- Tarım Dünyası
18 Haz 2020
Tarımda zararlılara karşı kullanılan ürünler, çok farklı şekilde tanımlanıyor. Bilimsel adıyla pestisit, bu ürünleri üretenlerin ve bakanlık yetkililerinin deyimi ile “bitki koruma ürünleri”, çiftçilerin deyimi ile zirai ilaç veya böcek öldürücü, tüketicilerin ve sivil toplum kuruluşlarının deyimi ile tarım zehirleri. Adına ne derseniz deyin zararlılara karşı kullanılan bu ürünlerin kullanımı/tüketimi son yıllarda hızla artıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2015 yılında 39 bin ton olan pestisit kullanımı 2018’de 60 bin tona ulaştı. Ayrıca, kayıt dışı, kaçak kullanımının çok yaygın olduğunu da unutmamak gerekir.
Bu hızlı tüketim artışı bir çok sorunu beraberinde getiriyor. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği bu sorunlara dikkat çekmek için “zehirsiz sofralar” adıyla bir kampanya başlattı. Bir çok sivil toplum örgütünün de destek verdiği kampanya ilk sonuçlarını vermeye başladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı geçtiğimiz günlerde 16 pestisit (tarım zehiri) etken maddesinin yasaklandığını açıkladı. Daha öncekilerle birlikte, kullanılması yasak etken madde sayısı 200’ü aştı. Etken maddelerin yasaklanması elbette çok önemli. Ancak yasaklanmayan ve bilinçsizce kullanılan çok sayıda etken madde var.
Bunun anlamı şu; 2018’de topraklarımıza, bitkilere, meyvelere, sebzelere 60 bin ton pestisit(tarım zehiri) atıldı.
Türkiye’de 2019 sonu itibariyle ruhsatlı bitki koruma ürünü (formülasyon) sayısı, 5 bin 224. Ruhsatlı etken madde sayısı ise 369. Türkiye’de hektar başına 1587 gram pestisit kullanılıyor.
Avrupa Birliği ülkelerinin çoğunda, Türkiye’nin bir kaç katı daha fazla pestisit kullanılıyor. Tarımda herkesin “örnek ülke” olarak anlattığı Hollanda’da hektara 13 bin 800 gram pestisit kullanılıyor. Türkiye’nin 8.7 katı daha fazla. Yunanistan’da hektar başına 13 bin 500 gram kullanılıyor, yani Türkiye’nin 8.5 katı daha fazla. İtalya, Fransa, İngiltere ve Almanya’da da Türkiye’den bir kaç kat daha fazla pestisit kullanılıyor.
Avrupa Birliği’ne sebze meyve ihracatı 10 milyar dolar olan Hollanda’nın 2019 yılında 31 parti ürünü uygun bulunmazken, 1.5 milyar dolarlık ihracat yapan Türkiye’nin 85 parti ürünü uygun bulunmadı. Yaklaşık 5 milyar dolarlık ihracat yapan İspanya’nın 13 parti ürünü uygun bulunmadı. İtalya’nın 4.2 milyar dolarlık ihracatında 11 parti ürün uygun bulunmadı.
— Çoğu çiftçi (%78) zararlılara karşı sentetik insektisit(böcek öldürücü) kullanmaktadır.
— Çok sayıda çiftçi ilaçlama sırasında doğru ekipmanı kullanmamaktadır.
— Çiftçilerin büyük bir çoğunluğu insektisitlerin kendilerine ve çevreye olan olumsuz etkilerini bilmemektedir.
— Çiftçilerin büyük çoğunluğu pestisit uygulaması yaparken çevreye ve hedef dışı organizmalara zarar vermektedir.
— Bu durumu değiştirmek için çevre dostu Entegre Zararlı Yönetimi sistemlerini yaygınlaştırmak ve İyi Tarım Uygulamalarına yönlendirmek gerekmektedir.
Anket sonuçlarını değerlendiren Kumral, şu uyarıyı yapıyor: “Hastalık ve zararlılarla mücadelede «Entegre Mücadele Teknik Talimatları» doğrultusunda öncelikle kültürel tedbirler, mekanik mücadele, biyolojik mücadele veya biyoteknik yöntemler uygulanmalıdır. Son çare olarak kimyasal mücadele kullanılmalıdır.”
Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre; 16 etken maddeden sadece 1 tanesinin ithalatı durduruldu. Yasaklı maddelerin 4 tanesi 30 Haziran 2020’ye kadar ithal edilecek, 31 Temmuz 2020’ye kadar imalatı yapılacak ve 31 Aralık 2020’ye kadar kullanılacak.
Yasaklanan etken maddelerden 10 tanesinin ithalatı 31 Ağustos’a, imalatı 15 Ekim’e kadar sürecek. Bunlardan 8 tanesi 30 Eylül 2021 tarihine kadar kullanılmaya devam edilecek. İki tanesi ise 31 Aralık 2021’e kadar kullanılabilecek.
Chlorothalonil etkin maddesi yasaklandı ama ithalatı 31 Aralık 2020 tarihine kadar serbest. İmalatı 15 Şubat 2021 ve kullanımı ise 31 Aralık 2021 tarihine kadar serbest.
