Üstünden kan damlayan tutanaklar ortaya çıktı

10 Tem 2014

1000 operasyonun mimarlarından eski İçişleri Bakanı ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile emekli Yarbay Korkut Eken, Özel Harekât Başkanvekili İbrahim Şahin ile özel timci polislerin, 90’lı yıllarda işlenen çeşitli faili meçhul cinayetlerle ilgili yargılandığı dava devam ediyor. Yarın görülecek duruşma öncesinde kamuoyu son derece önemli ve tarihi bir belgeden haberdar oldu.  

Bir dönem MİT’te Daire Başkanlığı da yapan ve halen CİA için çalıştığı yönünde ciddi iddialar bulunan emekli istihbaratçı Mehmet Eymür’ün hem MİT hem de Emniyet’e çalıştığı bilinen Tarık Ümit ile 1995 yılında yaptığı görüşmenin, 13 sayfalık orijinal dökümü, dava dosyasına girdi. MİT tarafından verildiği söylenen, ve sonderece rahat ve samimi bir ortamda geçtiği anlaşılan görüşme tutanaklarında, özellikle Kürt işadamlarına yönelik işlenen cinayetlerin kan dondurucu detayları anlatılıyor.

Böylece herkesin bildiği ancak bugüne kadar belgelenemeyen karanlık ilişkiler bir kez daha gündeme taşınmış oldu. Ancak12 yıllık AKP iktidarı boyunca da arşivlerde saklanmaya devam edildiği anlaşılan belgelerin ortaya çık(artıl)ma zamanlaması da hayli dikkat çekici.

Devletin uzun yılllardır sola ve Kürt örgütlerine karşı yürüttüğü kirli ve kanlı eylemlerin nasıl yürütüldüğünü gözler önüne seren belge aynı zamanda eli kanlı katillerin kurbanlarının cüzdanlarından çıkan paraları paylaşmak için dahi kavga verdiklerini gösteren bir ibret vesikası.

İşte devletin güvenliği gerekçesiyle cinayet işleyenlerin "sohbeti" ve mahkeme dosyasına yansımış olan o belgeden bazı bölümler:

Feyzi Aslan cinayeti 

“Gece Fevzi Aslan’ı aldık, işi bitti. Yanımda Ziya, üç kişi daha var. Gece saat 23.00’te evraklar, daha önce evrakları almıştık. Ben Ziyalara dedim ki; ‘Siz İstanbul’a dönün, cumartesi günü oluyor bu hadise tamam mı ağabey’. Birimin patronu İbrahim Şahin. İbrahim Şahin ve ekibinin işi bu, tamam mı ağabey? Burada görev İbrahim’in. Ne Ağar’a ..ne ona katiyet suretle olmaz, çirkin... Mehmet Ağar. Arabadan açtım; Mehmet Ağar’ın emri var santrala 24 saat hangi saatte olursa olsun, Tarık Ümit aradığı zaman bağlayacaksınız. Onu da biliyorum açtım buna, buldular. Dedim o konu halloldu dedim. Böyle gayet sevinçli bir şekilde ‘Çok memnun oldum, gözlerinden öperim. Neredesin’ dedi. ‘Yorgun musun’ dedi ‘Değilim’ dedim. ‘Gelebilir misin’ dedi, ‘Zaten gelmeyi düşünüyordum’ dedim. ‘Ben, müsteşar beyin evinde misafirim’ dedi. 02.00’de aradım müsteşarın evini, ‘Yeni binaya gel’ dedi. Hadise bu, gel dedi bu akşam gitme kal burada, Ben seni istersen polis evine istersen Hilton’a götüreyim. Yok ağabey dedim çektim döndüm. Sabah Korkut bey efendiye niye haber vermemişiz..."

 

Buldan'ı böyle öldürmüşler

Tarık Ümit, HDP milletvekili Pervin Buldan’in eşi, işadamı Savaş Buldan’ın da aynı çete tarafından nasıl öldürüldüğünü anlatıyor:  “Buldan’ın olayında arabadayız. Durak yanında iki tane...Üç, ben dört, Muhsin beş, Mikail altı, tamam mı? Biz onları kaptık. İki tanesi, Muhsin’in siyah mercedesine bindirdik, kelepçeledik bindirdik. Bir tanesi de bu....arabasına bildirdik. Ben onları otelden yolcu ettim. Ben tek başıma kendi arabamla... Gittik. Bu adamlarla benim hiçbir temasım olmadı. Arabadan indirdik. Bam bom yürüdük gittik.

