ABD’nin tutuklama kararları hukukun gereği mi?

ABD 19 Mart 2016 tarihinde Reza Zarrab’ı gözaltına aldı, 21 Mart 2016’da da çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı, yargılaması hâlen devam ediyor.

Reza Zarrab neyle suçlanıyor?

ABD, İran’a uyguladığı ambargoyu, temsilciler meclisi ve senatodan da geçirerek yasa hâline getirmişti.

İddianamede, Reza Zarrab’ın İran devleti adına yasa dışı bir oluşum kurarak ambargoyu deldiği, kara para akladığı, ABD’yi dolandırdığı, bankacılık sahtekârlığı yaptığı gibi suçlamalar var.

ABD’nin İran’a uyguladığı ambargo meşru değildir, İran’ın ambargoyu boşa çıkarmak için yaptığı girişimler meşrudur.

Reza Zarrab anlaşıldığı kadarıyla İran’ın görevlendirdiği, yararlandığı bir kişidir.

Türkiye, ABD’nin İran’a uyguladığı ambargoya karşı çıkmış, katılmamıştır, böyle bir hakkı vardır ve meşrudur. Türkiye en yakın komşusu ile her türlü ticareti yapabilir, yapmalıdır.

Türkiye ile İran arasında ambargoya rağmen çok yönlü ticaret yapılırken, ABD’nin İran’a uyguladığı amgargonun sebep olduğu sıkışıklıktan yararlanan Reza Zarrab ve AKP’li bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler ve Egemen Bağış, ve Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, paranın akışını sağlamak karşılığında çok yüklü miktarlarda yasadışı, hak etmedikleri komisyonları aralarında paylaşmışlar.

17/25 Aralık 2013’ü takip eden günlerde bu konuda bütün kamuoyu çok sayıda telefon, ortam dinlemesini duydu, belgeyi okudu, bu yozlaşmış kadronun kepazeliklerini öğrendi. Normal koşullarda, üyeleri ve bürokratları bu kadar yolsuzluğa bulaşmış bir hükümetin rezaletin çıktığı gün istifa etmesi gerekirdi.

İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank genel müdürü Süleyman Aslan’ın evlerinde yapılan aramalarda gelirleriyle açıklanamayacak yüksek miktarlarda nakit paralar, kasalar, para sayma makineleri bulundu.

Reza Zarrab 20 Aralık 2013 tarihinde tutuklandı.

Bakan çocukları Barış Güler, Salih Kaan Çağlayan ve Halkbank Genel Müdürü de aynı tarihte tutuklanıp Metris cezaevine gönderildi.

Recep Tayyip Erdoğan bunun siyasi bir operasyon olduğunu söyledi. Bakan çocukları ve Halkbank Genel Müdürü kısa süren tutukluluklarının ardından serbest bırakıldılar.

Bakanlarla ilgili Yüce Divan’da yargılama yolu da iktidar milletvekillerinin oy çokluğuyla engellendi.

Halkbank Genel Müdür yardımcısı Mehmet Hakan Atilla 27 Mart 2017 tarihinde New York’ta gözaltına alınıp tutuklandı ve Reza Zarrab davasına dahil edildi.

7 Eylül 2017 tarihinde Reza Zarrab davasına ek iddianame yayınlandı, ek iddianameye sanık olarak eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, Halkbank Genel Müdür yardımcısı Levent Balkan ve Reza Zarrab’ın çalışanı Abdullah Happani eklendi.

Zafer Çağlayan ve Süleyman Aslan için tutuklama kararı çıkarıldı.

ABD’deki bu yargılama hukukun gereği olarak yapılmıyor, dünya çapında her türlü hukuksuzluğun, zorbalığın, katliamın baş uygulayıcısı adalet dağıtmaz, dağıtamaz. ‘Orada hukukun üstünlüğü vardır, mahkemeler siyasi iradeden bağımsızdır’ söylemleri saçmalıktır. Amerikan sistemine hayranlıktır.

Yapılması gereken ise ABD’deki yargılamalara bel bağlamak değil, emekçi halkın iradesiyle, yozlaşmış, yolsuzluğa batmış AKP iktidarını gönderip barış içinde eşit ve özgür yaşam için, vatan cumhuriyet emek için, bağımsız demokratik laik sosyal hukuk cumhuriyeti için Birleşik Demokratik Halk Hükümetinin kurulmasıdır.

Bütün bu yozlaşmış kadronun da bağımsız mahkemelerce yargılanmasıdır.

 

 

11 Eki 2017
paylaş