
Kamuoyunda 4+4+4 olarak gündeme gelen AKP'nin zorunlu eğitimin bölünerek 12 yıla “çıkarılması”na ilişkin yasa tasarısı hiçbir toplumsal kesim tarafından kabul edilmiyor.
27 ve 28 Mart'ta TBMM'de tartışmaların odak noktası olan 4+4+4 eğitim tasarısı gerek mecliste gerekse sokaklarda AKP, AKP'nin güdümünde pervasızca hareket eden emniyet güçleri ile emekçiler arasında gerilimi tırmandırıyor.
AKP pervasızlıkta sınır tanımıyor TBMM'de iki gündür yoğun tartışmalara neden olan eğitim sistemini kökten geriye götürmeyi hedefleyen yasa tasarısına öğrencilerden, öğretmenlerden, velilerden tepkiler sürüyor. KESK öncülüğünde 28-29 Mart'ta Ankara'da 4+4+4 yasa tasarısına karşı biraraya gelmek isteyen kamu emekçilerine, sosyalist, ilerici siyasi parti ve kurumlara hunharca saldıran AKP iktidarı yasa tasarısını meclisten geçirmek için gözünü karatmış durumda.
Milyonlarca çocuğun, gencin geleceğiyle oynayan AKP iktidarı dindar ve muhafazakar nesil yetiştirebilmek için yaptığı hamlenin altından kalkamıyor. Her seferinde “ileri demokrasi”, “halkın iradesi” laflarıyla demokrasi havariliği yapan AKP, Ankara'da buluşmak isteyen binlerce yurttaşı il sınırlarında durdurarak en temel yurttaşlık hakları olan seyahat özgürlüğünü, basın açıklaması yapma hakkını ihlal ederek kitlesel protestoları önlemeye çalışıyor.
Ülke genelinde alınan ileri düzeydeki “demokratik” önlemler gösteriyor ki AKP halkın iradesinden korkuyor. Gerek meclis komisyonlarını işgal ederek yumruk sallayan gerek onbinlerce kişiye gözünü kırpmadan zehirli gazlarla saldıran AKP hükümeti, 4+4+4 yasa tasarısına karşı yükselen her sesin meşruluğunu gün be gün kanıtlıyor.
28 Şubat'ın rövanşı: 4+4+4 Tasarı meclis genel kuruluna gelmeden tüm kamuoyunun tepkisiyle karşılaştı. Kesintisiz eğitimi 12 yıla çıkarma makyajı altında emekçi çocukları ve özellikle kız çocukları için eğitimi fiilen 4 yıla indiren tasarı 28 Şubat kararlarına misilleme niteliğinde. 4+4+4 yasa tasarısı, 12 Eylül darbesi sonrasında yükselişe geçen muhafazakâr-liberal ideolojiye, eğitimin ve siyasetin artan dinselleşmesine karşı 8 yıllık kesintisiz eğitim reformunu yaparak İmam Hatip okullarının orta bölümlerini kapatan 28 Şubat müdahalesinin rövanşı.
12 Eylül darbesi sonrasında resmi ideoloji Türk-Batı sentezinden Türk-İslam-Batı sentezine dönüştürülerek yorumlandı. Darbe sonrası iktidara gelen muhafazakâr-liberal iktidarların eğitimi ve siyaseti dinselleştirmesine karşı 8 yıllık kesintisiz eğitim reformu yaparak İmam Hatip okullarının orta bölümlerini kapatan 28 Şubat 1997 müdahalesinin etkilerini ortadan kaldırmak isteyen AKP, 4+4+4 tasarısı ile hedefine ulaşmaya çalışıyor.
Tasarının içerdiği değişiklikleri başlıklandırmak gerekirse:
Eğitimin kurumsal olarak başlangıç noktası olan okul öncesi eğitim kaldırılacak Mevcut 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu'nun 3. maddesinde geçen “Mecburi ilköğretim çağı, 6 - 14 yaş grubundaki çocukları kapsar. Bu çağ çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlar, 14 yaşını bitirip 15 yaşına girdiği yılın, öğretim yılı sonunda biter.” ibaresi “Mecburi ilköğretim çağı 6-14 yaş grubundaki çocukları kapsar. Bu çağ, çocuğun 6 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlar, 14 yaşını bitirip 15 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda biter.” şeklinde değiştirilerek okul öncesi eğitim kaldırılıyor.
