Kadınlar sömürüye ve şiddete son vererek eşit ve özgür bir yaşam kurmak için haykıracağı taleplerini bugün (3 Şubat) Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde açıkladı.
Kadın örgütleri tarafından yapılan ortak açıklamada şunlar dile getirildi:
6 Mart’ta Kadıköydeyiz.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü için, emekçi kadınların uluslararası mücadele günü için bir aradayız. 1857 yılında insanca çalışma koşulları için; eşit ve özgür bir yaşam için greve giden 120 kadın işçi patronlar tarafından katledildi. Her gün olduğu gibi, o günün yıldönümü olan 8 Mart’ta da dünyanın her yerinde mücadelemiz sürüyor. İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekildiği, gerici saldırıların arttığı, ekonomik krizi iliklerimize kadar yaşadığımız bir dönemde 8 Mart’ı karşılıyoruz.
Bu düzende emekçi kadınlar güvencesiz ve esnek koşullara mahkum ediliyor. Ekonomik kriz derinleştikçe işsizlik ve güvencesizlik artıyor. İşten çıkarmalarda kadınlar ilk sırada oluyor. Artan zamlar, yükselen faturalar ve eriyen maaşlarla karşı karşı karşıya kalan emekçiler bir dar boğazın içinde yaşamaya çalışıyor. Kadınlar için bu durum ekonomik özgürlüklerinin ellerinden alınması anlamına geliyor. Kadınlar bir başkasına, daha bağımlı kılınıyor. Bununla birlikte kadınların ev içerisinde görünmeyen emeği, yaşlı, çocuk, hasta bakımı, evin angarya işleri kadının sırtında yükselen kambur oluyor. Temel ihtiyaçlarımıza yapılan zamlar belimizi büküyor. Yoksulluk evin içerisinde kadınlar için eve ne girdiğinden öte kadının sofraya ne getireceği sorunu oluyor. Ev ekonomisinin sorumluluğu kadına yükleniyor. Şiddet bir kez daha kendine bahane buluyor. Toplumun %99’u olan emekçi halkın yoksulluğuna karşı da kadınların, LGBTİQ+’ların, göç etmek zorunda bırakılanların ayrıca uğradığı eşitsizliklere karşı da mücadele edeceğiz.
Pahalılığın arttığı tam bu dönemde saray rejimi kadınlar için evlilik sürecindeki karşılıksız emeklerinin de bir göstergesi olan yoksulluk nafakasına göz dikiyor. Aile arabuluculuğunu gündeme getirerek boşanmaları kadınlar için zorlaştıracağını ilan ediyor. Kadınları tam da bu kriz günlerinde şiddet dolu ailelere mecbur bırakıyor. Nafakayı düzenleyeceğiz adı altında kadınların medeni haklarını tehlikeye atıyor. Siyasi iktidarın bu hamleleriyle, gerici her türlü politikanın önünü açmasına, Medeni Kanun’un altını oymasına, kadınların emeklerine, bedenlerine, yaşamlarına saldırmasına müsaade etmeyeceğiz. Bir kadının sahne kıyafetinin açık bulunmasını, bir şarkı sözüne Cumhurbaşkanı tarafından “dil koparma” tehdidiyle karşılık verilmesini tesadüf görmüyoruz. Ve fikrini ifade eden bir gazetecinin gece yarısı gözaltına alınıp tutuklanmasına da şaşırmıyoruz. Bizler bunların hiçbirine alışmayacağız, AKP-MHP iktidarının tüm bu gerici ve baskıcı adımlarına karşı direneceğiz.