Ağabeyciğim adamlar burada çağırırsın, yarın sabah. Adamları aldın. Şimdi bak ağabey bu arada enteresan bir hadise var. Ferda telefon etti korkudan. Bunun yerini tespit ettik. Ben otele telefon ettim Turan’a, çocukları oteldeydi. Onları kaptı orada buluşturduk. İşin başında Ziya bana geldi. Birol diye biri daha vardı, İbrahim Şahin de vardı. Artı üç kişi de var. O gece 05.00-06.00’da Buldan’ı arıyoruz, Savaş Buldan’ı daha yerini tespit etmedik. Biz beraber yapacağız operasyonu. Üç kişi askerler, üç kişi de polis, tamam mı ağabey? Yer tespitine telefon açtık. Oraya gittik. Ziya’lar yok, malzemelerin hepsi de Ziyalarda. Bir ceket, bir pantolon, belinde tabanca, başka şey yok. Otele gittik, Ziya nerde dedi, başıma gelen felakete bak dedi. Manyak niye malzeme almadın deyince 'Ağabey kızdım almadım' dedi. O gece hiçbir malzemesiz bunlar geldiler yanlarında bir adam var, kim bu; Mikail. Onu bir kez gördüm, o da bize takıldı gittik...”

 

Önce öldürmüş sonra soymuşlar!

M.E: Yalnız İranlı olayında ne para döndü. Yani o Yeşil’e ödenen para çerez. Yeşil’e 300 bin mark, bir de 50 bin dolar ödeniyor.

T.Ü: Bizde borç yüklüyüz. Bir gün geldi (Korkut Eken kast ediliyor) 150 milyon borcum var. Para istiyor, Ağabey müsait değilim. İki karış surat, bir tavırlar, bilmem neler. Sanki borcum var ib..ye. Şimdi benden 20 milyon para aldı. 3-4 gün sonra geldi bu sırada ben ona 70-80 milyon para verdim. ..20 senedir ben buna para veriyorum. Bu geldi bir gün, bir hışımla telefon etti bana. ‘Geliyorum’ dedi geldi. ‘Siz parayı götürüyorsunuz’ dedi. ‘Bu işler böyle olmaz’ dedi. Ne parası dedim. ‘Şeyin üzerinden 90 bin mark para varmış’ dedi. ‘Parayı aldınız’ dedi. ‘Şeyde 20 bin mark varmış’ Birincisi Behçet... 200 bin mark varmış, onu da almışsınız...

M.E: Bunlara ne oldu?

T.Ü: İbrahim’e gitmiş ...vallahi 5 milyonu ...kasadan çıkardım verdim diyor ib..ye. Şimdi Behçet Cantürk’ün üzerinde çıkan para 20 milyon TL’sı tamam. Fevzi Aslan’ın üzerinde çıkan para 3 bin mark. Bir 100 bin TL, bir 50 bin Tl, bir de 20 bin TL.

M.E: Abdullah Çatlı seni götürürse üzerinde parayı da alacaktır.

T.Ü: Götürebilirse alsın. Şimdi bu 3 bin markı, evrakları ben hayatımda üst baş araması yapmadım. Üç tane çocuk yanımda, çocuklar getirdiler evrakları. Bir 14’lı silah, bir araba, bir yedek şarjör.. Götürdüm Mehmet Ağar’a. Bir paket de eroin, şöyle bir paket eroin. Saat gece 02.30’da Mehmet Ağar’ın koydum önüne. Mehmet Ağar’a çocukların hiç harçlığı yokmuş dedim. Götür ver dedi. Sabahleyin geldim. 3 bin mark, 100 bin TL, 50 bin TL, 20 bin TL, İbrahim Şahin’e. Çocukların da ismini de bende. 3 kişi Ziya polis memuru, onlara verdik.”

 

MİT'çi Yeşil'e emniyette işkence

M.E: (...) Tarık Ümit’i (Korkut Eken kast ediliyor) niye öldüreceksin, dedim. Onun evinde kalıyorsun, dedim. Senin yaptığın işler ayyuka çıktı. Her şeyinden haberim var. İranlı konuları var, dedim. İranlı konusu Yeşil’in işi, dedi. Yeşil ile Tarık’ın işi, dedi. Ben de sana sormuştum ya bir alakan var mı diye.

