklerimiz kulağına bile gitmedi.. Şimdi gözlerine baka baka söylemek istediklerimi yüzüne söyleyebileceğim. Cesaretimi topladım -ki itiraf edeyim insan biraz telaşlanıyor. Ok geliyorum dedim. Kafamda neler söyleyeceğimi kurdum ettim. Çok uzundu söylemek istediklerim, o kadar vaktim olmayabilir diye kısalttım ettim. Ve gittim. O konuşmasını yaptı. Sizler tv'den, bizler orada oturarak seyrettik. Ben hala kafamda neler söyleyeceğimi kuruyorum bu arada. Alkışlıyorlar, ayağa kalkıyorlar, ben kuruyorum. Söylemek istediğim çok şey var çünkü. Bu arada sizler tv başında bizleri orada sıralanmış otururken görüyorsunuz. Kim bilir neler diyorsunuz. Bir arkadaşım mesaj attı twittere girme diye. O zaman bende dank etti. Kesin kıyamet kopuyor. O an yapabilecek bir açıklama yok. Ben konuşma sonrasını bekliyorum. Yüzüne söyleyeceklerimi hani ah bi karşı karşıya gelsem var yaaa, durumu tam.
Sonra konuşma bitiyor. Bizi içeri alacakları söyleniyor. İçimden tekrar ediyorum söyleyeceklerimi unutmamak için. İçeri giriyoruz, herkes tek tek elini sıkıyor, kendini tanıtıyor. Sıra bana geliyor. Ortam öyle küt diye konuşulacak gibi değil. Hayal ettiğim gibi rahat bir ortam hiç değil. Elimi uzatıyorum ve gözlerine bakıp "ben Çapulcu Metin Arolat" diye bir giriş yapıyorum. Bana bakıp gülümsüyor. Gülümsemiyorum. Sonra arkamdaki elini uzatıyor. İlerlemek zorunda kalıyorum. Herkes oturuyor, benden bu piyasada çok daha büyük insanlar konuşmaya başlıyor. Müzik piyasasının sorunları vs vs konular uzuyor ancak onun gitmesi gerekiyor. Ee ben daha hiçbirşey diyemedim? Herkes gene tokalaşarak ayrılıyor. Biraz geride kalıyorum özellikle ki bir şeyler söylemek için biraz vakit kazanayım. Sıra bana geliyor, düşündüklerimin hepsini söylememe imkan yok. Onun hayal kırıklığındayım, bari bişey diyeyim. Diyorum ki "Bizler siz, biz diye ayrılmaya çalışıldıkça birbirimizi daha çok seviyoruz. Daha da biz oluyoruz. Belki bilmiyorsunuzdur, belki yanınızdakiler size başka türlü aktarıyordur. Ama biz hala biziz. Siz dedikleriniz de, biz dedikleriniz de başı açık olan da, kapalı olan da her zaman kopmadan biz olarak kalacağız..." Gözlerime baktı. O arada omzuma bir el dokundu, buyurun dediler ve çıktım.
Orada olma sebebim, niyetim bundan ibaret. Sevgiler saygılar."
Kaynak: ETHA