
Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF), tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi ile ilgili olarak işçi haklarının korunması konusunda bir açıklama yaptı.
DSF’nin açıklamasında; “Koronavirüs salgını bahanesiyle tüm dünyada işçi sınıfının kazanılmış haklarına karşı işverenler ve onların hükümetleri tarafından büyük bir saldırı başlatıldığı” belirtilerek, “bu saldırılara karşı emekçi insanlığın tümü işçi sınıfı ile omuz omuza mücadele etmeye” çağırıldı.
Dünya Sendikalar Federasyonu Genel Sekreteri George Mavrikos imzası ile 31 Mart 2020 tarihinde yapılan yazılı açıklama şöyledir:
Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) olarak; sizlere, dünyanın dört bir köşesine 100 milyon üyemiz ve yüreği işçi sınıfı davası adına atan milyonlar adına sesleniyoruz. Koronavirüs salgınından etkilenen tüm ülkelerin işçilerine ve halklarına uluslararası dayanışma ve desteğimizi ifade ediyoruz.
Hayat bir kez daha teyit etti ki; savaşlar, doğal afetler, salgınlar gibi zor zamanlarda, tehlikenin en ön saflarında olan işçiler ve yoksul insanlardır.
Tüm dünyada Koronavirüs Salgını yaşanırken tekeller, çok uluslu kapitalist şirketler karları için salgını bir fırsata çevirmekte işçilerin, emekçilerin, yaşlıların, yoksulların canlarını tehlikeye atmaktan çekinmemektedirler.
Koronavirüs salgınının yayılmaya başladığı ilk günlerden bugüne kadar dünyanın çoğu ülkesinde binlerce insan hayatını kaybetti. Yüzbinlerce insan salgının yol açtığı acılar içinde kıvranıyor. Tam da insanlığın yaşadığı bu büyük travma döneminde, tüm dünyada işverenler ve hükümetler işçilerin kazanılmış haklarına saldırmaktadır. Tüm dünyada yığınsal işten çıkarmalar, ücretsiz izinler, zorla yıllık izne çıkarmalar, ücretlerinden ve sigortalarından kesintiler, ücretsiz olarak evden çalışma vb. dayatılmaktadır.
Tüm dünyada sendikal faaliyetler fiili olarak askıya alınmış bulunmaktadır. İşverenler ve hükümetler koronavirüs salgınını işçi sınıfının kazanılmış haklarına karşı saldırıda silah olarak kullanmanın hesabını yapıyor.
Mart ayının ilk yarısında Yunanistan’da 41.000 işçi işten çıkarıldı. Mart ayında Avusturya'da, 74.000 işçi işini kaybetti, İsveç'te otomotiv endüstrisi 20.000 işçiyi ücretsiz izne gönderdiler. Fransa, Panama ve Venezuela gibi ülkelerde esnek çalışma saatleri tüm işletmelerde hayata geçiriliyor. Yine bu ülkelerde işçileri ücretsiz izne zorluyorlar. Türk Hava Yolları, Imperia, Lufthansa ve Emirates gibi havayolları, on binlerce işçiyi ücretsiz izne yolladı. Bu hava yolları ile iş ilişkisi olan seyahat acenteleri, turizm şirketleri, otellerde çalışan on binlerce işçi işini kaybetme korkusu yaşıyor.
Peru'da madencilik şirketleri, işçileri madenlerde herhangi bir güvenlik önlemi almadan çalışmaya zorlamaktadır. Sırbistan'da ve Türkiye'de başta metal olmak üzere ticaret, eğitim, taşımacılık ve diğer sektörlerdeki sendikalar, işverenlerden işyerlerinde salgına karşı gerekli sağlık ve güvenlik önlemlerinin alınmasını talep ediyorlar.
