“Zulmünüz, kibriniz ve kudretiniz olmaz olsun!”

22 May 2013

Eğitim Sen, Metin Lokumcu kararına tepki gösterdi.

Metin Lokumcu adına açılan tazminat davasında, İçişleri Bakanlığı “Yasadışı eyleme katılıp kamu düzenini bozanın tazminat hakkı olmaz, ailesi de bundan faydalanamaz. Polisin eylemcileri dağıtmak için gaz kullanmasında sakınca ve hukuken engel yok” diye savunma yapmıştı. Mahkeme “İçişlerinin ağır hizmet kusuru yok. Lokumcu da kusurlu” diye tazminat davasını reddederse, bundan sonraki tüm eylemlerde öldürülüyor olmak adeta yasallaşacak. Ve hukuk tarihinde yeni bir süreç başlayacak.

Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada; “Metin Lokumcu İçin Eyleme Katılarak Ölümü Hak Etti Diyen İçişleri Bakanlığı’na Sesleniyoruz: Zulmünüz, Kibriniz ve Kudretiniz Olmaz Olsun!” denildi.

Eğitim Sen açıklaması;

Hatırlanacağı üzere, 31 Mayıs 2011`de Başbakan Erdoğan`ın Hopa`da yapacağı miting öncesinde derelerin satılarak HES yapılmasına karşı örgütlenen eyleme polis müdahale etmiş, yoğun biber gazına maruz kalan üyemiz ve şube eski yöneticimiz Metin Lokumcu hayatını kaybetmişti. Adli Tıp Genel Kurulu ve Türk Tabipler Birliği`nce yoğun gaza maruz kalması nedeniyle Lokumcu`nun kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiği de tespit edilmişti.

İçişleri Bakanlığı`na karşı maddi ve manevi tazminat talebiyle Ankara 4. İdare Mahkemesi`ne dava açan Lokumcu`nun ailesi ise Bakanlığın mahkemeye gönderdiği savunmayla devletin zalimlikle katılaşmış yüzüne bir kez daha tanık oldu. Bakanlık yaptığı savunmada, Metin Lokumcu`nun eyleme katılarak ölümü hak ettiğini açıkça ifade etmiş oldu! Basın da yer bulan bilgilere göre Bakanlık yaptığı savunmasında şu ifadeleri kullanmıştır.

"Unutmamak gerekir ki; hukuka aykırı davranmanın mazereti olamaz. Hem devletin kamu düzenini bozmak için eylemde bulunulup, hem de yaralanınca ya da vefat edince devletten tazminat talebinde bulunulması hukuk sisteminin koruduğu bir hak olmamalıdır. Hiç kimse kendi hukuka aykırı eylemine veya tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği gibi onun yakınlarının da bundan faydalanması kabul edilemez."

Bakanlığın savunmasındaki bu ifadeler aklı polis gibi kalemi hukukçu gibi çalışan birisinin ürünü olsa da AKP`nin inşa ettiği polis devletini ve bu faşizan düzenin gittiği yeri işaretlemesi açısından oldukça önemlidir. İçişleri Bakanlığı bu savunmayla haklarına ve geleceğine sahip çıkmak için eyleme katılanların ölümü hak ettiğini açıkça ilan etmiştir. Artık AKP`ye muhalif olanların can güvenliğinin olmadığı ilan edilmiştir. Kendisi gibi düşünmeyenlerin yaşam hakkını, örgütlenme hakkını ve demokratik mücadele olanaklarını yok sayan bu mantık, siyasal tarihimizden çok iyi bildiğimiz "Ya Sev Ya Terk Et" mantığının ötesine geçmiştir. Çünkü "terk et", düşüncesi muktedirleri tatmin etmemekte, terk etmesi gerekenin öldürülmesinde hiçbir sorun görülmemektedir.

Zulümle beslenen bu muktedir dile ilaveten, Lokumcu`nun cenazesine katıldığı ve Lokumcu`nun öldürülmesine ilişkin çeşitli açıklamalar yaptığı gerekçesiyle Eğitim Sen Hopa İlçe Temsilcimiz Osman Lokumcu da Hopa`dan Borçka`ya sürgün edilmiştir. Yani, AKP kendisine muhalif olan herkesi cenazede, düğünde, sokakta, çalışma yaşamında, bir düşünce ya da düşüncenin ifadesinde dahi takip etmektedir.

Eğitim Sen olarak, 25 yıl öğretmenlik yaparak bu ülkenin yoksul, emekçi çocuklarına hizmet vermiş Metin Lokumcu`ya ölümü hak etti diyebilenlere sesleniyoruz: Biz eğitim ve bilim emekçileri olarak zulüm, zorbalık ve rantla yarattığınız bu düzene teslim olmayacak, bugünümüze ve yarınlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz!

paylaş