1- İnsan ve çevre sağlığına olumsuz etkileri: Genotoksik, Nörotoksik, Kanserojenik,
2- Üreme için toksik, Endokrin bozucu etkileri; Topraktaki kalıcılıkları; Yer altı sularını kirletmeleri; Arılara, balıklara, memelilere riskleri,
3- Uygulayıcılar, işçiler ve uygulama alanı yakınında bulunan kişiler için oluşturduğu riskin yüksek olması,
4- Metabolitlerinin yer altı sularına geçmesi ve kirletmesi
5- Toksikolojik ve ekotoksikolojik çalışmaların yetersizliği,
6- Aktif maddeyi üreten firmaların desteğini çekmesi, istenilen çalışmaları sunmaması sebebiyle söz konusu aktifin kullanımının güvenilirliğinin kalmaması,
7- RASFF (Gıda ve Yem İçin Hızlı Alarm Sistemi) bildirimlerinin önemli bir kısmının pestisit kaynaklı olması nedeniyle, ülkemizden Avrupa Birliği ülkelerine yapılacak yaş sebze ve meyve ihracatında sıkıntıların yaşanması, bu nedenle ülke ihracatının olumsuz etkilenmesi,
8- Gümrük Birliği anlaşması gereği yükümlülüklerimizin yerine getirilmesi,
9- Yasaklanacak aktif maddelerin ruhsatlı olduğu konularda alternatif bitki koruma ürünlerinin bulunması.
Bu gerekçeleri okuduktan sonra, yasaklanan tarım zehirlerinin kullanılmaya devam edilmesi nasıl açıklanabilir?
Türkiye’de pestisit kullanımı
YIL Tüketim(ton)
2014 39.723
2015 39.026
2016 50.054
2017 54.098
2018 60.020
Kaynak: TÜİK
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2015 yılında 39 bin ton olan pestisit kullanımı 2018’de 60 bin tona ulaştı. Ayrıca, kayıt dışı, kaçak kullanımının çok yaygın olduğunu da unutmamak gerekir.
Bu hızlı tüketim artışı bir çok sorunu beraberinde getiriyor. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği bu sorunlara dikkat çekmek için “zehirsiz sofralar” adıyla bir kampanya başlattı. Bir çok sivil toplum örgütünün de destek verdiği kampanya ilk sonuçlarını vermeye başladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı geçtiğimiz günlerde 16 pestisit (tarım zehiri) etken maddesinin yasaklandığını açıkladı. Daha öncekilerle birlikte, kullanılması yasak etken madde sayısı 200’ü aştı. Etken maddelerin yasaklanması elbette çok önemli. Ancak yasaklanmayan ve bilinçsizce kullanılan çok sayıda etken madde var.
Türkiye ve Avrupa’da pestisit kullanımı
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Tiryaki’nin verdiği bilgilere göre; dünyada yılda 3 milyon ton pestisit kullanılıyor. Türkiye’de ise 2018 verileri ile 60 bin ton pestisit kullanıldı.Bunun anlamı şu; 2018’de topraklarımıza, bitkilere, meyvelere, sebzelere 60 bin ton pestisit(tarım zehiri) atıldı.
Türkiye’de 2019 sonu itibariyle ruhsatlı bitki koruma ürünü (formülasyon) sayısı, 5 bin 224. Ruhsatlı etken madde sayısı ise 369. Türkiye’de hektar başına 1587 gram pestisit kullanılıyor.
Avrupa Birliği ülkelerinin çoğunda, Türkiye’nin bir kaç katı daha fazla pestisit kullanılıyor. Tarımda herkesin “örnek ülke” olarak anlattığı Hollanda’da hektara 13 bin 800 gram pestisit kullanılıyor. Türkiye’nin 8.7 katı daha fazla. Yunanistan’da hektar başına 13 bin 500 gram kullanılıyor, yani Türkiye’nin 8.5 katı daha fazla. İtalya, Fransa, İngiltere ve Almanya’da da Türkiye’den bir kaç kat daha fazla pestisit kullanılıyor.
Erken alarmda Türkiye ilk sırada
Türkiye’de ilaç kullanımı diğer ülkelere göre düşük, fakat bilinçli kullanılmaması nedeniyle önemli sorunlara neden oluyor. Avrupa Birliği’ne ihracat yapan ülkelerin sebze meyvelerinde uygun bulunmayan ürünler erken alarm sistemi ile açıklanıyor. Erken alarm sistemi ile duyurulan ve uygun bulunmayan parti sayılarına (RASFF 2019) bakıldığında ilk sırada Türkiye var.Avrupa Birliği’ne sebze meyve ihracatı 10 milyar dolar olan Hollanda’nın 2019 yılında 31 parti ürünü uygun bulunmazken, 1.5 milyar dolarlık ihracat yapan Türkiye’nin 85 parti ürünü uygun bulunmadı. Yaklaşık 5 milyar dolarlık ihracat yapan İspanya’nın 13 parti ürünü uygun bulunmadı. İtalya’nın 4.2 milyar dolarlık ihracatında 11 parti ürün uygun bulunmadı.