Dünyanın her ülkesinde süpermarketlerde, alışveriş merkezlerinde, ilaç depoları ve eczane gibi işletmelerde koronavirüs salgınına rağmen büyük oranda işçi çalışmaya devam etmektedirler. Bu işyerlerinde işçilerin bütünü, yorgunluk, stres ve mesleki kazaların yanı sıra kendileri ve aileleri bakımından koronavirüs salgını ile karşı karşıyadırlar.
Filistin’de işlerini kaybeden işçilerin her türlü hak talebi, İsrail devlet terörüyle karşılaşmaktadır. Onlarca Filistinli işçi İsrail silahlı güçleri tarafından öldürüldü. Ürdün ve birçok Kuzey Afrika ülkesinde güvencesiz ve kayıt dışı sektörde yüzbinlerce işçi işini kaybetti. Kuzey Afrika ülkelerinde işçiler, koronavirüs salgını endişesinin yanı sıra yaşanan açlık ve yoksulluğun toplumsal bir salgına dönüşmesiyle karşı karşıyadırlar.
Hindistan'daki sendikaların belirttiğine göre doktorların, hemşirelerin, laborantların ve sağlık işçilerinin koronavirüs ile başa çıkmak için gerekli tıbbi malzeme eksikliği trajik boyutlardadır. Binlerce sağlık emekçisi koronavirüs salgınına yakalanma ile yüz yüzedir. İşini kaybeden yüzbinlerce Hintli işçi, hükümetin ve işverenlerin işçi düşmanı tutumunu kınıyorlar.
ABD'de, sadece New York'ta, sadece bir günde hükümete 21.000 işsizlik başvurusu yapıldı. Bu, bir rekordur.
Dünyanın birçok ülkesinde işçiler hükümetlerin ve şirketlerin işçi düşmanı politikalarına karşı direnişler örgütlemektedir. Geçtiğimiz günlerde, İtalya’da sendikaların öncülüğünde işçiler gerekli sağlık önlemlerin alınması için ülkede bir günlük uyarı grevi gerçekleştirdiler.
Lizbon’da liman işçileri hükümetin ve şirketlerin gerekli sağlık önlemleri alması için greve gittiler.
Afrika'da, Covid-19 salgınları gittikçe daha fazla kıta ülkesine yayılıyor. Güney Afrika dünyada en çok etkilenen ülkelerin başında geliyor. Afrika Kıtasında işçiler, emekçiler ve yoksullar nüfusun en savunmasız gruplarını oluşturuyor. Kıtada salgının yanı sıra milyonlarca insan sağlık hizmetlerine erişememenin yanı sıra temel gıda maddelerine ve temiz suya muhtaç durumdadırlar. Kıta ülkelerindeki insanlar, on yıllardır, AIDS ve tüberküloz gibi diğer salgın hastalıkların pençesinde kıvranmaktadır. Tüm bunların sorumlusu Afrika hükümetleri, tekeller ve ulus ötesi şirketlerdir.
Tüm dünyada toplum sağlığı hizmetlerinin yetersizliği ortadayken, hastanelerde ve sağlık kuruluşlarında çalışan doktor, hemşire, laborant ve sağlık işçisi eksikliği salgının yarattığı kaosu bir kat daha artırmaktadır. Tüm bunların yanı sıra hastanelerde ve sağlık kuruluşlarında salgın ile mücadelede gerekli malzeme eksikliği insanlara hizmet vermenin önündeki en büyük engeli oluşturmaktadır. İtalya gibi ileri kapitalist bir ülkede bile 100.000 kişiye ancak 300 yatak düşmektedir. İtalya hükümeti hastanelerde çalışan doktorları hangi hastanın tedavi edileceği hangi hastanın ölüme terk edileceği gibi tıp etiğine aykırı bir seçime zorlamaktadır. Koronavirüs salgınına karşı insanüstü bir çaba ile çalışan sağlık işçilerinin kendilerinin yanı sıra aileleri de büyük bir risk altındadır. Kendileri hasta olsa bile çalışmak zorundalar. Sağlık çalışanlarının hastalığa maruz kalma riskleri çok yüksektir.
