
Hindistan Yüksek Mahkemesi boşanmayla ilgili emsal teşkil edebilecek bir karara imza attı. Mahkemede yer alan 5 savcıdan 3'ü, Müslüman çiftler arasında erkeğin üç kez "Boş ol" demesiyle nikahın düşmesi uygulamasının, anayasada yer almadığı için yasal olmadığına hükmetti.
Yasayı mahkemeye taşıyan kadınlardan biri olan Şayara Bano, mahkemenin kararıyla ilgili olarak "Nihayet bugün artık özgür hissediyorum. Elimdeki karar pek çok Müslüman kadını özgürleştirecek" diye konuştu.
Erkeğin üç kez art arda "Boş ol" (talak) demesiyle kadının boşanmış sayılacağı şeklindeki uygulama, Hindistan'ın komşusu olan Pakistan ve Suudi Arabistan'da dahil olmak üzere pek çok ülkede yasak.
Söz konusu uygulama, geçen Ocak'ta cinsiyet eşitliğine aykırı olduğu ve kadınları mağdur ettiği gerekçesiyle önde gelen sivil toplum örgütleri tarafından mahkemeye taşınmıştı.
Mısır da değiştirmeye çalışıyor Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, 100 milyon nüfuslu Mısır’da, 900 bin evliliğin gerçekleştiği 2015 yılında 200 bine boşanma yaşandığını ifade eden konuşmasında, boşanmaların rekor seviyeye yükseldiğini ve buna karşı önlem alınması gerektiğini belirtmişti.
Sisi, ülkedeki boşanma sayıları bir önceki yıla göre yüzde 10, 10 yıl önceye göre ise yüzde 86 artış göstermesine karşı bir yasa hazırlanması gerektiğini kaydederek, evliliklerin yüzde 40'ının ilk 5 yıl içinde boşanmayla sonuçlandığını, bunun da çocuklar üzerinde kötü etkisi olduğunu ifade etmişti.
Müslümanlar erkeklerin eşlerine 3 kere “boş ol” diyerek evliliklerini bitirme hakkına sahip olduğu Mısır’da, bu uygulamanın kayda geçmesi için ilandan sonra 1 ay içinde yetkililere başvurması gerekiyor. Eğer erkek üç kereden daha az sayıda "boş ol" derse, eşinin üç ay boyunca beklemesi ve kimseyle evlenmemesi gerekiyor. Erkeğin o süre içinde fikrini değiştirme ve artık eşi istemese bile eşiyle tekrardan birlikte olma hakkı bulunuyor. Erkeklerin boşanması için bu dileklerini söylemeleri yeterliyken, evliliği bitirmek isteyen kadınların dava açması gerekiyor.
Laiklik şart Laik yaşam kazanımlarının yok edilmeye çalışıldığı ülkelerde, hayat bunun mümkün olamayacağını tekrar tekrar kanıtlıyor. İnsanlığın yüzlerce yıllık mücadelelerle elde ettiği aydınlanma, eşitlik, özgürlük, demokratik kazanımlar, özellikle kadın ve çocuk haklarında getirdiği ilerlemeler ile insanlığın gelişmesinde rol oynamaya devam ediyor.
