Gericilik, vurgunculuk ve savaş politikalarını topluma zorla dikte etmeye çalışan AKP hükümeti içerisindeki çatlak Tayyip Erdoğan'nın tek adam olma hevesi ile daha da büyüyor. Yağma ve talan kararlarını, kimin nerede ne görev yapacağını, kimlerin milletvelkili seçilip seçilmeyeceğini, Kürt hareketi ile ilişkilerin nasıl seyredeceğini, MİT ve diğer kurumları kimlerin yöneteceğini doğrudan tek başına belirlemeye çalışan Tayyip Erdoğan'nın bu hevesi, AKP içerisinde huzursuzluk biriktirmiş ve patlatmış durumda.
Bu durum Bülent Arınç ile Tayyip Erdoğan atışmasında somutlanan hükümet-Tayyip Erdoğan gerilimini ayyuka çıkardı. Bülent Arınç'ın, 'açılım' sürecine dair Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamaların hükümete zarar verdiğini belirttikten sonra Tayyip Erdoğan'a yönelik “gücünün farkındayız ama bu ülkede bir de hükümet var” salvosuna Tayyip Erdoğan'ın “ben konu mankeni değilim” diyerek cevap vermesi ve hemen ertesinden karşılıklı atışmalar AKP içindeki sorunu net bir şekilde ortaya koydu.
Bu karşılıklı atışmaların ertesinde dün akşam (23 Mart) Çankaya'da toplanan bakanlar kurulu toplantısının ertesinde Bülent Arınç'ın geri adım atarak olayın eksik bilgilendirmeden, yanlış anlaşılmadan kaynaklanabileceğini, yoksa Tayyip Erdoğan'a karşı bir hareket içerisinde olmadığını, Tayyip Erdoğan'ı hedef almadığını belirten açıklamasını dinledik. Aynı açıklamada Arınç'ın, Melih Gökçek'e yönelik sözleri de yenilir yutulur cinsten değildi. Krizin seçim öncesinde bir şekilde yatıştırılacağı düşünülse de AKP içerisinde herkes birbirini suçlar, birbirinin pisliğini ortaya saçar duruma gelmiş durumda.
Kısaca 13 yıldır her şeyi ranta çevirenler, şehirleri talan edip beton yığınları hâline getirenler, özelleştirmelerle, halka arz yalanlarıyla halkın birikimlerini talan edenler, işçinin emekçinin gıdım kadar kalmış haklarını yağmalayanlar; gericilik savaş ve vurgunculuk kabinelerinin haramileri birbirlerine düştüler.
- Rıza Köse