Bugün, salgın nedeniyle tüm dünyadaki hükümetler, büyük şirketlerin zararını tazmin etme yarışındalar. Oysa daha şimdiden milyonlarca işçi işini kaybetti. Salgın sonrasında da milyonlar işini kaybedecek.
Dünya Sendikaları Federasyonu işçi sınıfı ailesinin büyük bir bileşenidir. Beş kıtada milyonlarca üyesini temsil eden DSF üyesi sendikalarımız pasif gözlemciler değildir. Bizler işçi sınıfının yaşamını, çalışma koşullarını ve haklarını korumak için savaşmaya devam ediyoruz.
Bu zor koşullar altında, üyelerimizi ve işçi sınıfını bilgilendirmek için demokratik sınıf ve kitle sendikacılığının gereği olarak büyük bir çaba içindeyiz. Haklarımızı savunmak savaşımında ilke ve ülkülerimizden taviz vermeden, hayatın her alanında savaşım vermeye devam ediyoruz.
Burjuva hükümetleri, koronavirüsün yayılmasına karşı sadece kişisel sorumluluğu içeren önlemler açıklıyorlar. Burjuva hükümetleri bu politika ile insanların kişisel hijyen önlemlerinin uygulanması için gerekli hijyen maddelerine ulaşılmasının önündeki engelleri yığınlardan gizlemek istiyor. Burjuva hükümetleri tüm ülkelerde, koronavirüse bağlı olarak insanların hastanede yatış ve sağlık bakım gereksinimlerini karşılamak için toplum sağlığı sistemlerinin yetersizliğini gizlemek için ortak çaba içindeler. Tüm hükümetlerin son otuz yıldır uyguladığı neo-liberal sağlık politikaları çökmüştür. Bugün yaşananlardan burjuva hükümetleri sorumludur.
- Hükümetler öncelikli olarak topluma, açık-şeffaf, eşitlik temelinde insan onuruna yakışır toplum sağlığı hizmetleri sunmakla yükümlüdür;
- Hükümetler, tekellerin ve kapitalist firmaların vurguncu girişimlerini önlemek için her türlü yaptırımı uygulama sorumluluğuna sahiptir;
- Hükümetler, işten çıkarmalar, işçilerin ücretlerinde kısıtlanmaya gidilmesi, evden çalıştırma, tele çalışma, ücretsiz izne çıkarma, zorunlu izne çıkarma gibi işverenlerin saldırı politikalarını önlemekle sorumludur.
Bu zor zamanlarda, işçi sınıfı hükümetleri tüm dünyada enternasyonalist dayanışmanın en güzel örneklerini sergilemektedir. Geçtiğimiz günlerde, Koronavirüs salgının en yoğun yaşandığı İtalya’ya Küba hükümeti salgın konusunda uzman 52 doktoru gönderdi. İtalyan halkının yardımına koşan Küba Hükümetine ve Kübalı kahraman doktorlara Konfederasyonumuz adına teşekkür ederiz.
Kimse yalnız hissetmemeli!
Sağlığımızı ve haklarımızı savunmak için savaşıyoruz!
Bu salgın ve felaket koşullarında, kar hırsının körlüğünü değil; bilimin ışığında insanları, onların ihtiyaçlarını ve onurlarını temel alan eşit bir dünya yaratmak için savaşıyoruz!
Bu zor zamanlarda, kendi hayatını ve ailesinin hayatını tehlikeye atarak, toplumun ihtiyacı olan gıda, ilaç, sağlık, ulaşım, iletişim hizmeti üreten başta sağlık işçileri olmak üzere tüm işçi sınıfımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz.
İşçi sınıfının elinde olan çarkları hareket ettirdikleri için bir kez daha tebrik ediyoruz.
Yaşasın işçi sınıfımızın enternasyonalist dayanışması ve savaşımı!
Dünya Sendikalar Federasyonu
Genel Sekreteri
George Mavrikos
31 Mart 2020
Kaynak: DİSK / Sosyal-İş
