- Cumhuriyet
Ne vakit, şehir hastaneleri veya otoyol köprü projeleri dolayısıyla, Hazine’ye yüklenen borca değinsem, AKP’ye gönül verdiğini düşündüğüm güzide okurlardan, ya yakası açılmadık küfür, ya da “inşallah öl” kabilinden tepkiler alıyorum.
Fakat bir de samimiyetle inanamayanlar var. Okuduğunuz yazı onlar için.
***
Uğruna ODTÜ ormanı, içindeki canlılarla birlikte katledilen Bilkent Şehir Hastanesi’ne (BŞH) Sağlık Bakanlığı’nca yılda 340.6 milyon TL kira ödeyeceğini yazdım dün.
Az yazmışım.
Şehir hastanesi projelerinin tümünde (şimdilik 30) kira sözleşmelerinin 25 yıllık olduğu gerçeğinden hareketle bu tutar sabit olamazdı tabii.
Sağ olsunlar; hekim Prof. Kayıhan Pala ile iktisatçı Prof. Dr. Uğur Emek ayrı ayrı dikkatimi çektiler. (Her iki isim de konuya uzman gözüyle bakan önemli yazılar kaleme almış bulunuyor. Prof. Pala bianet’te. Prof. Emek, kişisel blogunda.)
Sözün özü: Dünkü yazıda paylaştığım 340.6 milyon TL’lik yıllık kira bedeli, BŞH ihalesinin yapıldığı 2011 yılı rakamını yansıtıyor. (Bu tutara şirketin, görüntüleme, otopark temizlik vs gibi alanların işletme geliri dahil değil.)
***
Evet: Bilkent Şehir Hastanesi için Dia Holding’e 25 yılda ödenecek kira bedeli 23.4 milyar TL. O da ŞİMDİLİK.
Sağlık Bakanlığı’nın 2017 yılı bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülürken, komisyon üyesi vekillere dağıtılan “Paranın Değeri -Analiz Yaklaşımı” belgesinde, bakanlığın BŞH müteahhidine ödeyeceği kiranın 2043 yılına dek uzanan projeksiyonu yer alıyor.
2019’DA 419 milyon TL
340.6 milyon TL başlangıç tutarı dedik. Ödemeler 2019 yılından itibaren 419.2 milyon TL ile başlıyor. Bir sonraki yıl (2020) Sağlık Bakanlığı bütçesinden ödenecek kira tutarı 448.5 milyon TL’ye çıkıyor. Bizzat Sağlık Bakanlığı’nda hazırlanmış bu belgede, yıllık kira tutarının, “kullanım bedeli” ve “hizmetler” diye iki ayrı bileşenden oluştuğu görünüyor.
Fakat ilginçtir, 25 yıl boyunca artarak ödeneceğini gördüğümüz kira tablosunda dönem sonuna (2043) gelindiğinde 23.4 milyar TL yazması gereken toplam hanesinde 4 milyar 13 milyon TL yazıyor.
Neden diye sorarsanız, cevap, “bugünkü değer”miş.
Hangi ülkenin enflasyonu
Bakanlık analiz tablosunda, her yıl artan bir enflasyon hanesi de var. Fakat yüzde 1’lik, 1.15’lik oranları görünce bunun Türkiye’deki enflasyon “olmadığı”nı anlıyorsunuz.
Muhtemelen projeye kredi veren finansörlerin, küresel düzeyde aradığı standarda karşılık gelen bir enflasyon oranı bu. (Köprü projelerinde mesela, Hazine’ce şirkete ödenecek gelir farklarında ABD enflasyonu uygulanıyor.)
Neticelerden biri şudur: Şehir Hastaneleri’nin “bu milleti” nasıl borçlandırdığını parti medyasında okuyamazsınız. Ne hastanelerin yapıldığı arazilerin müteahhide bedava verildiğini, ne Sağlık Bakanlığı’nın o hastanede çeyrek yüzyıl kiracı olacağını, ne bu hastaneler açılınca şehirdeki hastanelerin kapanacağını.
Sabah akşam gazetemiz için, 10.5 aydır tutuklu olup hâlâ tahliye edilmeyen arkadaşlarımız için duruşma sürerken dahi tetikçilik yapan parti bültenlerinde hiçbirini göremezsiniz bunların.
Onlar size bu hastanelerde doktorların “ginger” ile hastasına gideceğini, odaların beş yıldız konforunda olacağını yazar da, hastanelerin kent merkezine 20 km uzakta olduğunu, doktorun ginger kullanmasının hastanenin, Hazine’den daha çok para çekmek için özellikle devasa planlanmasından kaynaklandığını söylemezler.
Böyledir güzel ülkemizde 12 Eylül’ün yıldönümündeki “gazetecilik”.