Zehir kullanımında çiftçi ne kadar bilinçli?
Pestisitleri kullanan çiftçilerin ne kadar bilinçli kullandıkları da hep tartışılıyor. Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü’nden Doç. Dr. Nabi Alper Kumral’ın Bursa’da 15 ilçe ve 61 köyde 2017-2018 yılları arasında yüz yüze yaptığı anketin sonuçları çok çarpıcı.— Çoğu çiftçi (%78) zararlılara karşı sentetik insektisit(böcek öldürücü) kullanmaktadır.
— Çok sayıda çiftçi ilaçlama sırasında doğru ekipmanı kullanmamaktadır.
— Çiftçilerin büyük bir çoğunluğu insektisitlerin kendilerine ve çevreye olan olumsuz etkilerini bilmemektedir.
— Çiftçilerin büyük çoğunluğu pestisit uygulaması yaparken çevreye ve hedef dışı organizmalara zarar vermektedir.
— Bu durumu değiştirmek için çevre dostu Entegre Zararlı Yönetimi sistemlerini yaygınlaştırmak ve İyi Tarım Uygulamalarına yönlendirmek gerekmektedir.
Anket sonuçlarını değerlendiren Kumral, şu uyarıyı yapıyor: “Hastalık ve zararlılarla mücadelede «Entegre Mücadele Teknik Talimatları» doğrultusunda öncelikle kültürel tedbirler, mekanik mücadele, biyolojik mücadele veya biyoteknik yöntemler uygulanmalıdır. Son çare olarak kimyasal mücadele kullanılmalıdır.”
Yasaklanan zehirler kullanılmaya devam edilecek
Tarım ve Orman Bakanlığı 16 etken maddeyi yasakladı. Fakat, yasaklanan bu maddeler kullanılmaya devam edilecek. Evet, yanlış okumadınız. Bakanlık bu maddeleri kanserojen, insan yaşamına,çevreye, doğaya zarar verdiği için yasaklıyor. Ancak, belli bir zaman diliminde bu etken maddelerin ithalatı, üretimi, kullanılması devam edecek.Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre; 16 etken maddeden sadece 1 tanesinin ithalatı durduruldu. Yasaklı maddelerin 4 tanesi 30 Haziran 2020’ye kadar ithal edilecek, 31 Temmuz 2020’ye kadar imalatı yapılacak ve 31 Aralık 2020’ye kadar kullanılacak.
Yasaklanan etken maddelerden 10 tanesinin ithalatı 31 Ağustos’a, imalatı 15 Ekim’e kadar sürecek. Bunlardan 8 tanesi 30 Eylül 2021 tarihine kadar kullanılmaya devam edilecek. İki tanesi ise 31 Aralık 2021’e kadar kullanılabilecek.
Chlorothalonil etkin maddesi yasaklandı ama ithalatı 31 Aralık 2020 tarihine kadar serbest. İmalatı 15 Şubat 2021 ve kullanımı ise 31 Aralık 2021 tarihine kadar serbest.
Yasaklama gerekçelerine aykırı uygulama
Tarım ve Orman Bakanlığı pestisitlerde kullanılan 16 etken maddenin neden yasaklandığını şu gerekçelerle açıklıyor:1- İnsan ve çevre sağlığına olumsuz etkileri: Genotoksik, Nörotoksik, Kanserojenik,
2- Üreme için toksik, Endokrin bozucu etkileri; Topraktaki kalıcılıkları; Yer altı sularını kirletmeleri; Arılara, balıklara, memelilere riskleri,
3- Uygulayıcılar, işçiler ve uygulama alanı yakınında bulunan kişiler için oluşturduğu riskin yüksek olması,
4- Metabolitlerinin yer altı sularına geçmesi ve kirletmesi
5- Toksikolojik ve ekotoksikolojik çalışmaların yetersizliği,
6- Aktif maddeyi üreten firmaların desteğini çekmesi, istenilen çalışmaları sunmaması sebebiyle söz konusu aktifin kullanımının güvenilirliğinin kalmaması,
7- RASFF (Gıda ve Yem İçin Hızlı Alarm Sistemi) bildirimlerinin önemli bir kısmının pestisit kaynaklı olması nedeniyle, ülkemizden Avrupa Birliği ülkelerine yapılacak yaş sebze ve meyve ihracatında sıkıntıların yaşanması, bu nedenle ülke ihracatının olumsuz etkilenmesi,
8- Gümrük Birliği anlaşması gereği yükümlülüklerimizin yerine getirilmesi,
9- Yasaklanacak aktif maddelerin ruhsatlı olduğu konularda alternatif bitki koruma ürünlerinin bulunması.
Bu gerekçeleri okuduktan sonra, yasaklanan tarım zehirlerinin kullanılmaya devam edilmesi nasıl açıklanabilir?
Türkiye’de pestisit kullanımı
YIL Tüketim(ton)
2014 39.723
2015 39.026
2016 50.054
2017 54.098
2018 60.020
Kaynak: TÜİK