ABD’nin Suriye hamleleri

25 Eki 2017

 

ABD yönetiminin Donald Trump’ın nükleer anlaşmayla ilgili son çıkışı eşliğinde İran’ı yeniden ‘şer eksenine’ oturtması nelere kadir! Malum, Bağdat’ta ihtiyaç duydukları ‘Şii aktör’ icabı Amerikalıların Iraklı Kürtleri ‘zamansız buldukları’ referandumda şimdilik ‘terk etmeleri’ boş yere değil. Irak’ta gerilim kolay dinmeyecek. Resmi anlamlandırmak içinse ABD’nin sınırın Suriye ayağındaki Kürtlere yönelik tutumuna bakmak gerek.

Bölgede ‘ılımlı İslamcı’ yatırımı fos çıkmış Washington’ın Suriye denkleminde elindeki en büyük kart Kürtler. Kürtler üzerinden yapılan hamleler, ABD’nin Suriye üzerinde ‘arzuladığı düzeni tesis etme, edemezse kaosu sürdürmek’ diye özetlenebilecek tutumunu sergiliyor. İlkinin başarı şansı çok tartışmalıyken ikincisi tabiri caizse ‘uzmanlık alanı’.

* * *

İroniktir, Eylül sonunda ABD’nin öncülük ettiği koalisyonun sözcüsü Albay Ryan Dillon, Suriye’nin kuzeydoğusundaki IŞİD halifeliğinin başkenti Rakka ve petrol zengini Deyr ez Zor bölgesine dair yarışla ilgili şöyle demişti:
 

“Bu bizim için yarış değil, toprak gaspı işinde değiliz. Hedefimiz düzinelerce kez söylediğimiz gibi IŞİD ile savaşmak. Suriye rejimiyle savaşımız yok. Rusya ile savaşımız yok. Burada IŞİD’le savaş için varız ve yaptığımız da bu.”

Suriye ordusu Eylül başında Deyr ez Zor’daki üç yıllık IŞİD kuşatmasını kırdı, Ekim ortasında şehri kurtardı. Geçen hafta büyük kısmını Kürtlerin YPG’si ile Arap aşiretlerin oluşturduğu ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Rakka’daki IŞİD halifeliğine son verdi.

* * *

Dillon’ın sözleri yerinde duruyor. ABD’nin IŞİD’le yaptığı anlaşmayla Rakka’dan arta kalan militanları, sınır hattını kurtaramamasını temin için Suriye ordusunun üzerine saldığını; diğer yandan SDG’nin Mayadin’deki petrol bölgelerini ele geçirerek güneye Albu Kamal hattına inmeye çalıştığını görüyoruz.

Suriye’nin en geniş petrol yataklarının bulunduğu El Omar sahası rivayet o ki IŞİD yanlısı aşiretler tarafından SDG’ye sunuldu. Bu sahayla SDG, Suriye petrol kaynaklarının yüzde 80-95’ini ele geçirmiş durumda.

Suriye’nin kuzeyinde perde arkasını kimsenin kestiremediği pazarlıkların döndüğünü, Conoco doğalgaz sahasının Kamışlı’da Rusya ile Suriye istihbaratının müdahil olduğu pazarlıklarla Şam’a verildiği iddialarından anlayabiliyoruz.

* * *

Bu koşullarda Trump, ‘IŞİD’in yenilgisini’ ilan etmeye hazırlanırken Cumartesi Rakka vesilesiyle Suriye’ye bakışlarının işaretlerini verdi. Trump, gelişmeyi ‘dönüm noktası’ diye niteledi. Malum ‘müzakereli çözüm’e atıfla yetinip Şam yönetimini anmadı. Bunun yerine “Suriye çapında şiddetin azalması ve kalıcı barışın koşullarını oluşturacak şekilde yerel güvenlik güçlerini destekleyecekleri yeni aşamaya başlayacaklarını” ilan etti. SDG’nin Rakka’nın kontrolünü ‘sivil konseye’ devredeceğini duyurmuşken, Trump’ın açıklamasındaki kilit de ‘yerel güçler’ ve ‘yeni aşama’ oldu.

Suriye savaşında dünyayı ayağa kaldıranlar, SDG’nin Rakka’da yarattığı devasa yıkımı fazla umursamıyor. Bunun yerine ABD’nin IŞİD’le mücadele temsilcisi Brett McGurk’ü Suudilerin en koyu mezhepçi bakanı (eski Irak büyükelçisi) El Sabhan ile Rakka’nın yeniden inşası için sahada boy gösterirken gördük. Tabii IŞİD ideolojisinden ‘ılımlı İslam’a çark etmeye karar veren Suudiler insanlık için çalışmakta!

* * *

Öyle görünüyor ki, Şam’da rejimi değiştiremeyen Washington, Suriye-Irak hattında tampon bölge yaratmaya soyunuyor. Vekil gücü YPG. Kimileri ABD’nin Irak’taki gibi Suriye Kürtlerini de ‘terk edeceğini’ dile getiriyor. Elbette gelişmeler nereye varır, kim kiminle nasıl uzlaşır kestirmek zor. Şunları öngörmek ise gayet mümkün. ABD Suriye topraklarından çıkmaz, üslerini kolay kolay bırakmaz. Binlerce ton silahla yaratılmış SDG ordusundan vazgeçmez. Irak’taki duruma paralel olarak mütemadiyen ‘ayrı devlet istemiyoruz’ diyen Kürtlerin Şam ile anlaşmasına da kolay kolay geçit vermez. Aksi olursa, bu şaşılası bir durum demektir.

paylaş