Ülkemizde çok kolaylıkla, hiçbir engele takılmadan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan ön onaylar alan termik santral girişimleri, ülkemizin hemen hemen her bölgesine yayılmış birer felaket gündemleridir.
Termik santralleri yapmak için yok edilen büyük tarım bölgeleri, termik santralleri çalıştırmak için, tüketilen ve geri bırakıldığında bütün özelliklerini yitirmiş, büyük su kaynakları, bacalardan çıkan zehirli gazlarla, küllerle; bitki, hayvan, insan demeden, kansere teslim edilen canlı yaşamı, devlet ihalesi kaynakları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Belediyeler eliyle, bölge planlarına işlenerek yok sayılan, yok edilen şehircilik bilimi, bu kirli felaket kurgusunun açık sonuçları olmaktadır.
Ülkemiz topraklarının, her bölgesinde, yüzün üzerinde alanda gündemde olan, termik santral felaketleri şu anda yirmiye yakın bölgede uygulamadayken, bu amaçla onlarca bölgede direniş çadırları kurulmuş ve birçok bölgede; Karabiga'dan Şırnak'a, Sinop'tan Gerze'ye, oradan Yırca'ya ön kazanımlara ulaşmaya başlamıştır.
Özgün örgütlenme yöntemleriyle şirketlerin hukuksal yalanlarını ve iktidarın acele kamulaştırma tezgahlarını aşarak, ülkemizin her bölgesinde, güneşle arasına kömür bulutlarını sokmamakta, doğa ve toplum mücadelelerine yürekli örnekler olmaktadırlar.
Bu süreci; bütün değerleriyle paylaşan, bu hafta dağıtıma ve paylaşıma giren "Kara Atlas" belgeseli de, bu mücadelelerin tarihe kayıtlanmasında ve sonuca varmasında bir başka cephe olmuştur.
Kara atlas belgeseli, Yırca’dan Şırnak’a mevcut ve yapılması planlanan santrallere karşı yürütülen mücadelelerin haritasını çıkarıyor. Farklı coğrafyalardan farklı biçimlerde yükselen bu seslerin ortaklığını, yaşamlarımıza sahip çıkarken farklı dillerde nasıl aynı şeyi söylediğimizi birbirimize duyurabilmenin önemli bir çabasını taşıyor.
Belgesel hakkında detaylı bilgi almak için Kara Atlas Belgesel Film adresini ziyaret edebilirsiniz.