İlköğretim birinci kademe ve ikinci kademe olarak ikiye ayrılırken kademeler arası geçişlerin nasıl olacağı belirsizleşiyor Eğitimin artık dershaneler aracılığıyla ilerlediği, devlet okullarından daha fazla dershanenin olduğu eğitim sistemi içerisinde ilköğretimde iki kademenin oluşması elemeci sınavların önünü açarak öğrencilerin 8 yaşından itibaren dershaneye gitmek zorunda kalmasına neden olacak. Eğitimin iliklerine kadar ticarileşmesi anlamına gelen bu değişiklik aynı zamanda oyun çağındaki bir çocuğun uyku saatleri dışındaki zamanının tümünü ders çalışarak geçirmesini de beraberinde getirecek.
İlköğretim birinci kademeden ve ikinci kademeden sonra rehberlik aracılığıyla meslek seçimleri 10 yaşındayken yapılacak Bu değişiklik tasarının 8. maddesinde şu şekilde ifade buluyor: İlköğretim birinci kademesinin son ders yılında öğrencilere ikinci kademede devam edilebilecek okul ve programların hangi mesleklerin yolunu açabileceği ve bu mesleklerin kendilerine sağlayacağı yaşam standardı konusunda tanıtıcı bilgiler vermek üzere rehberlik servislerince gerekli çalışmalar yapılır. İzlediği çizgi filmlerdeki kahramanlar gibi olmayı hayal eden çocuklar artık 10 yaşındayken gelecek kaygısını taşımaya başlayacak. Böylece 10 yaşında yaptıkları seçimlerden pişman olan bireyler ve nesiller yetişecek.
İlköğretim ikinci kademeden sonra örgün öğretim yerine açık öğretime geçişin önü açılacak Tasarının 12. maddesinde “ilköğretim birinci kademe sonrasında hangi programların açık öğretimle ilişkilendirileceği ve zorunlu eğitim kapsamına alınacağı Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir.” şeklinde ifade edilen değişiklik ile ilk 4 yıllık eğitimden sonra örgün öğretim zorunlu olmayacak, açık öğretim ile yetersiz bir eğitim alınacak. Kız çocukları açısından ilk 4 yıllık eğitimin ardından okula gönderilmemek, din kurslarına gönderilmek, küçük yaşta evlendirilmek anlamına gelen değişiklik ile ataerkil yapı dinci gericilikle perçinlenecek.
İlköğretim ikinci kademede mesleki okullarda eğitim gören öğrenciler 11 yaşında çıraklık eğitimine başlayacak Tasarının 13. ve 14. maddesinde öngörülen değişiklik ile lisede başlayan mesleki eğitim ilköğretimin ikinci kademesinde başlayacak. Mesleki eğitim alan 11 yaşını dolduran öğrenciler (şu an14 yaşını dolduran ) çıraklık eğitimine başlayarak staj sömürüsüne maruz kalacak.Tasarının 14. maddesi: 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “14 yaşını” ibaresi “11 yaşını”, “ilköğretim okulu” ibaresi “ilköğretim birinci kademe” şeklinde değiştirilmiştir.
İmam Hatip Liseleri meslekî eğitim statüsüne girerek ilköğretimin ikinci kademesinde de dini eğitim veren ilköğretim okulları adıyla açılacak
Okullara yapılacak alımlara ilişkin usul ve esaslar Kamu İhale Kanunu'nun kapsamından çıkartılarak Millî Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanacak yönetmelikle düzenlenecek Tasarının 20. ve 21. maddeleri ile okullara alınacak olan materyallerin hangi ihale usulüne göre ve nasıl düzenleneceği Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın iradesine bırakılacak. Yapılacak olan ihalelerin sağlıksız olacağı ve bu ihalelere dönük AKP'nin şimdiden planlarını kurduğunu gösteriyor.
Eğitim alanındaki değişikliklerin dışında Rize Üniversitesi'nin ve Kayseri Üniversitesi'nin isimleri değiştirilerek Rize yerine Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Kayseri yerine Abdullah Gül Üniversitesi olacak.
Tasarının bir diğer ayrıcalık tanıyan maddesi ise 22. maddesi. Bu madde ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 85. maddesinde, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 114. maddesinde, 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 5. maddesinde yer alan ikinci kez atanmayı yasaklayan atanamazlar ibaresi atanabilirler olarak değiştiriliyor. AKP kadrolarının yerleştirildiği koltuklarda daha uzun kalmasını sağlayan ayrıcalık da böylelikle tanınmış oluyor.
Çocuk işçiliği yasallaştırmak, kalem tutması gereken ellere kına yakarak kız çocuklarını gelin etmek, bilimsellikten uzak dinsel dogmalarla genç beyinleri yıkamak isteyen AKP'nin oyununu bertaraf etmek Türkiye halklarının gelecek nesillerine karşı herkesin önünde görev olarak duruyor.
