Kasım / 1975
Türkiye geri kalmış kapitalist bir ülkedir. Onun geri kalmışlığı sadece kapitalist olmasından ileri gelmiyor. Ekonomik ve politik bakımdan emper-yalizme bağımlı olması bunun başlıca nedenlerindendir.
Emperyalizm, özellikle Amerikan emperyalizmi, halkımızın ulusal bağımsızlık ve kurtuluş savaşını, ülkemizin ekonomik ve sosyal ilerlemesini yeni sömürgecilik yöntemleriyle engelliyor. İşbirlikçi burjuvazinin en gerici, talancı ve terörcü güçlerini destekliyor. Amerikan emperyalizmi, NATO, AID, Dünya Bankası, Konsorsiyum gibi yeni sömürgecilik tuzaklarıyla Türkiye üzerinde hegemonyasını sürdürüyor. “Uzmanları” değişik misyonlarıyla bakanlıklara kadar sızmıştır. Ülkemizi ucuz işgücü ve ham madde pazarı yapmıştır.
Emperyalist yatırımlar Türkiye’nin endüstrileşmesi, ağır endüstri kollarının kurulması yolunda değildir. Örneğin, Karadeniz Bakır İşletmeleri Demirel Hükümetleri zamanında kuruldu. Sermayesinin % 54’ü hazineden karşılandı. Sonra özel şirketlere ve kişilere dağıtıldı. AID bunu şart koştu. Böylece devletin, halkın parasıyla kurulan bir işletme kodoman burjuvazinin, Amerikan emperyalistlerinin arpalığı oldu. İşletme bir türlü tam kapasiteyle üretime geçemiyor. Şimdiye kadar bu işletme 4,5 milyar lira zarar etmiştir. Bu paralar gerici-faşist karması hükümetin çevresinde kümelenen kap kaççıların, emperyalist tekellerin kasalarına aktı. Ereğli Demir-Çelik, Karabük gibi kamu işletmelerinde de durum budur. Keban barajını ele alalım. Projesini Amerikan “Ebasko” kumpanyası hazırladı. Baraj dört yıl gecikmeyle işlemeye, yarı kapasiteyle zor geçti. Altı ay çalıştıktan sonra tekrar durdu. Yapım masrafı üç katına çıktı.
Bütün bunlara karşın, Sovyetler Birliği’nin, karşılıklı yarara dayanan ilkelere göre, yurdumuzda kurduğu endüstri dalları ağır ulusal endüstriye temel oluyor.
Türkiye halkının ulusal bağımsızlığını, egemenlik haklarını geri alması savaşı, geri kalmışlıktan kurtulmak direnişi, memleketin endüstrileşmesi, üretim aracı üreten ulusal ağır endüstrinin kurulması savaşımıyla bağlıdır. Bu savaşın başarıya ulaşması için, TKP’nin Eylem Programı’nda da belirttiği gibi, emperyalizme ve NATO’ya bağımlılığa son verilmelidir. Türkiye’de bütün yabancı tekellerin varına-yoğuna el konmalı, yurdun zenginliklerini talan etmeleri ortadan kaldırılmalıdır. Endüstrinin kurulması başlıca iç kaynaklara dayanmalıdır.
- Atılım