Her sabah kadın cinayetleriyle güne başlıyoruz. Kadınlar kendi hayatlarına kararlarıyla özgürce yön vermek istediğinde erkekler tarafından şiddete uğruyor, öldürülüyor. Mevcut yasaları bile etkin uygulamayanlar cezasızlık politkalarıyla şiddeti meşrulaştırıyor. İstismar ve şiddet failleri serbest geziyor, meşru müdafaa hakkını kullanan kadınlar cezalandırılıyor. Tüm bunların sonucunda, erkeklerin artık sokak ortasında hiç tanımadıkları kadınları kolay hedef gördükleri için öldürmeye başladığı günleri de yaşıyoruz. Hala bulunabilecekken bulunmamış kayıp kadınların nerede olduğunu soruyoruz. Hala kaza, şaka, intihar denilerek kadın cinayetleri şüpheli bırakılıyor, bu cinayetlerin üzeri örtülüyor. Sıklıkla duymaya başladığımız, yüksekten düşen kadınların ölümündeki gerçeği hala açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Hergün hedef gösterilen LGBTİQ+’lara saldıran failler ise neredeyse hiç bulunamıyor, yargılanmıyor. Göçetmek zorunda bırakılanlarsa en zorlu hayata mahkum ediliyor. Bununla birlikte özel ya da kamusal alanlarda tacize, ekonomik, psikolojik, cinsel ve fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınlar ve LGBTİQ+’lar da sessiz kalmıyor. Daha da çoğalarak mücadeleyi büyütüyor.
Bizler eşit ve özgür yaşamak için şiddete karşı mücadele ederken ekonomik krizle birlikte katlanan zorlukların tam ortasındayız. Mücadelenin de öyle.
Emekçi kadınların mücadelesinin tarihinden yükselen 8 Mart'ta, kadınların sömürüsüz ve şiddetsiz bir dünyada yaşaması için mücadelemizi en güçlü şekilde büyütmeye çağırıyoruz.
Aşağıda imzası bulunan örgütler olarak:
- İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmediğimizi göstermek için,
- Kadın cinayetlerini ve kadına yönelik her türlü şiddeti durdurmak için,
- 6284 sayılı kanunun ve kazanılmış haklarımızın etkin uygulanmasını sağlamak, daha birçok hakkımızı kazanmak için,
- Etkin bir soruşturma yürütülmesini sağlamak, şüpheli kadın ölümlerindeki gerçeği açığa çıkarmak için
- Yeterli sayıda sığınakların, cinsel şiddet kriz merkezlerinin açılması ve güvenli hale getirilmesi için,
- Kadınların ve LGBTİQ+’ların istihdama katılımı önündeki tüm engelleri kaldırmak için,
- İstismar ve şiddet davalarında cezasızlığın son bulması, gerçek adaletin sağlanması için,
- Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerine karşı her türlü ayrımcılığı sonlandırmak için,
- Eşit işe eşit ücret verilmesi için,
- Bakım, temizlik, yemek gibi hizmetlere bütçe ayrılmasını, bunların kamusal olarak düzenlenmesini sağlamak için,
- Tüm yaşam alanlarında ve işyerlerinde ücretsiz, nitelikli, kamusal kreşlerin açılması için,
- Nafaka hakkına dokunulmaması, eksiksiz uygulanması için,
- İş yerlerinde taciz, mobbing ve baskının son bulması, sendikalaşma ve örgütlenme hakkına sahip çıkmak için,
- Temel ihtiyaç ürünleri ve hizmetlerinin ücretsiz sağlanması için,
- Doğum kontrol yöntemleri ve ürünleri; ped, tampon gibi hijyen ihtiyaçlarının ücretsiz sağlanması için,
- HPV aşısının ücretsiz ve koşulsuz sağlanması için,
- Fiili “kürtaj yasaklarını” kaldırmak için,
- Gerici politikaların karşısında laiklik için,
- Tarikat ve cemaatlerin tahakkümüne son verilerek, tarikat ve cemaat yurtlarının kapatılması ve barınma hakkının kamusal olarak parasız sağlanması için,
- Patronları ve onların siyasi temsilcilerini, şiddet uygulayan erkekleri kollayanları yenmek için mücadele edeceğiz.
27 Kasım’da “eşit, özgür olacağız, şiddetsiz sömürüsüz bir dünya kuracağız” dedik.
6 Mart’ta daha da güçlenerek “Şiddeti sömürüyü bitireceğiz, Eşit özgür yaşayacağız” diyeceğiz. Saat 16:00’da Kadıköyde’ki Beşiktaş iskelesinde buluşacağız.
Fikrimizin ulaştığı tüm kadın ve LGBTİQ+’ları ve örgütlerini kendi politik sözüyle, bayrağıyla çoğulcu bir zeminde hep beraber olmaya davet ediyoruz.