
Ekmeğe 25 kuruş zam yapıldı, böylecde 8 ayda yüzde 40 zamlandı. Ekmeğin fiyatı 1.25 TL'den 1.50 TL'ye çıktı.
Halkın ekmeği ile oynamayın
TükoDer'den zamma karşı yapılan açıklamada ekmeğe sürekli zam yapılmasına tepki gösterildi. Uygulamanın bölgelerde gram ve kalitesinin değişmesi sorununu da ele alan dernek adına açıklamada bulunan TükoDer Genel Sekreteri Onur Cingil yaptı.
Tüketiciyi Koruma Derneği’nden yapılan "HALKIN EKMEĞİ İLE OYNAMAYIN!" başlıklı yazılı açıklamasının tamamı şöyle:
"Türkiye yakın zamana kadar dünyada kendi kendine yetebilen 7 ülkeden birisiydi. Tüketim maddeleri başta olmak üzere her türlü ihtiyacını üreterek “karşılayabilecek olan” ülkemizde bugün antep fıstığı, kayısı, fındık, üzüm ve narenciye gibi dünyada en çok bizde yetişebilen gıda ürünleri dışında buğdaydan fasulyeye, baklagillerden pamuğa, cevize hatta samana kadar aklınıza gelebilecek her şey ithal edilmektedir.
Artık üretmeyen, tükettiği her şeyi ithal eden ülkemizde, halkımız tarafından en çok tüketilen gıda ürünlerinden olan ekmeğin yapıldığı tarım ürünü buğday başta olmak üzere üretiminde kullanılan her şey ithal edilmekte, ekmekteki pahalılık sebebiyle halkımız artık ekmek dahi yiyemez bir halde.
Bir zamanlar fakirliği anlatmak için dile getirilen ekmek ve kuru soğan ikilisinden ekmek yine zamlanırken, kuru soğanın fiyatı da neredeyse 7 TL’yi bulmuş bir durumda.
Böyle bir ortamda, İstanbul Ticaret Odası’na bağlı fırıncılar İstanbul’da ekmeğe %20 zamla 25 Kuruş arttırarak bir ekmeğin fiyatını 1,50 TL olarak belirledi. Fırıncılar Odası bu zammın akabinde odalarına kayıtlı fırıncıların da zam yapacağını duyurdu.
8 ay önce ekmeğin gramajının düşürülmesi ile yapılan gizli zammı da dikkate alırsak ekmeğe 8 aylık dönemde toplamda % 40’a varan zam yapılmış oldu.
Üretimi reddeden liberal politikaların uygulanması sonucu 2005 yılından bu yana 32 Milyon Dönüm tarım arazisi yani Belçika kadar bir alanı ve son bir yılda ise Zonguldak ilimizin yüzölçümü kadar bir alanı ekmekten vazgeçen ülkemizde, bir un çuvalı 70 TL’den 90 TL’ye çıkmıştır.
İşte böyle bir ortamda ekmeğe diğer tüm tüketim mallarına olduğu gibi sürekli olarak fahiş zamlar gelmekte, ayrıca mevcut durumda da ekmeğin bölge bölge gram ve kalitesinin değişmesi sonucunu da doğurmaktadır.
Dünyanın hiçbir yerinde “halk tipi ekmek”le fiyat, gramaj ve kalite olarak bu kadar oynanmaz. Nüfusun yüzde 20’sinden fazlasının açlık sınırının altında, yüzde 60’nın ise yoksulluk sınırının altında olduğu bu ülkede fakir fukaranın elinde bir tek ekmeği kalmışken, bırakın da onu rahatça evine götürebilsin!
Ekmeğin sağlıklı ve kaliteli olmasına, ekmeğe etiket koymaya, toz toprak içerisinde her türlü hijyen koşullarından uzak satılmakta olan ekmeği poşete sokmaya yetkililerin gücü yetmemekte, fakat ekmeğe her fırsatta zam yapılması normal görülmektedir.
Yetkililerimize çağrımız şudur : “Halkın ekmeği ile artık oynamayın! Ekmek zammından vazgeçin!”
Bir haftada 2 zam
Artan yoksulluk karşısında gıda harcamalarından kesip ekmek tüketimini artıran vatandaş için artık ekmek de lüks haline gelmeye başladı. Son bir yılda döviz kurundaki artış ve ithalata bağımlılığın etkisiyle girdi fiyatları artan gıda ve tarım ürünleri içinde ekmeğin hammaddeleri olan maya ve un da nasibini aldı. Buna göre, mayanın fiyatı 2017 Temmuz’undan 2018’in Temmuz’una kadar geçen bir yıllık dönemde yüzde 25, aynı dönemde unun fiyatı da yüzde 30 artınca, ekmeğe bir haftada iki zam birden geldi.
3 gün önce yalnızca İstanbul’da 25 kuruş zam yapılan ekmek, 1.25 TL’den 1.50 TL’ye çıkmıştı. Dün itibarıyla da Türkiye genelinde fiyatının yüzde 15 artacağı duyurulan ekmeğin 250 gramı İstanbul’da 1.75 TL’ye, Türkiye genelinde ise 1.50 TL’ye çıkacak.
Yoksulluk arttıkça ekmek tüketimi artıyor
Son zamdan önce günde bir ekmek tüketenlerin yıllık ekmek harcaması 456.25 TL iken, son zamla birlikte bu harcama 547 TL’ye çıkacak. Günde en az iki ekmek tüketen ailelerin yıllık ekmek harcaması ise 912.5 TL’den 1.095 TL’ye yükselerek, 182.5 TL artmış olacak. Bu artış yalnızca İstanbul için düşünüldüğünde her gün 1.75 TL’den alınan iki ekmeğin yıllık faturası, ailelere 1277.5 TL’ye mâl olacak. Buna göre, asgari ücretle geçinen bir ailenin 1.75 TL’den günde iki ekmek aldığı düşünülürse, yıllık maaşının yüzde 5.91’ini ekmeğe yatırdığı söyleyenebilir.
Diğer yandan Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, son 10 yılda ekmeğin kilogram fiyatının yüzde 180 arttığı görülüyor. Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, son yapılan yüzde 15’lik zamla birlikte ekmek fiyatlarının kilogram başına 5.75 TL’yi geçmeyeceğini belirtse de geçen yıl temmuz ayında kilogram fiyatı 4.1136 TL olan ekmeğin fiyatı, bu yılın aynı ayında 5.7500 TL’ye yükselerek yalnızca bir yılda yüzde 41 artmış oldu.
Simit de etkilenecek
Maliyetlerdeki artış yalnızca ekmeği değil, simidi de vurdu. Önceki gün patlak veren, susamın kilo fiyatının bir yılda yüzde 76.4 artarak 12 TL’ye çıkmasına neden olan sebepleri, İstanbul Tüccarlar Kulübü Derneği Başkanı İlker Önel şöyle sıraladı:
-Kur etkisi: Önel’e göre susam fiyatlarındaki tırmanışta etkili olan en önemli faktör dolar/TL kurundaki dalgalanmalar. Yılbaşından bu yana Türk Lirası’nın dolar karşısında yüzde 25 ila 27 değer kaybetmesinin ardından, fiyatlara en büyük etki kur tarafında gerçekleşti. Aralıkta kilogramı 9 liradan satılan simitlik susam, bugünlerde 11.50-12 lira seviyesinde satılıyor.
-Girdi maliyetleri: Önel, enflasyon sebebiyle artan enerji fiyatları, finansman giderleri, vergi ve benzeri maliyetlerin imalatçının giderlerini yüzde 15 civarında artırdığını söylüyor