T.Ü: Hayır şimdi bak ağabeyciğim Bu işten onun haberi yok. Resmî haberleri yok. Sizin de öyle. Diyelim ki Yeşil ile ben İranlıların işini bitirdim, sizin emriniz yok, onların da emri yok başkasının da.

M.E: İkiniz mi yaptınız yani ?

T.Ü: Bu cinayettir, o zaman görevlerini yapsınlar. Öyle değil mi? Bu cinayettir o zaman devletin üç dört tane birimi var.

M.E: Yeşil’i aldılar, ancak bu olaydan sonra hiçbir sual bile sormadılar. Kaburgalarını kırdılar. İranlı olayı filan hiçbir şey yok ona da. Telefon ediyorlar gece. Ankara Emniyet Müdürü (Orhan Taşanlar). İşte sizin adamınız. Sanki tanımıyorlarmış gibi. Şimdi tezgah başka. O da biliyor onu, Ağar’la da bununla ilgili konuştuk dedim, o zaman yarın sabah birini gönder bunu aldırıver dedi. Hadise çıkarmış. Bunlar ağzına içki dökmüşler falan... Biz alsak olaya para da girmiş, İranlı olayında bizi ortak edecekler...

 

Öcalan'ı öldürme planı

MİT’in tutanağına göre, Mehmet Ağar’ın talimatıyla Öcalan’a bir operasyon planlandı. Tarık Ümit, bunu Eymür’e şöyle anlatıyor: “Mehmet Ağar bana dedi ki, bu vatan hepimizin, tamam hepimiz elele vereceğiz ne yapılacaksa yapacağız. ‘İki tane önemli hadise var. Bir tanesi Abdullah Öcalan. Bir tanesi hem vatan, hem millet, ayrıyeten de benim özel işim’ dedi. O şerefsiz Dursun Karataş… Para ile 5 tane Çeçen, tamam. Ben bunlara milyon dolar para vereceğim. Kardeşim bunu Ağar’a söyledim tamam dedi. Biz bu Suriye’den gelen vatandaşla bunları götürdük. Ben Çeçenlere ha babam para veriyorum. Ben gideceğim A. Öcalan’ı alacağım. Nasıl alacağım ağabey malzemeleri yok, oy yok, bu yok.”

 

Gazeteci M. Ali Birand'a suikast planı

T.Ü: Ben Mehmet Ağar’dan yapılan işlerni mesela ben ona resmen mani oldum. Birşeyi kaldırıyorduk ağabeyciğim. Topal’ı kaldıracaktık. Hiç lamı cimi yok. Evine gitim fotoğraflarını götürdüm verdim Pazartesi günü Topal’ı kaldırıyorduk. Ulan dedim Tarık Ümit akıllı ol. Ağar çok tehlikeli ve akıllı adam çok profesyonel. Mehmet ağabey dedim Senin adına...öyle bir konu oldu ki böyle böyle şeyler istendi...ben de bunu geldim verdim, ama iki nüsha yaptım bir nüshası burada buyurun dedim.

M.E: kim istedi, isteyen

T.Ü: Özel

M.E: Esasında bence en önemli hedeflerden biridir yani.

T.Ü: Tamam da şey yanlıştı, yapılacaksa onu ben dışarıdan yaparım ben onun ne bok yediğini nerede sıçtığını nerede oturduğunu dışarıda hiç sessiz onu ortadan kaldırırız O basit. Çocuk oyuncağı. Ağar’a anlattım. Aman Tarık dedi. Aman dedi...gelin dedi çok başımız ağırır dedi. Bunu hemen düşüneceğim dedi tamam ve o işi...

Z.B (görüşmede Eymür’ün yanında bulunan Zafer Balamir): Onu Mehmet Ağar Doğu Perinçek için mi söyledi, M.Ali Birand için mi

T.Ü: M.Ali Birand için

Z.B: Topal dedin de

T.Ü: Topal topal o da topal.

M.E: O da topal. Ben öbürünü söyledi zannettim.

Tutanak içerikleri ile ilgili kaynak: ETHA

 

paylaş