- Cumhuriyet
ABD’nin Ukrayna’da, Suriye’de sahada olmasına; İran’a karşı İsrail-Suudi Arabistan ittifakı kurmasına ve Venezüella’da darbe yapmaya kalkmasına bakarak “Amerikan Hegemonyasının Sonu” isimli kitabıma itiraz edenler var... Yanıtım kısa: ABD hegemonyası eskisi gibi güçlü olsaydı, biz Venezüella darbesi girişimini günlerce izlemezdik, zaten sabah uyandığımızda Venezüella’da darbe olduğunu öğrenmiş olurduk! Hegemonyası zayıflamaya başladığı için ABD 100 gündür darbe yapamadı!
Amerikancılar kaçtı Amerikancı Guaido’nun bir grup askerle bir üssü ele geçirmeye çalışarak başlattığı ikinci darbe girişimi de başarısız oldu! Guadio’nun askerleri Brezilya’ya kaçtı! Başarısızlığın ardından toplanan Beyaz Saray, Pentagon ve Dışişleri üçlüsü başarı getirecek bir çözüm bulamadı! ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton doğrudan Venezüella’ya askeri müdahale istiyor ancak Pentagon buna karşı... Trump, kazanca odaklanan işadamı refleksiyle şu aşamada askerlerden yana tutum alıyor...
Maduro’ya karşı olmak... Türkiye’de Venezüella meselesi ilginç bir düzlemde tartışılıyor. Çoğunluk ABD’nin darbe girişimine karşı ama Maduro’ya da karşı! Hatta bazıları, ABD’nin daha önce Saddam’ı, Kaddafi’yi, Esad’ı “şeytanlaştırma” propagandasından etkilenmiş gibi, Maduro’yu katil ilan edebiliyor! Bu, halkıyla birlikte kenetlenerek emperyalizme direnen Maduro için büyük haksızlık! Elbette Maduro’nun yönetim anlamında hataları olabilir ama bu Venezüella halkının sorunudur. Kuşkusuz rakamlara baktığımızda Maduro döneminin Chavez döneminden daha başarısız olduğu görülüyor ama nedenlerini de incelemek gerekmez mi? Venezüella petrolünü satın alan ama parasını ödemeyen ABD’ye değil de, o kaynaktan mahrum kaldığı için içeride ekonomik sorun yaşayan Maduro’ya yüklenmek haksızlık değil mi?
Doğru yerden bakmak Bana gelen mesajlardan çıkardığım sonuçlara göre, Venezüella gerçeğine tam hâkim olmadan Maduro karşıtlığı yapanların büyük kısmının motivasyonu, Erdoğan karşıtlığıdır. Erdoğan ile Maduro’nun iyi ilişkilere sahip olası, bazı Erdoğan karşıtlarını Maduro’ya da karşı olmaya şartlandırıyor. Hatta Maduro emperyalizme direndiği için, bunun Erdoğan’ın da emperyalizme direndiği yönündeki gerçek olmayan propagandaya destek olacağını düşünerek Maduro’ya karşı çıkanlar bile var.
İki liderin farkı Meseleleri kendi düzlemleri içinde değerlendirmek gerekir. Erdoğan ile Maduro’nun ilişkisi çıkarlar ilişkisidir. ABD ambargosu altındaki Maduro’nun uzatılan her eli tutmaya ihtiyacı var. Erdoğan’ın da Venezüella kaynaklarına! Meseleyi bu basitlikten çıkararak ideolojik bir birliktelik aramak doğru değil. Zira Erdoğan ile Maduro bambaşka yerlerdeler: 1. Maduro kategorik olarak antiemperyalist, Erdoğan değil. Erdoğan çıkarları gereği emperyalizmle işbirliği yapan birisi... 2. Maduro ABD karşıtı, Erdoğan değil. Erdoğan dengecilik adına ABD’yle de, Rusya’yla da çalışan birisi... 3. Maduro ABD’yle fiilen çarpışıyor, Erdoğan ABD’yle pazarlık yapıyor. 4. Maduro sosyalist, Erdoğan siyasal İslamcı... Sosyalistler ile siyasal İslamcıların ABD’yle ilişkileri birbirine zıttır.
Amasız antiemperyalizm Sonuç olarak Maduro’yu Erdoğan’a hatta Nusret’e bakarak değerlendirmek büyük yanlıştır. Maduro, halkıyla birlikte 100 gündür ABD saldırısına direnmektedir. 28 Ocak tarihli “Venezüella gerçeği” başlıklı yazımızda belirttiğimiz gibi, “ABD emperyalizminin saldırısına ve ‘arka bahçesi’nden hasat almak istemesine ‘amasız karşı olmak’ esastır.”